Trafik cezası nasıl yazılır

YILBAŞINDAN önce hemen her sürücüye trafik cezası ihbarnamesi geldi. Kimisi ihbarnameyi yırttı, kimisi ben o tarihte o bölgede değilim, bana nasıl ceza yazılır diye itiraz etti.

Ama sonuçta bunların hepsi ödendi; ödemeyenlerin de ödemesi gerekiyor. İtiraz için uzun bir süreç gerekiyor ve sonuç alınamıyor.

Belki de bu cezalarla polislerin maaşları ödeniyor, nereden bilinsin!

Bu cezalarla birlikte fahri trafik müfettişlerinin yaptıkları ‘görev’ anlayışı gündeme geliyor.

Türkiye Fahri Trafik Müfettişleri Derneği Genel Başkanı İhsan Memiş bu tartışmalar karşısında kendilerini şöyle savunuyor:

Türkiye’de toplam trafik cezalarının ortalama yüzde 10’u, fahri trafik müfettişlerince kural ihlali yapan hareket halinde veya duran araca yazılmaktadır. Geri kalan yüzde 90’ını ise trafik polisleri kural ihlali yapan hareket halinde veya duran araca yazmaktadır.

JANDARMA NE YAPAR

Alo 154
trafik hattına gelen ihbarlara da trafik polisi ceza uygulamaktadır. Jandarma bölgesindeki kural ihlallerine de jandarma hareket halinde veya duran araca kural ihlali yapmaları halinde ceza yazabilmektedir.

Yani tümü duran veya hareket halinde bulunan araçlara fahri trafik müfettişlerince ceza yazılmamaktadır. İçerisinde sürücüsü olmayan bir araca kural ihlali yaparak park edilmiş ise hem trafik polisince, jandarma tarafından veya FTM’lerce ceza yazılabilmektedir. Ayrıca şehirlerarası yollarda veya şehir içinde kural ihlali yaparak can ve mala zarar verecek olan bir sürücü için bir vatandaşın Alo 154 trafik polisine bildirmesi halinde de trafik polisince gıyabında ceza yazılabilmektedir.

İHBARA DA CEZA

AB ülkelerinde polis ve elektronik denetimin dışında, sivil denetimde vatandaşın polise telefonla başvurusu ile ceza yazılabilmektedir.

Fahri trafik müfettişleri, meslek olarak doktor, mühendis, öğretmen, öğretim üyesi, sanayici, mali müşavir, gazeteci, subay ve diğer kamu görevlileri ile tarafsız ve aydın insanlardan oluşan bir STÖ’dür. Bunların mantıksızca yazabilecekleri hata payı resmi ölçümlere göre yüzde 1.5’tir. Uluslararası hata payı limiti ise yüzde 5’tir. Kaldı ki görevini kötüye kullananlar mahkemeye verilmekte ve kartları da iptal edilmektedir.

Ayrıca FTM’lerinin yazmış oldukları cezaların kontrolleri her ilin Trafik Denetleme Müdürlüklerince yapılmakta ve maddi hata bulunduğu takdirde, Maliye Bakanlığı’nın ceza tebligat bildirimine aktarılmamaktadır.

DEFTERDARLIĞIN YANLIŞI

Esas hata; İstanbul gibi büyük metropolde pul parasını dahi bütçesine koymayan Defterdarlık’tır. Zamanında gönderilmiş olsaydı bu kadar da birikme olmazdı. Daha ötesi, kesilen cezaların sürücüler üzerinde etkisi olurdu.

İstanbul’da sürücü ve araç adres kayıtlarının yüzde 60’ının güncelliğini kaybettiği veya misafir adresler verildiği incelenirse tebligatların bundan sonra da yerine ulaşamadığı görülecektir.

Tebligatı alan vatandaşların 7 gün içerisinde itiraz etme hakları kanunlar gereği vardır. Fahri müfettişler hiç hata yapmaz mı?

www.turkiyefahritrafik.org

Kaçaklar

KÜÇÜKYALI E5 üzerinde Mavievler Durağı köşesindeki arsada kaçak prefabrik nasıl konduruldu. Büyükşehir, sahillerdeki kaçakları yıkarken gözden mi kaçtı? (Hamdi Ateş);

Üsküdar Paşalimanı’
nda deniz kenarındaki eski Otağ Çaybahçesi’nin bulunduğu alanın yanı çevrildi; yasal ruhsatı var mıdır? (İsim saklı),

Arnavutköy
Üvez Sokak’ta No:9’da ‘ruhsatlı’ inşaatla nasıl yeni mekanlar yaratıldığını Boğaziçi İmar Müdürlüğü hala görmüyor mu?

