Turan Erol'un kedisi

TURAN EROL'un Akbank Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki resim sergisini kendisiyle birlikte gezdim.

Ressam 75. yaşını 75 yapıtlık retrospektif bir sergi ile kutluyor.

Sergi için bir de Seçki adlı katalog yayınlandı.

Hiç kuşkusuz benim için Turan Erol, önce Ege'nin beyazını, iç açıcı atmosferini ölümsüzleştiren bir sanatçıdır.

Anıtkabir Müzesi'nde yer alan Çanakkale Savaşı resmini gördüm.

Daha sonra da Ankara Oteli için yapılmış duvar panolarını.

Sanatçıların bazı çalışmaları ne yazık ki özen gösterilmediği için yok olup gidiyor. Otel yenilenirken, onlar da kaybolup gitmiş.

Aynı Ferruh Başağa'nın Heybeli'deki Barbaros mozayiği gibi.

Turan Erol'un atölyesinde bir de sürekli konuk var. Kedisi. Onu da tuvale getirmiş.

Turan Erol, sanatıyla ilgili önemli bir açıklamada bakın ne diyor:

‘‘Ama hiçbir zaman kendini alışkanlıklara bırakmamak, doğaya, yaşama baktığın kadar, yapılanları da izlemek gerekir. Tabii, buna genç yaşlarda daha çok gereksinim duyulabilir. Genç yaşta sanatçı çalışırken, sık sık bunalıma düşer. O zaman bir ustanın sorunlardan nasıl sıyrılmış olduğunu görmek ister ve onu anlamaya çalışır.’’

Bir sanatçının bir sanatçıyı etkilemesi, sanat, edebiyat tarihinin çok kullanılan yöntemlerinden biri.

Turan Erol da, Ağrı'yı görmemiş ama Ara Güler'in fotoğraflarından etkilenerek, Ağrı Dağı'nın resmini yapmaya başlamış. Ağrı Üçlemesi'ni gördüğümde, o yüceliği tuvale yansıtmıştı.

Duvarıma o üçlemeyle birlikte Ahmet Muhip Dıranas'ın Ağrı şiirini birlikte asmak isterdim.

Şimdinin genç kuşak ressamları, bunalıma düştükleri anda çıkış yolunu Turan Erol'da buluyorlar.

Ressam bir konuşmasında (Resmigeçit-Ressam Söyleşileri, Şefik Kahramankaptan, s.123), çok sevdiğim teknelerine değiniyor:

‘‘Benim vazgeçemediğim temlerden biri de, bu gördüğünüz tekneler, tekne kaburgaları. Teknelerin yapısal, mimari özellikleri. Tekne kaburgalarının ritmik sıralanışı... Bunlar beni çekiyor.’’

Türk resminin bir ustasının sergisini gezin.

MESUT ILGIM'IN PASTELLERİ

MESUT ILGIM'
ı ben fotoğraflarından tanıdım.

Nereye giderse gitsin, fotoğraf çeker, buna ünlülerin yurtdışındaki mezarlıkları da dahildir.

Şimdi ise resim yapıyor. Nişantaşı Hobi Sanat Galerisi'nde pastel çalışmaları sergileniyor.

Samih Rifat'ın Akla Kara Arası'ndaki yazısını gerekçe olarak gösteriyor:

‘‘Bu fotoğrafçıların ilginç bir özelliği de çoğunun başka sanat dallarıyla, özellikle sanatla ilişkili olmalarıydı. Cartier-Bresson, Andre Lhote'un, Klein, Leger'nin öğrencisiydi. İkisi de ressamlığı elden bırakmadılar.’’

Mesut Ilgım
da bu geleneği bozmadı.

Elli bir adet kuru pastel çalışmasında, kuşlar, kediler, balıklar ve şile peyzajları yer alıyor.

Hoş bir sergi.
Yazarın Tüm Yazıları