Marşmallov’un geri dönüşü

2008 kurabiyelerin, 2009 tartların, 2010 cupcake’lerin yılıydı. 2011’de tam bir makaron çılgınlığı yaşandı. Türkiye de bundan nasibini aldı. Bu yılsa unutulmaya yüz tutmuş bir Amerikan tatlısı muhteşem bir geri dönüş yapıyor: Marşmallov

Haberin Devamı

Fimlerde gözünüze çarpmıştır, Amerikalı kampçıların favori tatlısı... Bir şiş üstünde kamp ateşinde kızarttıkları süngerimsi beyaz şey vardır ya, işte ta kendisi! Marşmallovlar, bizde genelde tek olarak tüketilmez; Halley ve Puf bisküvilerinin içinde rastlarsınız. Ağızda eriyen, hafif tatlı bu yumuşak şey; şeker ve jelatinden yapılır. İki çeşidi yaygın: Vanilya ve çilek. Sağlık açışısından sicili pek parlak değil. Dört küçük parçası 100 kalori olmasına rağmen besleyici değerleri neredeyse sıfır.
Ancak marşmallovlar, 2012’de hayatımıza bir kamp tatlısından çok daha havalı şekilde, gurme ve artizan kimlikleriyle giriyor! Eskiden marketlerde paket içinde bile çok az çeşidini bulabildiğiniz marşmallovlar New York’daki kafe ve pastanelerdeki yeni ‘tatlı trendi’. Gurme marşmallovların naneden vişneye, çikolata kaplıdan ballıya, tarçından espresso ve mangoya kadar aklınıza gelen her çeşidi mevcut. Tabii sınıf atlayan marşmallovların fiyatları da değişti. Markette 200 gramını 1 dolara alabileceğiniz marşmallovların dört adedi New York’taki pastanelerde 6.25 dolara satılıyor.
New York’daki Epiceri Bouludi, Baked, Robicelli, Tazza ve Three Tarts Bakery gurme marşmallov modasının öncülerinden. Ama trend, ülkenin geri kalanında da hızla yaygınlaşıyor. Chicago’daki mekanlar marşmallovu tatlı kategorisinden çıkarıp garnitür olarak kullanmaya başladı bile. Girl and Goat adlı restoranda etinize fois-gras’lı (kaz ciğeri), Longman& Eagle restoranındaysa turplu marşmallov eşlik ediyor. Yemek programlarında şampanyalı marşmallov tarifleri veriliyor.
Makaronlardan artık fenalık gelmiş bir marşmallov sevdalısı olarak bu trendin bizde de yaygınlaşmasını diliyorum...

Haberin Devamı

Dolgun kadın ambargosu kalktı

Hazır tatlılardan bahsediyorken... Geçen haftaki Grammy Ödül Töreni’ne damgasını vuran İngiliz şarkıcı Adele, Karl Lagerfeld’le girdiği ‘şişmanlık’ polemiğiyle şov dünyasındaki görünüm tartışmasını da başka bir boyuta taşıdı. Hatırlayalım: Chanel’in efsane tasarımcısı Lagerfeld, Adele için “Biraz şişman ama yüzü güzel ve sesi de harika” demişti. Adele de ülkesindeki kadınların çoğunluğunu temsil ettiğini belirterek “Dergi kapaklarındaki mankenlere benzemek gibi bir isteğim yok” diye karşılık vermişti. Lagerfeld geri adım atıp yanlış anlaşıldığını söyledi. Ama ondan ziyade, “Kimse balıketi kadın sevmez” lafı hala akıllarda olan Lagerfeld’ın dolgun kadının yükselişi konusunda demode kaldığı ortaya çıktı. 0 beden ünlülere karşı kampanyalar daha önce de yapılmıştı ama bu durum podyumlardaki birkaç göstermelik ‘dolgun model’den ileri gitmemişti. Ancak bu ay Amerikan Vogue’un kapağını (biraz rötuşla da olsa) süsleyen Adele’le, balıketi kadınlara uygulanan ambargo resmi olarak sona erdi.
Magazin dergilerinin ‘En Muhteşemler’ listelerinde görmeye alışık olduğumuz ‘Paris Hilton tipi’ ünlülerin yerinde yeller esiyor... Nereye baksanız dolgun hatlı kadınlar görüyorsunuz; country divası Miranda Lambert, ‘En İyi Country Albüm’ ödülünü kazanan Lady Antebellum grubunun solisti Hillary Scott, Jennifer Hudson, Christina Aguilera... Sports Illustrated’in ‘Bikini Özel Sayı’sının kapağında geçen aylarda şişman diye eleştirilen Kate Upton var. Amerikan TLC kanalında ‘Big Sexy’ adlı yeni bir reality şov başlıyor. Büyük-beden beş New Yorker kadının maceralarını anlatan şovun amacı moda dünyasındaki stereotipleri kırıp, izleyenleri ‘gerçek kadın’la tanıştırmak. Herkesin ayılıp bayıldığı Beyonce, Rihanna veya Mariah Carey deseniz, bizde kilolu bulunan Hadise’nin iki katı cüsseye sahipler...

FETİŞ

Haberin Devamı

“Dünya durmadan dönüyor, dönüyor” dememek için...
Smithsonian Müzesi eserlerinden esinlenilerek
tasarlanmış, 24 karat altın kaplamalı şişe tıpası
Fiyatı: 48 dolar
www.smithsonianstore.com

Yazarın Tüm Yazıları