(U.Ö., S.N., N.G.)

Laiklik ve kadının önemi

LEYLA Zana kadın olarak Meclis’e girdi; davası uğruna yıllarca cezaevinde yattı. Merve Kavakçı da bir başka ‘dava’ uğruna Meclis’e türbanıyla girdi, laik cumhuriyeti sarsmak istedi.

Peki öteki kadınlarımız nerede?

CHP Genel Başkanı Baykal ve dokuz yıl aradan sonra yapılan Kadın Kolları kongresinde başkan Güldal Okuducu, kadınlara kota (yüzde 20) uygulayacaklarını söylediler. Verdikleri sözlerin hiçbiri gerçekleşmedi; ne milletvekilliği, ne de yerel seçimlerde...

Geçmişte Behice Boran’ın, TİP milletvekili seçildiği unutuldu. Şimdi kadın sokağa bile çıkamaz hale geldi; töre cinayetleri başını almış gidiyor. Kadınlar isterse olabiliyor ama erkekler ‘yol’ vermiyorlar. Neden mi? Kadınlardan kendilerine seçilecek yer kalmayacak diye.

CHP’nin 80 kişilik Parti Meclisi’nden 20 kişilik MYK’ya üye seçimi yapıldı dün; ancak listeye iki kişi alındı; Güldal Okuducu ve Bihlun Tamayligil...

YARGITAY’IN GÖREVİ

Laiklik ilkesi, kadın haklarının da güvencesi değil mi?

Dün laiklik ilkesinin Anayasa’yı girişinin 68. yıldönümüydü. Konuya hassasiyeti bilinen Cumhurbaşkanı Sezer yayınladığı bildiride hükümeti uyararak ‘Siyasal iktidarın düzenlenişinde dinsel inanç ve kurallar belirleyici olmamalıdır’ diyor. Sezer’in bu konudaki mesajı tam 84 satır... ‘Nezaket’ bildirileri yayınlayan ancak Yargıtay’ın son kararına hiç değinmeyen Meclis Başkanı Arınç, 18 satırlık metinde; laikliği, özgürlüşme ve demokratikleşmenin bir ifadesi olarak görüyor; Başbakan Erdoğan da 21 satırlık açıklamasında ‘Din ve vicdan hürriyetinin teminatı olan laiklik, aynı zamanda toplumsal barışın sağlanmasında da önemli bir unsur olmuştur’ diyor.

Buna karşılık 21 satırlık konuşmasında Baykal, ‘laiklik ilkesinin topluma yansıtılması ve anlatılmasının önemli olduğuna’ dikkat çekerken, 28 satırlık konuşmasında İP Genel Sekreteri Mehmet B. Gültekin, ‘Yargıtay’ın görevi cumhuriyeti korumaktır’ dedi.

Başka anma bildirisi ve tepki mi; maalesef yok.

Tsunamiye başka başbakan gitti mi

HAKKÁRİ’yi unutan hükümet erkanımız kalabalık bir heyetle 5 günlüğüne tsunami felaketine uğrayan bölgeye geçmiş olsun ziyaretine gitti. Merak ediyorum:

1) Zorla toplanan komik miktardaki yardım parasının reklamı mı yapılmak istenmektedir?

2) Acaba dünyada başka ülkelerin lider veya başbakanlarından, toplanan yardımı götürmek için bölgeye ziyarete giden var mıdır?

Hatice DAMGACI

Eczacı-ANKARA


Pil uyarısı

OKURUNUZ Erol Güner’in ‘Piller zehirliyor’ (1.2.2005) yazısında belirttiği husus konusunda kendisine yardımcı olabilirim. Eğer piller tarafıma ulaştırabilirse muhtemel zararlarını ortadan kaldırabiliriz.

