Osmanlı’dan önce Anadolu’da Selçuk Uygarlığı vardı

Bugün tanıtacağım iki ciltlik dev çalışma; Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlığı adını taşıyor.

Sanırım Anadolu Selçuklularını tanımadan, Anadolu kültürünü, bu toprakların çeşitli alanları kapsayan kültürel haritasını bilmek mümkün değildir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayımladığı kitabın editörler bölümünde üç ad yer alıyor: Ahmet Yaşar Ocak, Ali Uzay Peker, Kenan Bilici.

Ahmet Yaşar Ocak, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlık Tarihi Araştırmalarına Genel Bir Bakış başlıklı yazısında dönemin önemini şöyle belirtiyor: "XI. yüzyılın ortaları, VII. yüzyılın sonlarından itibaren Ortadoğu’da tarihin en parlak medeniyetlerinden biri olarak ortaya çıkan İslám dünyası için büyük bir değişime şahit oldu. Bu, Bernard Lewis’in ’Bozkır halklarının gelişi’ diye isimlendirdiği, yaklaşık bir yüzyıldan beri Asya’da İslám’ı kabul etmiş Türklerin İslám dünyasının tam ortasına gelip yerleşerek, kadim Fars medeniyetinin anavatanı olan İran topraklarında, göçebe Oğuzlar tarafından yepyeni bir Müslüman devletin kurulmasıydı."

Bu iki ciltten sanırım herkes alanına göre yararlanacak ya da bilmediği alanlarda bilgilenecek.

*

Birinci ciltte, Ahmet Kartal’ın Anadolu Selçukluları ve Beylikler Döneminde Şiir ve Şáirler ile Mustafa İsen’in Nesir bölümü ilgimi çekti. Bir uygarlığın kültürel yüzünü genellikle edebiyattan izleme alışkanlığında olduğumdan bu tercihi yaparım.

Ahmet Kartal’ın yazısındaki en etkileyici düşünce, şair olmasaydı sultanları kim hatırlardı, görüşüdür: "Genel olarak İslam dünyasında sultanlar, isimlerinin unutulmaması konusunda ünlü şairler tarafından söylenilen şiirlerin rolüne inanırlardı.(...) "Eğer şiir başarılı olursa, hazineler ve defineler bağışlarım. Çünkü bu manzum kitapla benim adım bu fani dünyada ölümsüz olarak kalacak. Bu fani dünyada ve geçici álemde unutulmadan kalmak ve ismin ebedi olarak anılması, çok büyük bir itibar ve ulaşılması zor bir başarıdır."

Behramşáh’ın şu ifadeleri de bunu destekler mahiyettedir: "Eğer Firdevsi bu kitabını (Şeh-náme) yazmasaydı, o devrin padişahlarını, taç sahiplerini, ünlü pehlivanlarını kim hatırlayacaktı? Adlarını kim ağzına alacaktı?"

Kendileri de şair olan yöneticilerin, şiire gösterdiği ilginin bugün imrenilecek bir durum olduğunu söyleyebilirim.

İsen, bu dönemde nesrin durumunu, çeşitli kişilerde inceledikten sonra, yazısını şu saptamayla bitiriyor: "Bu dönem metinlerin büyük çoğunluğu, yeni kabul edilen bir medeniyetin daha önceki Arapça ve Farsça olarak yazılan temel konularının Türkçeye aktarımından ibaret olduğu için ortaya konulan metinler, genellikle o dillerin cümle yapısı özelliklerini yansıtır. Bu manada devrik cümle kullanımı, bu metinlerde yaygındır. (...)

Bu dönem metinlerinin bir diğer özelliği de, kullanılan kelimelerin büyük çoğunluğunun Türkçe olmasıdır. İslam diniyle gelen kavramlar hariç tutulacak olursa kullanılan kelimelerin tamamı Türkçenin kendine ait kelime kadrosudur. Daha sonraki dönem metinlerinde karşılaşılacak olan Arapça ve Farsçaya ait gramer kurallarına bağlı kullanımlara bu dönem metinlerinde rastlanmaz. Çok nadir olarak görülen yegáne kural, Farsça isim ve sıfat tamlamalarıdır."

*

İkinci ciltte benim için öne çıkan bölüm, Kentler ve Çevre başlığını taşıyor. Hangi adlar yer alıyor?

