Liste mağduru Nalbantoğlu’dan ders alınacak sözler

CHP eski İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’nun ikinci dönem başkanlığının doğru olmadığını daha önce de yazmıştım.

Haberin Devamı

Ancak, partiye bu kadar emek vermiş bir kişinin de listelerde yer almamasını yadırgamıştım. Lafı dolandırmadan söyleyeyim.
Nalbantoğlu; CHP’nin gündeminde genel başkan değişimi olmadığını, olağanüstü kurultay için imza vermeyeceğini söylemiş.
Ve çok önemli tespitlerde bulunmuş.
- Siyasetin amacı iktidar olmaktır. İktidar talebi şüphesiz ilkelere dayanmalıdır. İlkesiz siyaset, diğer değişle dağınık, mavi boncuk siyaseti hiç bir koşulda savunulamaz.
- İlkeler prensip olarak zamanın ruhunu temsil etmelidir. Zamanın ruhu 20’li yüzyılın başlangıcından farklı olarak, onun gelenekselleşmiş ilkelerini de aşarak evrensel demokratik değerlere doğru bir açılım göstermektedir.
- Hayat, yeni gelen her “veri” ile doğru bildiğimizi yeniden tanımlamaktadır.
- Açık olarak gözlenmektedir ki, geçmiş Cumhuriyet Halk Partimiz yönetimleri ana muhalefet partisi pozisyonunu siyaset için yeterli addetmişlerdir. Bu pozisyon için temin edilen sürekli ve garantili hal, süreç içerisinde partimizi iktidar yolunda motivasyonsuz bırakmıştır.
- Türkiye toplumunun, her toplum gibi sosyal, siyasal ve ekonomik ihtiyaçları ve bu ihtiyaçlar için siyasi partilerden beklentileri vardır. En göz ardı edilmemesi gereken prensip, “oy veren önemsendiğini hissetmek” ister ve istemektedir.
- Diğer önemli ilke de oy veren “değiştirilmek” değil “değişmek” yanlısıdır. Tepeden inmeci, sosyal mühendislik projelerine mesafelidir.
- Siyasi partilerden ışık almayı yeterli addetmekte, ötesini kendi dinamikleri ile gerçekleştirmeyi tercih etmektedir.
- Türkiye toplumunun önemli bir kesimi, inançları üzerinden kendine bir yaşam tarzı oluşturan, sosyal kimliğini bu esas üzerinden gerçekleştiren ve buna bağlı olarak siyasi tercihlerini şekillendiren bir eğilim sergilemektedir.
- Siyasetten beklentileri, başta huzur ve  istikrar olmak üzere siyasetçilerin ekonomiyi iyi yönetmeleridir.
- Son olarak vurgulamak gerekirse, Türkiye siyasi pratiği açık bir şekilde “elitizmi” sevmemekte ve bu anlayışı kolay teşhis etmektedir.
- Tüm Cumhuriyet Halk Partililerin temel görevi bu yaklaşımın gerçekleşmesine olanak sağlayacak tutum ve davranışlar içinde olmaktır.
Sonuç olarak...
Aslında listelerde kendine yer bulmayan, kendi açısından liste mağduru olan Rıfat Nalbantoğlu, diyor ki...
“CHP’nin önünde duran mesele belli... Bu sorun, ‘Ahmet gitsin Mehmet gelsin’ sorunu değil. Kurultayın sorunlara çözüm olacağını düşünmüyorum. CHP’nin gündemi açılış, saygı duruşu, genel başkanın konuşması, imza verenlerin konuşması ve seçimler midir arkadaşlar...”

Haberin Devamı

Tunç Soyer’in yaptığına bakın

Haberin Devamı

Uluslararası Cittaslow (Sakin Şehir) ağına, İzmir Seferihisar’ın ardından Muğla’nın Akyaka, Aydın’ın Yenipazar, Çanakkale’nin Gökçeada ve Sakarya’nın Taraklı ilçeleri de kabul edildi.
Akyaka’nın, Yenipazar’ın, Gökçeada’nın, Taraklı’nın belediye başkanlarını kutluyorum.
Çünkü bilmeliler ki...
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, kısıtlı imkanlarına hiç aldırış etmeden önüne çok büyük hedefler koydu.
Başlangıçta yarım ağızla verilen destekler; bugün somut adımlara dönüşüyor gibi...
Seferihisar’ı artık Türkiye’de bilmeyen kalmadı.
Sohbetler, “Şu Seferihisar’dan biz de bir şeyler mi alsak” diye dönmeye başladı.
İkinci hayat kuranlar, hayata yeni başlamak isteyenler; geçmişi sıfırlamanın peşinde koşanların adresi Seferihisar oldu.
Daha da önemlisi...
İnsanlar buraya gelip gördüklerinde, Tunç Soyer’e ve onun yapacaklarına inandılar.
Tıpkı Seferihisarlıların başkanlarını çok sevdikleri ve bu yolda tam destek verdikleri gibi...
Sakin şehirlerin sayısı artıyor, artacak...
Göreceksiniz; Tunç Soyer’in Türkiye’de öncülük ettiği bu akım turizm sektörümüzün en önemli değerlerinden biri olacak.

Yazarın Tüm Yazıları