Kriz olmaz ama...

’DÜNYA ekonomisi nereye gidiyor? Siz 6 Nisan 2005’de Tempo’ya ’3. Dünya Savaşı ABD ile Çin arasında’ başlıklı demecinizde "Mortgage sisteminin, şişmiş balon gibi 2007 sonunda patlayacağını, 2009’da da Amerikan finans sektörünün çökeceğini’ söylemiştiniz. Mortgage sistemine bağlı olarak da yeni yılda bankalar ve piyasalar sallanıyor... Amerika buna karşı ne yapabilecek?"

Verso’nun sahibi Erhan Göksel bu soruya karşı diyor ki:

- Küresel sermayenin patronu olan Amerika’nın yapabileceği tek şey, bunu ötelemektir; geciktirmektir. Elindeki en büyük koz, kısa vadedeki Amerikan Merkez Bankası’nın faiz politikasıdır. Nitekim son bir yıldır giderek artan oranda faiz indirimi yapan Amerika, bugün de (dün) aldığı kararla 0.75 puan daha indirerek faizi 3.50’ye düşürmüştür. Geçen pazartesi günü ABD’de resmi tatildi. Bütün Avrupa ve Asya sallanırken, saat farkından Avrupa ve Türkiye borsaları da tam kapanmak üzereyken, borsada büyük çöküşe neden olmuştur. Avrupa borsaları dün Amerikan Merkez Bankası’nın faiz indirimi üzerine biraz toparlandı.

KİMSE YANILMASIN

- Türkiye’ye bakılırsa.
..

-Kimse yanılmasın... Aslolan kapitalizmin en üst aşaması olan mali sermaya çağında şirketlerin mali piyasadaki değermeridir Yıllık zararların öneminden daha önemli sayılmaktadır. Örneğin, yılbaşından bu yana Türk borsasında ciddi bir kayıp olmakla birlikte, İMKB’de işlem gören şirketlerin değeri 55 milyar dolar değer kaybetmiştir; yani varlıklarında bu kayıp meydana gelmiştir. Aynı şekilde Citibank ve Merrill Lynch 10-15 milyar dolar zarar ettiler. Örneğin 10 milyar dolar kaybeden çok uluslu bir şirketin hisse senetlerinin nominal değeri ortalama %20 kayba yolaçtı; ki bu bu 150-200 milyar dolara tekabül ediyor.

Büyük ekonomik kararlar, ekonomik değil siyasaldır. O yüzden bunu algılayamayanlar piyasaları da algılayamazlar.

- 2008 yazından sonra sonbaharda Amerikan mali sisteminin tıkanacağını söylüyorsunuz çeşitli verilerle... Bu durum Türkiye açısından çok önemli...

-2002 sonunda iktidara geldiğinden beri AKP, Kemal Derviş ve IMF politikalarına devam etti, hiçbir önlem alınmadan... Batı dünyası ve çok uluslu sermaye de, bu politikadan ayrılmayacağı garantisini aldığı için AKP iktidarını destekledi. Çünkü Derviş ve IMF, Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin teminatı sayılıyor. Dünyanın en yüksek faizini ödüyor Türkiye... Faiz ödeyen ülkeler %7 verirken, biz 20’ler veriyorduk; şimdilerde ise %17-18... Dolar bazında böyle bir faiz yok.

Geçen yıl ayda 3.4 milyar dolar faiz ödüyorduk. Bu yılki rakamlara bakalım. Kemal Unakıtan, büyük bir uyanıklıkla bu yıl bütçeye günlük 153 milyon YTL faiz koydu. Bu rakam çok kişinin gözünden kaçtı. 153 milyon faiz ödeneği ne demek; ayda 4.6 katrilyon demek... Dolar bazında da bugünkü kurla 4.1-2 milyar dolar. Geçen yıla göre, fazladan 700-800 milyon dolar ödeyeceğimizi bir düşünün; gittiğimiz noktayı hesap edin.

KRİZ YAŞANIR MI

İç ve dış borcu 450 milyar dolara yaklaşan, yıllık gayri safi milli hasılasının üzerinde borcu olan bir ülkenin, küresel ekonominin yaratacağı bir kriz dalgasından tsunami gibi etkileneceğinden kuşku yoktur. Şu anda Türk piyasasından çıkış olmamasının nedeni, bütün dünya sallandığı için küresel oyuncuların parayı götüreceği bir ülke yoktur. Kriz derinleştikçe, sermaye güvendiği ortama döner; yani vatanına... Türkiye gibi üretmeyen bir ekonomi, hizmet sektörü ve alıp-satma ticareti dışında bir projesi olmayan bir ülke, 2001’den daha ağır bir krize gebe olabilir. Bunun sonucunda da Türkiye’nin sermaye ve borç yapısı değişir. 2005’de 27 milyar olan özel sektörün dış borcu bugün aralık sonu itibariyle 142 milyar dolardır. Dileriz böyle bir krize düşmeyiz, yoksa bir gecede bütün şirketlerimiz yabancıların eline geçebilir.

