Sporun demokratikleşmesini düşünen kim

ASLANTEPE vakası bir kez daha gösterdi ki spor ancak krizlerle, polemiklerle ya da kazanılan başarılarla günlerce konuşuluyor.

Haberin Devamı

Oysa sporun tartışılacak başka yönleri de var.
Örneğin halka yayılması.
Fransız spor perakende zinciri Decathlon’un Türkiye Genel Müdürü Bumedyen Bualaui buna  “sporun demokratikleşmesi” diyor.
İtiraf edeyim daha önce bunu hiç aklıma getirmemiştim.
Bir yabancının gözünden Türkiye’yi dinlemek daima ilginçtir.
Ankara’nın ardından 8 ay önce Bayrampaşa’daki Forum İstanbul’da ikinci Decathlon mağazasını açmış olan Bumedyen Bualaui, “Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri şu bence: Spora erişim kolay değil ve pahalı” diyor.
Bir süreden beri iki küçük çocuğuyla İstanbul’da yaşadığından Fransa ile karşılaştırmayı kolaylıkla yapabiliyor.
YILDA 120 EURO’YA FUTBOL
“Fransa’da her yaştaki çocukların spor yapmalarının önünde engel yoktur. Futbol mu seviyor? Yılda 120 Euro (240 lira) ile çocuk haftada iki kez antrenör eşliğinde çalışabilir” diye anlatıyor.
Federasyonların “sporun demokratikleşmesi” amacıyla yapılandırılmış olduklarını söylüyor.
Ulusal federasyonların dışında, yerel ve mahalle düzeyindeki federasyonlar çocuk ve gençleri sporla kaynaştırıyor.
“Türkiye’de sporun pek çok alanı özel ve pahalı. Seçkinci neredeyse. Oysa 25 yaşın altında nüfusunuz hayli yoğun. Dans da öyle. Fransa’da ayda 240 Euro olan dans kursları için burada ayda 240 Euro ödüyoruz” diye konuşuyor.
Boş polemiklerle vakit kaybederken “çocuklarımız, gençlerimiz daha çok spor nasıl yapar” diye düşünen yok.
Ama “gençlerimiz içkiye, uyuşturucuya alışıyor” diye yakınmalar bol miktarda.
Google’da bir tarama yapınca “Herkes İçin Spor Federasyonu” diye bir şeye rastladım.
1990 yılında kurulmuş.
Ben bu federasyonun ne yaptığını bilmiyorum.
SPORU YAYGINLAŞTIRMAK
Her neyse Decathlon’a dönersek, spora erişimin hayli zor olduğu bir ülkede Bumedyen Bualaui’nin yapacak çok işi var.
“Sporu yaygınlaştırmak için buradayız” diyor.
Bunun için birinci koşul güvenli, ucuz ve kaliteli spor malzemesi satmak.
Futbol topu 7.90 liraya, ski eldiveni 3.90 liraya satılıyormuş.
İkincisi, fırsat buldukça sporun eğitimini vermek.
Örneğin Decathlon Mağazası’ndan bir tenis raketi aldığınızda bir saat tenis kursundan yararlanabiliyorsunuz. Mağazada ayrıca judo-karate, paten, fitness kursları da varmış.
5 bin metrekareye yayılan mağazada bunlar mümkün tabii ki.
MAĞAZADA DÖRT SAAT PİNGPONG
“Mağazaya gelip dört saat boyunca pingpong oynayan gençler var” diyor Bualaui.
Sadece bu cümlesi devletin gençleri sporda ne kadar yalnız bıraktığının kanıtı.
Nerede oynayacak bu gençler ping-pongu?
Decathlon zincirlerinin yıllık cirosu yaklaşık 7 milyar Euro.
Avrupa’nın yanı sıra Çin’de 30, Rusya’da 12 mağazası var.
Renault’dan sonra Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan ikinci Fransız şirketiymiş.
“Ar-Ge alanında çalışan 250 kişiyle sporda yenilikçi ürünler peşindeyiz. Şimdi lastikleri patlamayan bir bisiklet yolda” diyen Genel Müdür Türklerin “yeni nesil ürünlere” ilgisine şaşırıyor.
“Yenilikçi ürünü makul fiyata satmayı” da sporun
demokratikleşmesinin önemli bir ayağı olarak görüyor.
Bizler biraz da şu “sporun demokratikleşmesi” meselesine kafa yorsak ne iyi olur.

Haberin Devamı

Efsane Arjantinli piyanist Boğaziçi Üniversitesi’ndeydi

Haberin Devamı

ÖNCEKİ gece Boğaziçi Üniversitesi’nde müthiş bir konser dinledik.
Boğaziçi Üniversitesi klasik müzik koordinatörü Evin İlyasoğlu’nun kişisel çabaları sonucu Arjantinli  20. yüzyılın en önemli piyanistlerinden Martha Argerich’in İstanbul’a gelmesi müzikseverler için tarihi bir olaydı.
Evin İlyasoğlu’nun dediğine göre, Argerich’in İstanbul’a geleceğinin duyulmasından sonra üniversitenin telefonları susmak bilmemiş.
“Harika çocuk” kategorisine giren Argerich piyanoyla iki buçuk yaşında tanışmış.
1941 doğumlu olduğuna göre 67 yıl piyano çaldığını düşünün.
Boğaziçi’nde Albert Long Salonu’nda ekrana yansıyan ellerinden bir saniye gözlerimi ayıramadığım Argerich’e, viyola çalan kızı Lyda Chen, Çinli cellist Jing Zhao, Cenevre konservatuarında 10 yıl dekanlık yapmış kemancı Ömer Suphi ve efsane sanatçımız Ayla Erduran eşlik etti.
Ayla Erduran, Cenevre’de yaşadığı yıllarda piyanistin kızı Lyda Chen’e ilk keman dersleri vermiş.
Finansbank’ın ana sponsor, THY’nın ulaşım sponsoru olması nedeniyle dinleyiciler arasında Finansbank CEO’su Ömer Aras ile THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu  vardı.
Tabii Albert Long Salonu’ndaki klasik müzik konserlerini asla kaçırmayan Güler Sabancı da.

Yazarın Tüm Yazıları