Eşimin tüm hayatı 3 S’den ibaret: Seks, spor, siyaset

Mektupta en çok dikkatimi çeken şey, bu ailede evin reisi görevini tümüyle kadının üstlenmiş olması, erkek sanki bir figür...

Haberin Devamı

Sadece fiziksel olarak var olan, yuvasına başka hiçbir katkısı olmayan biri. Okurum olan bu hanım ise, kararlarını kendi verebilen, aileyi yöneten, yürekli, açık sözlü, her şeye rağmen halinden şikayet etmeyen, dürüst, güvenilir biri.

Evi geçindirdiği ise apaçık ortada... Bu yazdıklarından anlaşılıyor ki, ailenin sorumlusu o. ışleri iyi gitmemiş, çok da yazık olmuş, çünkü belli ki zeki, çalışkan bir insan. Bu zor durumunda bile, ”Eşim bana destek olur, birlikte bunu da atlatırız” diyemiyor. Ne acı değil mi?

Türkiye’ye dönebilmek için bir kumar oynadım

Bu mektup yayınlanır mı bilemiyorum. Belki sadece size yazmak beni rahatlatacak. Hayatımda ilk defa böyle bir mektup yazıyorum. Bu durumumun ne kadar kötü olduğunu gösteriyor. ınsanoğlu ne yazık ki her konuda başarılı olamıyor hayatında.

47 yaşındayım, evli iki çocuk annesiyim. Eşim memleketi! bense aileyi kurtarmışımdır her zaman.

Hayatımızı idame ettirmek için gereken her tür sorumluluk bendedir. Eşim sadece işine gider. Maaşını alır. Gönlünden koparsa maaşından verir kopmazsa veya parası yoksa, yok der, çıkar işin içinden. Eşimin hayatı 3 S’den oluşmuştur desem yerinde olur: Seks, siyaset, spor..
Onun harici ufak detaylardır. şu kadarını söyleyeyim; oğlumun öğretmeni ile orta son sınıfta pazarda alışveriş yaparken tanışmıştı.

KOCAMI HİÇ GÖRMEDEN EVLENMEK İSTEDİM

Bunu şikayet olsun diye söylemiyorum. O ne olduğunu benden asla saklamadı. Ben eşimi hiç görmeden, onunla evlenmek için evet dedim. Almanya’da okuyordum ve oraları hiç sevememiştim. Türkiye’ye dönmemin tek yolu evlilikti. Ben de bunu yaptım; bir kumar oynadım. Görmediğim tanımadığım biriyle evlendim.

Evliliğimizin birinci ayında bana “yanlış anlama seninle evlendiğime değil ama evlendiğime pişmanım” dedi. Evliliğim boyunca beni aldatmadı. Bu benim için çok önemli; onun haricinde sıkıntılar, tartışmalar mutlaka oldu. Asla kalıplar ve kurallar olmadı. Erkek şunu yapar, kadın bunu yapar, olmadı aramızda.
Sürekli “Ben hayatından hemen yarın çıkacakmışım gibi hareket et” dediği için ayaklarımın üzerinde durmayı ondan öğrendim. Evliyken üniversiteyi bitirdim. Arabayı ben kullanırım; o ehliyet bile almadı. Evin tapusu benim üzerimedir. Bunları ben istemedim. Bu tür şeyler bana çok mantıksız geliyor. 27 yıllık evliyim şu anda karşıma geçip de “senden ayrılmak istiyorum” dese ben her şeyi kendisine bırakırım.

HAYATIMDA HİÇ AŞIK OLMADI

Hayat çok kısa; ihaneti olmadığı sürece düşüncelerini icraata geçirebilir. Aldatırsa öldürmeyeceğime söz veremem ama, “ben seninle hayatı paylaşamıyorum bu iş buraya kadar” derse her şey onundur. Sevmek demek karşındakinin düşüncesine, duygusuna değer vermektir. Dikkate almaktır. Onu çok seviyor ve değer veriyorum, onun gözlerinin içi gülsün diye, ondan vazgeçebilirim.

Bu arada çocuklar üniversiteyi bitirdi. Memur oldular. Her insanın hayatı bir romandır. Benimki diğer romanlara göre sadece daha uzun. Hayatımda hiç duygusal olmadım. Aşık olmadım, ayılıp bayılmadım, mantığım hep ön plandaydı. Atacağım adımın on adım sonrasını düşünerek hareket ederim. Ben annemden bir adım öndeyim, benim kızım benden iki adım ileride olsun istedim hep.

BORÇ BATAĞINDAYIM

Bu arada 1999’a kadar birilerinin yanında çalışırken o tarihte kendi işimi kurmaya karar verdim. 2009 yılında da sektör değiştirdim. Hayatımın hatasını yaptım. Seyahat acentesine ortak oldum. Ben hayatımı sesli düşünerek yaşayan bir insanım. Niye böyle bir salaklık yaptım hâlâ anlayamıyorum ama oldu işte. Basireti bağlanır insanın, derler ya öyle oldu galiba. Ortaktan kurtulmak bana çok pahalıya mal oldu. Battıkça battım, battıkça battım.

Şu anda intihar etsem borçlarım silinmiyor. Çaresizim. Hâlâ da bataktan çıkmak için uğraşıyorum.

Bu mektubu yazmamdaki amaç yardım istemek falan değil. Bilinmek de istemiyorum. Büyüklerimiz boşuna dememiş “ananın aşı değil, babanın işi değil, sen ne ararsın buralarda?” diye. Siz siz olun eleman olmadığı vakit yapamayacağınız işe girmeyin. Tatil satacaksın, müşteri var, ben otellerden anlamıyorum ki, ne satayım. Sanırım yolun sonundayım.
Rumuz: çare nerede

Yazarın Tüm Yazıları