Soru şu: Bir bavula kaç hayat sığar?

SİZCE...Bence birden fazla...Belki çok daha fazla...

Haberin Devamı

Bu soruyu bana sordurtan bir kitap oldu.
Adı “Bavul...”
Nuray Kaya yazmış.
Yeni yılın ilk yazısını, yazarlık hayatına yeni başlayan, genç bir meslektaşımıza ayırmak istedim.
Nuray Kaya, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun olduktan sonra muhabirlik, yazı işleri editörlüğü, televizyon programı sunuculuğu, basın danışmanlığı gibi görevlerde bulunmuş.
Bazı köşe yazıları dikkat çekince ve ödüller de birbiri ardına gelince... Bir de bir kitap yazması konusunda bazı çevreler tarafından teşvik edilince...
Tanıdık, bildik öyküleri toplamaya başlamış...
“Bavul”, hikâyelerini samimiyetle paylaşan, kalbini açan Ege insanının ortak ürünü...
Nuray, “Bavul”u simge yapmış, birbirinden farklı ama kesişen öyküleri, insanları aynı bavulun içine alıp seyahate çıkmış.
Kendi gerçekleriyle yüzleşmek isteyen, geçmiş hesapları kapatıp artık bugüne odaklanmak için çabalayan, ama bunu bir türlü başaramayan, yarım kalan sözlerin, derin keşkelerin pişmanlığını yaşayan, “artık her şey için çok geç kaldım” diyenlerin kalbine dokunacak bir kitap...

***

Haberin Devamı

Nuray Kaya, “Kalbin de bir belleği var” diyor ve ekliyor:
“Giden kalandan her zaman daha şanslıdır. Gidenin söyleyecek cümleleri varken kalan suskunlaşır ve ne yazık ki, gidenin hayatında yeni başlangıçlar, kalanın hayatında ise mazi vardır.”
Nuray, şu soruların da yanıtını aramaya çalışıyor.
Gitme vakti geldiğinde zamanı geri çevirmek mümkün müdür?
Peki, biten aşklarınızı emanet edebileceğiniz bir yer var mıdır yeryüzünde?
Doğru zaman, doğru insan ve doğru aşk var mıdır sahiden?
Geri çevirmek mümkün değildir.
Biten bir aşkı kime emanet edebilirsiniz ki...
Doğru insan da tutkulu aşklar da var. Her zaman oldu, bundan sonra da olacak...
Herkes için, hepimiz için...

***

Nuray’a sordum:
“Kitabındaki bavulda aşk da var, hüzün de umut da... Bu sen misin, yoksa kitabındaki ana karakter Elif mi?” diye...
Cevabı şöyle oldu:
“Kapı eşiklerini ekvator çizgisine benzetirim. Hangi tarafın kışa yakın durduğu değişebilir. Bazen yaşananların şiddeti de eşikteki mevsimi değiştirebiliyor. Eğer eşikten atlama vakti gelirse adım atacağı yeni eşik kadar geride bıraktığı mevsime de dikkat etmeli insan. Kitaptaki karakterlerden Yaman, Elif’e ‘İçime bir ağaç gibi öyle kök salmışsın ki, gövdeni kesip atsam da kökün toprağımda’ diyor. Ben inanıyorum ki, hepimizin kökleri kalbimizin derininde olan bir aşk hikâyesi illa ki var. Kalbin belleği vardır ve yaşanan her şeyi depoluyor. Geçmişi geçmişte bırakmayanlar, her aşkta hep o kökleri hatırlayanlar, tanık olduğum nice aşk hikâyesinde bunu hep gördüm. İsimler ve zamanlar değişse de her insanın benzer süreçleri yaşadığına sıkça tanık oluyorum. Bu kitap işte böyle insanların ortak hikâyelerini buluşturan bir çalışma oldu.”

Bence aşk zamanın ötesindedir

Haberin Devamı

Nuray Kaya’nın “Bavul” unu mutlaka okuyun. Hem yeni bir yazarı cesaretlendirmek, hem de Ege insanının hayatından farklı kesitler bulabilmek için...
Ama ben başka bir ruh halindeyim. Daha doğrusu, kalbin belleği olduğunu kabul etmekle birlikte her aşkın yepyeni olduğunu düşünenlerdenim. Belki üst üste Paulo Coelho olacak ama... Coelho’nun “Elif” adlı son kitabındaki şu diyaloglar beni daha iyi anlatıyor.
Ve altına imzamı atıyorum...
“Yeni aşkların eski tecrübelerle kesinlikle hiçbir ilgisi yoktur. Aşk her seferinde yepyenidir. Onlarla konuşurken bir taraftan da kendimle konuşuyordum sanki... ‘Aranızda aşkı zamanda durdurabilecek olan var mı?’ diye sordum. Bunu deneyebiliriz tabii, ama o zaman hayatımızı cehenneme çeviririz. Yirmi yılı aşkın bir zamandır evli olduğum insan öncekiyle aynı kişi değil. Öyle olduğunu söylersem yalan olur. Ne o aynı insan ne de ben, bunun için de ilişkimiz hiç olmadığı kadar harlı devam ediyor. Ondan ilk tanıştığımız zamanki gibi davranmasını bekleyemem. O da onunla yolumuzun kesiştiği andaki insan olmamı istemez. Aşk zamanın ötesindedir. Daha doğrusu aşk, zaman ve mekanın tek bir noktada buluşmasıdır, aşk Elif’tir ve aşk sürekli değişir...”
Belki insanlar her şeyin olduğu gibi devam etmesini isterler. Doğrusu da şu... İnsanların olmamızı istediği kişi değil, olmaya karar verdiğimiz kişi olmalıyız.

 

 


 

Yazarın Tüm Yazıları