Yaşam avuçlarımdan kaydı tutunacak dal aradım

Bu gece yaşam avuçlarımdan kaydı, tutunacak bir dal aradım, bulamadım.

Bir uçuruma yuvarlandım, ellerim boştaydı. Söylesene ben yalanlar içinde yaşamayı nasıl öğreneceğim? Yardım et dayanamıyorum; ben nerede hata yaptım?

Bir ilişki yaşadım sevdiğimle; sonunda nişanlandım ama onu göremiyorum. Çünkü cezaevine girdi. Onsuz yaşamak bana acı veriyor. Her geçen gün yüreğim daha da çok kanıyor. Gözümden akıtamadığım yaşları içime akıtıyorum. 1 sene oldu ondan ayrıyım. Ben bu yaşama dayanacak gücü kendimde bulamıyorum. Benimki ne bir heves ne de bir alışkanlık... Benimki gerçek sevgi, aşk, özlem, hüzün...

Bana akıl ver, onsuz yaşamaya ne kadar ve nasıl dayanırım? Ne yapayım ki; onu bu kadar düşünmekten vazgeçeyim? Sevmek ancak beraber olup, birlikte yaşayınca güzel. Başka türlü sevgi olur mu; canım Güzin Ablam; söylesene...

RUMUZ: KARA


Kızım ne yapıyorsun, çalışıyor musun, evde mi oturuyorsun? Ne yaptığını bilmediğim için sana nasıl bir öğüt vereyim, kararsız kaldım. Madem sevdiğinden uzaksın, madem onu beklemek sana zor geliyor, kendine mutlaka bir uğraş bulmalısın. Hem de seni zorlayacak, seni yoracak, kafanı meşgul edecek bir iş olmalı bu... Kendini ona ver, başka bir şey düşünmeye vaktin olmasın. Yoksa böyle giderse karasevdaya kapılıp, sağlığını yitireceksin.

Dediğin doğru, sevgi karşılıklı olursa, sevgi birlikte yaşanırsa güzeldir, mutluluk verir. Başka türlü olduğunda ise acı çekersin, sorunlar yaşarsın. Tabii herkesin sevgiyi yaşayışı farklıdır. Anlaşılan sen kendini iyice kaptırmışsın, gözün başka bir şey görmüyor.

Bana nişanlı olduğun bu gencin neden hapse düştüğünü yazma gereği duymamışsın. Anladığım kadarıyla senin için bu önem taşımıyor. Senin için yalnızca ondan ayrı kalmak önemli, başka şey düşünmüyorsun. Ama bir genç kızın evlenmeye hazırlandığı erkeğin ne sebeple hapse düştüğü, nasıl bir suç işlediği önemli olmaz mı? Kaç yıl yatacak, suçu neydi? Bütün bunlar çok ciddi konular... Sevgi, aşk ve özlemden önce bunları düşünmek zorunda değil misin kızım?

Bir kadının kendini eleştirdiğini görmek çok güzel

Bir erkek olarak sürekli köşeni okuyorum, fakat son okuduğum yazın kadar hiç birinden keyif almadım. Neden diyeceksin; buraya gelen yazılarda ya kadınlar erkekleri eleştirir ya da erkekler kadınları...

İlk kez bu yazıda gördüğüm gibi, bir kadının kendini eleştirmesi, kendinde hata bulması ve düzelme yolunda adım atması çok güzel. Bu sorun yalnızca kadınlar için değil... Ama bizim toplumumuzda kadının etkisinin önemini kabul etmek gerekir. Biz erkekler, her ne kadar maço olduğumuzu söylesek de, bizi yönlendiren hep kadınlar olmuştur. "Evi yapan dişi kuştur" deyimindeki gibi...

Bizim kadınlarımız kendilerinde hiçbir zaman hata bulmaz. Benim de evliliğim bu yüzden bitti. Ben eşime "Bir doktora gidelim, sorunumuzu konuşalım" dediğimde "Ben gitmem, sen git. Sorun sende" diye terslerdi beni. Kendisi hep fedakar kadın pozundaydı... Ve bitti maalesef. İşte "Kendimi buldum" rumuzlu hanımefendiyi bu nedenle kutlar, hayatta ona ve ailesine mutluluklar dilerim. Yayınlarsanız sevinirim.

RUMUZ: ÖZELEŞTİRİ


Bütün bu yazdıkların güzel hoş da, neden erkekler de kendilerini hiç görmezler, özeleştiri yapmazlar? Neden hep kadını suçlar, hep kadından fedakarlık bekler, hep kadının yuvayı düzeltmesini isterler? Belki eşin senin düzelmeni bekliyordu, bazı konularda senin değişeceğini umuyordu. Olmayınca, artık dayanamadı.

Belki fedakar kadın pozunda değildi, gerçekten fedakarlık hep ona düşüyordu. Geriye dönüp baktığında eşinin neler beklediğini; buna karşılık senin ona neler verdiğini hiç düşündün mü? Bağışla ama genelde erkekler hep bir şeyler beklerler. Ama vermeyi pek bilmezler. Özellikle de konu ilgi ve sevgi olunca...

Nedir bu insanlardaki sadakatsizlik

Sevgili Güzin Abla, nedir bu evli insanların sadakatsizliği! Evli eşler birbirini aldatmak için en ufak bir fırsatı bile kaçırmıyorlar. Aldatırken yuvalarını hiç düşünmüyorlar. Erkek ya da kadın; bu oyuna bir gün kendileri de düşebilirler. En kötüsü canlarından çok sevdikleri evlatlarının güvenini bir ömür boyu kaybedebilirler. 

RUMUZ: SADAKAT


İhanet karşısında hep tekrarladığım bir söz vardır. "Eğer o, bugün eşini seninle aldatıyorsa, yarın seni de bir başkasıyla aldatmayacağı ne malum" derim. Bu düşüncemin sık sık gerçekleştiğini ne yazık ki görüyorum. Bana yazan bazı hanım okurlarım, eşinden ayırıp evlendiği adamın şimdi de kendisini bir başka genç hanımla aldattığını yana yakıla anlatıyor.

Kader mi, ilahi adalet mi, bilemiyorum. Ancak medyada her gün ünlülerin aldatma öykülerini yayınladıkça, insanlarda bir özenti mi başlıyor ya da ortam mı bunu gerektiriyor? İşin içinden çıkmak zor gerçekten.

Hiç kız arkaşımın olmaması normal mi

Ben 17 yaşında bir delikanlıyım, lise son öğrencisiyim, fakat şimdiye kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu beni çok rahatsız ediyor. Arkadaşlarımın yanında mahcup oluyorum. Kızlara yaklaştığım zaman heyecanlanıyorum. Benim yaşımda birinin şimdiye kadar hiç sevgilisinin olmaması normal mi? Kendimde bir eksiklik hissediyorum. Annemler sorunca da mahcup olmamak için "Var" diyorum.

n RUMUZ: NE OLACAK BENİM BU HALİM


Oğlum, duyan da senin 30’unu devirdiğini sanır... 17 yaş bu, henüz her şeyin başındasın. Senin yaşında gençlerin flört etmeleri de doğal. Ama henüz kendini karşı cinsle yakınlık kurmaya hazır hissetmiyorsan, bu da çok normal. Onlarla önce normal arkadaşlık kurmayı dene. Kendini daha rahat hissedersin.
Yazarın Tüm Yazıları