Aksaray, Akşehir, Amasya, Antalya, Beçin, Diyarbakır, Erzurum, Harput Kalesi, Kayseri, Konya, Malatya, Niğde, Sivas, Tire.

Canan Parla
’nın Diyarbakır yazısına bakın. Bugün ile dünü karşılaştırmak için bu yazının önemini söylemeye gerek yok.

Ortak çalışma eseri olan kitaplar, daha çok bilimsel inanılırlık taşıyorlar.

Yapı Alanı: Tasarım, Mimarlar ve Bániler bölümü de benim açımdan okunması gereken sayfalar. Sanırım bu iki cilt, kitaplığımızın önemli bir kitabı olacak.

DENİZ KAVUKÇUOĞLU’NUN  OLAĞANÜSTÜ GÖZLEMLERİ

Canım Acıyor Baba

Deniz Kavukçuoğlu

Can Yayınları


Deniz Kavukçuoğlu’nun öyküleri, bir yazarın derin gözlemlerinin yazıya neler kazandırdığını gösteriyor.

İnsan ilişkilerinde dikkatimi çeken öğelerden biri, ironidir.

Mor Kábus, kadın-erkek ilişkisindeki tutkuda, tavizle, sevginin arasındaki gelgitleri anlatıyor. Başta olağan karşıladığımız davranışlar bizi sardıktan sonra, özgürlüğümüz mü hatıra gelir, yoksa teslimiyet duygusu mudur bizi rahatsız eden, bu öykü ikilemde bırakıyor.

Öykü kahramanlarının beni etkileyen bir yanı da, yalnızlıkları, tutunmak için kendilerine yapay da olsa bir aşk yaratan insanlar olması. Trajik bir erotizm, öykülerin çekici özelliklerinden biri.

Mefharet Abla’daki bir bölüm kitabın bende bıraktığı izdüşümü destekliyor: "Gelin, birlikte o dönemin, 1950’li yılların İstanbul’unu kısaca anımsayalım. Kısıtlı, eksik hayatlar yaşadığımız, belki de yaşadığımızı sandığımız o İstanbul’u. Liselerde erkeklerin kızlardan ayrı okuduğu, annelerin kızlarının masumiyetleriyle övündükleri, babaların namusu kızlarının bekáretiyle özdeşleştirdikleri, her kız abisinin başlı başına bir ’belá’ olduğu o İstanbul’u."

Canım Acıyor Baba, sevdiğim bir öyküsü. Deniz Kavukçuoğlu, diliyle, anlatımıyla, öykü sanatındaki ustalığıyla dikkatimi çekti.

SELÁHATTİN HİLAV’I ANARAK

Felsefeden Edebiyata Selahattin Hilav

Hazırlayan: Selahattin Bağdatlı

Chiviyazıları


Selahattin Hilav (1928-2005) kitabını Selahattin Bağdatlı hazırlamış.

Felsefeden Edebiyata başlığını taşıyan kitabın başında kısa hayat hikáyesi ve eserleri yer alıyor. Birinci bölüm konuşmalarla bitiyor.

İkinci bölümde; Selahattin Hilav’ı Anma Yazıları, Ölümünden Sonraki Yazılar var, Üçüncü Bölümde; Selahattin Hilav Üstüne Yazılar/Ölümünden Önceki Yazılar var.

Dördüncü bölüm; Selahattin Hilav’ın Yazılarından Seçmeler.

Dört yazıdan edebiyatla ilgili olanlar Kemal Tahir’in Felsefi Düşüncesi ve Devlet Ana, Can Yücel Üzerine adını taşıyor.

Her iki yazıyı da okuduğunuzda onun edebiyat üzerine ne kadar yetkin yazılar yazdığını, özgün görüşler ileri sürdüğünü fark edeceksiniz.

İyi bir edebiyatçıyı, iyi bir felsefeciyi tanımak için bu kitabı edinin.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Selçuk Demirel Manuel YKY

6 Genç Yazar Anadolu Korku Öyküleri Laika

Claudio Magris El Yordamıyla Merkez Kitap

Naci Girginso Mavi’nin Ölümü Aya

Garry Kasparov Benim Ustalarım İş Bankası Kültür Yayınları
Yazarın Tüm Yazıları