Tanıdığım en yakışıklı felsefeci

ERDOĞAN TOKMAKÇIOĞLU’dan aldım haberi. Seláhattin Hilav da aramızdan ayrılmış.

Yazısını da, konuşmasını da sevdiğim, bilgisine güvendiğim bir dostumdu.

Onunla birlikte Hürriyet Yayınları’nda çalıştım. Ödül kazanan klasikler dizisini hazırlıyordu.

Adnan Semih Yazıcıoğlu, Seláhattin Hilav ve ben, sabahları üçümüz bir önceki günün ironik bir değerlendirmesini yapardık. İroninin bilgi ve zeká işi olduğunu, kırmadan, incitmeden de yumuşak dalga geçmelerle hayatı güzelleştirebileceğimizin örneğini onda görürdük.

Meydan Larousse’un tamamlanışı şerefine bir Boğaz lokantasında başlayan kutlamanın sabah 08.00’de bittiğini hálá hatırlarım. Bizi bilmem ama o, buluştuğumuz gibiydi.

Türk müziğinden konuştuğumuzda ortak sevdiğimiz bir bestecinin eserlerini sıralardık, udi/besteci Şerif İçli ona göre modern klasikti.

Meydan Larousse’ta çalıştığı zaman, oradaki arkadaşlarım bana söylemişlerdi, akşam saat 17.30 olunca, radyodaki fasıl programını dinlermiş. O aramızda, Seláhattin Hilav saati olarak bilinirdi.

* * *

EDEBİYATI da, felsefeyi de onun kitaplarından okuyanlar, en karmaşık sorunların bile yalın bir dille anlatılabileceğini fark ederler. Kitaplarının adları bile bu anlayışı gösterir:

Felsefe Yazıları, Edebiyat Yazıları (YKY).

Denemeleriyle, eleştirileriyle, edebiyatımıza özgün bir bakış açısı getirmiştir.

‘Bilimden yana olma’yı tanımlayışı onun bu bakışını özetler niteliktedir:

‘Bilimden yana olmak ya da ilericilik, genel ve soyut kavramları her güçlüğü çözen sihirli sözler sanmak değil, alışkanlıkların ve inançların yıkılmasını göze alarak somuta, tikele, özele yönelmek; sonuçların şaşırtıcı olabileceğinden korkmadan araştırmak ve yaratmaktır.’

Edebiyata, felsefe/edebiyat kesişmesinden bakardı. Böylece edebiyat ile düşünce arasındaki paralellikleri, etkileşimleri yorumlardı.

Názım Hikmet, Kemal Tahir, Ahmet Hamdi Tanpınar’a böyle yaklaştı.

Çevirilerine baktığınızda, Türk felsefesine, düşüncesine, edebiyatına emeğinin değerini daha iyi anlıyoruz.

Felsefeyi öğrenmek için 100 Soruda Felsefe, salık verilecek en önemli kaynaktır.

Turhan Ilgaz’ın yazdığı gibi, ‘felsefeyi akademik ortamlardan çıkarıp kültür yaşamımıza katmayı başarmış bir düşünce ve yazı ustasının kaleminden okumak’ ayrı bir tat.

* * *

SELÁHATTİN HİLAV da artık kitaplarda ve anılarımızda yaşayacak.
Yazarın Tüm Yazıları