Prof.Dr.Orhan KURAL - kural@itu.edu.tr

Laiklik ve kadının önemi

LEYLA Zana kadın olarak Meclis’e girdi; davası uğruna yıllarca cezaevinde yattı. Merve Kavakçı da bir başka ‘dava’ uğruna Meclis’e türbanıyla girdi, laik cumhuriyeti sarsmak istedi.

Peki öteki kadınlarımız nerede?

CHP Genel Başkanı Baykal ve dokuz yıl aradan sonra yapılan Kadın Kolları kongrelerinde yetkililer, kadınlara kota (yüzde 20) uygulayacaklarını söylediler. Verdikleri sözlerin hiçbiri gerçekleşmedi; ne milletvekilliği, ne de yerel seçimlerde...

Geçmişte Behice Boran’ın, TİP milletvekili seçildiğini unuttuk bile... Şimdi kadın sokağa bile çıkamaz hale geldi; töre cinayetleri başını almış gidiyor. Kadınlar isterse olabiliyor ama erkekler ‘yol’ vermiyorlar. Neden mi? Kadınlardan kendilerine seçilecek yer kalmayacak diye.

CHP’nin 80 kişilik Parti Meclisi’nden 20 kişilik MYK’ya üye seçimi yapıldı dün; ancak listeye iki kişi alındı; Güldal Okuducu ve Bihlun Tamayligil...

YARGITAY’IN GÖREVİ

Laiklik ilkesi, kadın haklarının da güvencesi değil mi?

Dün laiklik ilkesinin Anayasa’yı girişinin 68. yıldönümüydü. Konuya hassasiyeti bilinen Cumhurbaşkanı Sezer yayınladığı bildiride hükümeti uyararak ‘Siyasal iktidarın düzenlenişinde dinsel inanç ve kurallar belirleyici olmamalıdır’ diyor. Sezer’in bu konudaki mesajı tam 84 satır... ‘Nezaket’ bildirileri yayınlayan ancak Yargıtay’ın son kararına hiç değinmeyen Meclis Başkanı Arınç, 18 metinde; laikliği, özgürlüşme ve demokratikleşmenin bir ifadesi olarak görüyor; Başbakan Erdoğan da 21 satırlık açıklamasında ‘Din ve vicdan hürriyetinin teminatı olan laiklik, aynı zamanda toplumsal barışın sağlanmasında da önemli bir unsur olmuştur’ diyor.

Buna karşılık 21 satırlık konuşmasında Baykal, ‘laiklik ilkesinin topluma yansıtılması ve anlatılmasının önemli olduğuna’ dikkat çekerken, 28 satırlık konuşmasında İP Genel Sekreteri Mehmet B. Gültekin, ‘Yargıtay’ın görevi cumhuriyeti korumaktır’ dedi.

Başka anma bildirisi ve tepki mi; maalesef yok.

GÜNÜN SÖZÜ

Türkiye’de II. Cumhuriyet dönemi başlamıştır. 17 Aralık bundan sonra II. Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanacaktır! Kısacası, Atatürk’ün Cumhuriyeti bitecektir.’

(Altemur Kılıç)

Mesaj panosu

‘MICROSOFT ve Türkiye’ (5.2.2005)
konulu köşe yazınızı beğenerek okudum. Yalnız yazınızda Linux’tan bir firma olarak bahsetmişsiniz. Halbuki Linux bir firma ismi değil, Windows gibi bir işletim sisteminin adıdır, sistemin çekirdeği yani ‘kernel’ine verilen isimdir.

Aydın DEMİREL-Harita mühendisi

TAKSİM’
den Harbiye’ye kadar Cumhuriyet Caddesi boyunca, hiçbir sokak lambası yanmıyor. Saat 18.00’den sonra ortalığın zifiri karanlık olduğu dikkat çekmiyor mu? Duygu AKBAŞ

GÖLCÜK’te, deprem sonrası yapılan kalıcı konutlarda oturuyorum. Evlerimizin bodrum ve zemin katları bu son yağmurların ardından su altında kaldı. Mahallemizdeki birçok ev rutubetli, duvarlar su alıyor. Ne belediye ne de Bayındırlık bizimle ilgileniyor. Bu karda kışta birileri bizim sesimizi duysun.

Düzsağaç Mahallesi sakinleri-GÖLCÜK
Yazarın Tüm Yazıları