Kuraklık, neden sigorta kapsamı içine girmiyor

BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Ziraat Bankası’nın tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılması ve yasal takip süresinin uzatılmasını sağlayacak mevzuat değişikliği önerisini kabul etmedi.

Peki, Ziraat Bankası, neden böyle bir öneri getirmişti? Tarım sektörünün doğal şartlara bağlı olması, sektörde sigorta bilincinin fazla yaygın olmaması, ayrıca sigortanın kapsamının kuraklık gibi yaygın afetleri de kapsamamasını gerekçe göstererek, kararnamede değişiklik istemişti.

Gerçekten de bir süredir okuyucularımdan, kuraklığın neden sigorta kapsamına alınmadığına yönelik çokça soru almaya başladım. Haksız da sayılmazlar. Memleket kuraklıktan kırılırken, üstelik her yıl da aynı sorun yaşanırken; nasıl oluyor da, yetkili kurum ve kuruluşlarca ’tarımda devrim’ diye nitelendirilen devlet destekli tarım sigortasının içine kuraklık girmiyor.

İşte bu soruyu, devlet destekli tarım sigortasının yürütülmesi için kurulan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Genel Müdürü Bülent Bora’ya sordum.

ZARARIN BOYUTU ÖLÇÜLEMİYOR

Kuraklığın ciddi bir risk olduğunu söyleyen Bülent Bora, "Şu anda zaten Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaygın kuraklık var. Geçen sene de İç Anadolu bölgesinde olmuştu. Sonuçları itibariyle çok büyük zararlar verebiliyor. Bu zararın boyutunu ölçebilecek istatistikler ve veriler yok. Onun için de bu risk için talep edeceğimiz prim seviyelerini de belirleyemiyoruz" diyor.

Bülent Bora, devlet desteği olmadan kuraklık sigortasının yapılmasının da mümkün olmadığını vurguluyor. Bora; devlet desteği derken, primin yarısını devletin yarısını da çiftçinin ödediği bugünkü tarım sigortası modelinden biraz daha fazla bir destekten bahsediyor. Bülent Bora, "20 milyon ton ortalama buğday üretimi var. Yüzde 30 kayıp dediğiniz zaman 6 milyon ton kayıp anlamına gelir. Bunun parasal değerini düşünün" diyor.

Bu noktada, Bülent Bora’ya kuraklık hasarının ödenmesi için yurtdışından neden reasürans teminatı almadıklarını da soruyorum.

SİGORTAYA DEVLET DESTEĞİ ARTMALI

"Reasürans bulsak bile çok kısıtlı seviyede olacaktır" diyor Bülent Bora ve şöyle devam ediyor: "Her şekilde hasarın fazlasını ödemek için devlet desteğine ihtiyacımız olacak. Bir de kuraklık riskinin büyüklüğünden ötürü, ödenecek primler de çok yüksek olacaktır. Örneğin, kuraklığın en fazla vurduğu ürün hububat. Hububatın getirdiği gelirle çiftçinin, o primi ödemesi neredeyse imkansız. Mutlaka devlet desteğinin artırılması gerekecek. Mesela bazı ülkelerde primin yüzde 80’ini devlet ödüyor."

İşin ilginci, Tarım Bakanlığı zaten kuraklık yüzünden çiftçilere teşvik verecek. Bu teşvik yerine, sigortanın primine olan katkıyı artırsa, böylece de kuraklık, sigortanın kapsamı içine girse... Bülent Bora, böyle bir mukayeseyi yapacak ellerinde veri olmadığını söylüyor.

Devletin bu sene de Güneydoğu’daki çiftçilere kuraklık yardımı yapacağını hatırlatan Bora, "Biz öyle bir sistem kurmalıyız ki çiftçinin, sigortadan aldığı hasar, devletin ona yapacağı yardımdan biraz daha fazla olsun. Devlet de çiftçiye yaptığı ödemeden daha az bir yardım yapsın. Sigorta sistemi, bunu gerçekleştirirse başarılı olur. Bunun için de çok doğru primler belirlemeliyiz."

3-5 YILDAANCAK SİGORTAYAPILABİLECEK


Sohbetimiz sırasında Bülent Bora’dan, kuraklığın da sigortanın kapsamı içine alınması için çalışmalar yapıldığını öğreniyorum. Bu çalışmaların başında da coğrafi bilgi sistemi geliyor. Türkiye’nin tarımsal alanda risk haritasını çıkardıklarını ve proje tamamlandığında, kuraklığın hasar tespitini uzaktan algılama yöntemiyle yapabileceklerini belirten Bülent Bora, "Varsayalım ki, bugün sigorta için desteği artıracağını söyledi. Biz de kuraklık sigortasını yaptık. Bir hasar olduğunda milyonlarca çiftçinin hasar tespitini yapabilmek için altyapınız olmazsa, sigorta yapmak da bir işe yaramaz" şeklinde konuşuyor.

Bülent Bora, 3-5 yıla kadar kuraklığın da devlet destekli tarım sigortasının kapsamı içine alınacağını sözlerine ekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları