Yararlı ama eksik bir kitap

Ünlü şairin 80’inci yaşı vesilesiyle yayımlanan Sezai Karakoç’u Anlamak kitabındaki önemli yazıları takdir ediyorum.

Haberin Devamı

Ancak, yazarı anlatırken bir düşünce, edebiyat kıstası olarak kullanılan akrabalık kavramını son derece yadırgadım

Sezai Karakoç’u Anlamak kitabı, iyi şair, iyi bir fikir adamı olan Sezai Karakoç’un 80. yaşı nedeniyle hazırlanmış. Türk şiirinin, Türk düşüncesinin köşe taşlarından biridir Karakoç. Onsuz ne Türk şiir tarihini anlamak mümkündür ne de düşünce ve inanç tarihini.
Mahmut Bıyıklı-Bahtiyar Aslan’ın hazırladığı kitapta hiç kuşkusuz önemli, kuşatıcı yazılar var ama onların yanı sıra Karakoç gibi prizmatik bir adı tek ışının içine hapseden makaleler de bulunuyor.
Böyle kitaplardaki incelemelerin birinci koşulu nesnellik şartıdır, amaç hakkında yazılanın sanatçı, fikir adamı kişiliğini irdelemektir, yoksa onu yazanın dünya görüşüne sokmak için çaba harcamak değil.
Hazırlayanların, Sezai Karakoç’u Anlamak başlıklı yazısından bir bölümü okuyalım: “Sezai Karakoç, bir çağ okuyucusudur. Yaşadığı çağı geçmişin aydınlık yordamıyla ve geleceğin fecir vaktine, ışıyan yüzüne bakarak okuyan bir şair, bir düşünürdür. Çağdaşları içinde korkuya, telaşa, endişeye kapılmadan, büyük bir özgüven içinde fakat aynı zamanda kibre yenilmeden, hırsa galip gelerek ve öfkesini bile terbiye ederek zamanı okuyan belki de tek isimdir o. Ve fakat çağını iyi okuyan adamı, çağı iyi okumadı.”
Ancak, bu kitaba seçilen yazıların gerekçesi beni şaşırttı. “Yazılar, görerek, okuyarak veya yaşayarak Sezai Karakoç’la aralarında bir akrabalık ilişkisi kuranlarca kaleme alındı farklı zamanlarda. Dolayısıyla kitaptaki yazılar aynı zamanda bu akrabalık duygusundan yükselen bir saygı duruşunu da ifade ediyor.”
İlk kez bir düşünce, edebiyat kıstası olarak akrabalık kavramına rastlıyorum. En azından akraba yazarlık kriterlerinin neler olduğunun açıklanmasını bekliyor insan...
Eğer bu kitap şiirini, yazısını özümseyerek okuduğum, yaşamının her aşamasına saygı duyduğum Sezai Karakoç adına olmasaydı, eleştiri listemdeki yargılar çoğalabilirdi. Bir tür armağan kitap benim açımdan başka bir özellik taşımalı. Daha önce yazılanlardan derleme yerine, onlardan yeni yazılar istenmeliydi.

Haberin Devamı

Yararlı ama eksik bir kitap

Haberin Devamı

Her şairin antolojilerde, belleklerde yer eden şiirleri vardır, bu açıdan da Sezai Karakoç, önde gelen bir şairdir.

İNANÇ YUMAĞI

Düşüncesini -ideoloji kelimesini kullanmak istemiyorum- dünyayı algılamasını, kavramasını, bunu bir inanç yumağı içinde değerlendirmesini, şiire bu kadar ustaca yansıtan çok az şair vardır dünyada. Eğer onun şiirlerinden yola çıkarak mukayeseli bir çalışma yapılsa, onun öncülüğü ortaya çıkar.
Kitaptaki bazı yazıların, gerçekten Karakoç’un şiirini, düşünce dünyasını, kişiliğini anlamada önem taşıdığı kanısındayım. Onların bir bölümüne değineceğim.
Arif Ay, Sezai Karakoç Şiiri’nde günümüz dünyasında şairin konumunu belirliyor: “Teknoloji, bütün insanları üretim aygıtlarının hizmetine soktu. Günümüzde maddi imkânlar artarken, manevi alanlar ve imkânlar, ilişkiler tükeniyor. Kısacası dünyanın ufku gittikçe kararıyor, karanlık küreselleşiyor. Ekolojik denge bozuldu. Bakınız ne diyor Thomas Bernhard: ‘Ağaç yok / Seni anlayacak / Orman yok / Nehir yok.’ Bu barbarca gidişe şairler olarak, yazarlar olarak daha ne zaman ‘Dur!’ diyeceğiz. Siyaset cambazları, sermaye tiranları artık iplemiyor hiçbirimizi. Ne kadar kaçarsak kaçalım, dünya denilen katı ve gerçek bir gezegendeyiz sonuçta. Ve hepimiz çağımızdan sorumluyuz.”

GELENEK ADAMI

Cevat Akkanat
, Sezai Karakoç’un Gelenekle İlgili Düşünceleri ve Şiirindeki Geleneksel Şekil Unsurları’nda şairin bu kavram üzerindeki düşüncesini özetliyor: “Karakoç, her şairin geleneği izlemek, kendi yolunu geleneğin yolundan giderek bulmak, ondan haberdar olmak mecburiyetini öne çıkarır. Çünkü bir şairi, şiire götüren ilk unsur gelenektir. Bir şair, ‘daha evvelki şairlerle ruh ilişkisi kurmakla’ şiiri sevmeye başlar. Zamanla şiir onun içine yerleşir, ruhunda yuvalanır. Sezai Karakoç, bir şairin, gelenek aracılığıyla başka bir ‘zaman’da yaşayacağını ileri sürer.”
Haydar Ergülen, İnancını Şiirine Dahil Eden Şair’de II. Yeni konusundaki şairin görüşünü de aktarır:
“Sezai Karakoç, modernist bir şairdir: Cemal Süreya, Sezai Bey’in ünlü şiiri ‘Balkon’ yayımlandığında, bu şiirin ‘güzel’ olduğunu, ama daha da önemlisi ‘yeni ve daha güzel şiirler yazdıracak bir yatırım olduğunu belirtir. ‘Balkon’, medeniyetin kötü habercisi olarak gerilimi arttıran bir şiirdir. Bütün öncü ve modernist şairlerin de, bu anlamda bir tür ‘kâhin’ (bilici) olduğunun da en iyi delilidir.”
Başlıkta da söylediğim üzere, Karakoç’u anlama yolunda yararlı, ancak tüm iyi niyetine rağmen eksik bu çalışmanın yeni yazılarla genişletilmesini bekliyorum...

Haberin Devamı

Doğan Hızlan’ın seçtikleri

L.N. Tolstoy
Kreutzer Sonat
İş Bankası Kültür Yayınları

Ursula K. Le Guin
Malafrena
Metis

Ayşe Hür
Öteki Tarih III
Profil

Clive Cussler
Hilal Şafağı

Altın

Yazarın Tüm Yazıları