- Türkiye’de döviz bol olduğuna göre bir güvence sayılabilir mi.

Doğrudur, Türkiye’de döviz boldur. Bunun nedeni, ne Körfez’dir, ne Arap ülkeleridir; ne de ’kara para’dır. Zaten bunun tümünü toplasan 20-30 milyar eder. Asıl dolar bolluğunun nedeni yukarıda söylediğimiz gibi Türk işadamlarının dışardan ipotek karşılığı aldıkları kredilerdir; borçlardır. Dışardan %4-5 faiz ile aldıkları parayı Türkiye’ye getirip sonra da bunları %17-20 ile devlete satmalarıdır. Bir şey daha söyleyeyim: Bir devlet borcunu ödemediği zaman eninde sonunda bunu kendisine ödettirirler.

Gerçi bu kısa dönemde olmaz. Ama özel sektör borcunu ödemediğinde anahtarını ertesi gün alırlar elinden.

Kadınlarımız ’Persepolis’i lütfen görsünler

TÜRBANI istediğini ve inançları için taktıklarını söyleyen kadınlarımıza...Bir kadın olarak kendilerine tek bir tavsiyem var, Fransa’da ödül almış ve birçok ödüle de aday gösterilmiş olan ’Persepolis’ filmini görmeliler. Filme baktıkça Türkiye’nin nereye doğru yürüdüğünü çok açık bir şekilde görüyorsunuz. Hatta biz yolun yarısını da geçmiş durumdayız, Cumhuriyet rejiminin Türkiye’ye kazandırdıklarının ne kadarını yitirdiğimizi filmi izleyince çok açık bir şekilde görüyorsunuz. Umarım bu filmin iyi bir tercümesi vardır, çünkü konuşmalar insanın kanını donduruyor. İnancını yaşamak için türban takmak isteyen kadınlarımız, İslam’ın diğer şartlarını da yaşamak zorunda olduklarını algılıyorlardır herhalde. Dönüp Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan gibi İslam devletlerine bakıp geleceklerini görebilirler daha geç olmadan. O da Cumhuriyet’in biz kadınlara vermiş olduğu haklardan feragat etmek demektir. Umarım çok geç olmadan anlarlar.

(Bayan) Özcan MUSAOĞLU

Elektrik Y.
Mühendisi-LÜKSEMBURG

Ülkücü kuşak’ ’yeşil kuşak’a teslim oldu

MHP’ye neden bu kadar yüklenildiğini, ’AKP’nin stepnesi’ denildiğini anlamadım gitti. Emperyalist ABD’nin, şimdi tarihe gömülmüş projesinde, MHP ’ülkücü kuşak’, AKP’nin de içinde yer aldığı dinci kadrolar ’yeşil kuşak’ değil miydi? Hálá da öyle değil mi? Ülkücü kuşağın, yeşil kuşağa arka çıkmasından doğal ne olabilir? Onca şaşkınlığa ne gerek var? Ülkücü kuşak sarmallı MHP dün ne idiyse bugün de aynı; yeşil kuşak sarmallı AKP’nin de içinde yer aldığı dinci kadrolar da...

Baki KARAKOL-İSTANBUL

GÜNÜN HATIRLATMASI

"AKP ülkeyi Darül Harp görüyor. Ne demek Darül Harp? Ülkede eğer cumhurbaşkanının ardında namaz kılınmıyorsa o ülke işgal altındadır. Ve AKP ülkeyi işgal edilmiş görüyor. AKP yolsuzlukla elde ettiklerini de savaş ganimeti sayıyor. Af buyurun hanımefendiler!.. Bunlar sekreterleri ile ilişkide bulunmayı zina saymıyor, başkalarının kadınlarını ise savaş esiri görüyorlar."

(MHP Milletvekili ve Ecevit hükümetinin Sağlık Bakanı Prof. Osman Durmuş’un 22 Temmuz seçimlerinden önce Ümraniye’ye yaptığı konuşmadan...)
Yazarın Tüm Yazıları