Kaptan Kirk’ün böbrek taşı ucuza gitmiş derim

DÜNKÜ Hürriyet’te, "arka sayfa yavrusu"nun hemen altında "Kaptan Kirk’ün böbrek taşı 20 bin dolar" başlıklı bir haber vardı.

Okuyanlar, herhalde "Yok devenin kırmızı bağcıklı bale pabucu" demiştir. Az sonra okuyacaklarınızdan sonra "Deveyi boşa harcamışız, keşke daha küçük bir hayvana yönelseydik" diyebilirsiniz, ben şimdiden uyarmış olayım.

Mürettebatla ilişkileri insan sıcaklığına dayanan, arada sırada muavine "Işınla beni Scotty" gibi tuhaf komutlar da veren Kaptan Kirk (William Shatner oynar), Uzay Yolu dizisinin fanatikleri için bir nevi "onursal lider"dir.

***

Böbrek taşına 20 bin dolar ödenmesine zerre kadar şaşırmadım. Hatta açıkçası, "Ucuza gitmiş biraz babanın taş" bile dedim. Niye böyle armutsal bir düşünceye sahip olduğumu açıklayayım hemen.

Yönetmen Roger Nygard, birkaç sene önce Uzay Yolu (Orijinal adı Star Trek’tir, bilmeyenler olabilir) fanatiklerinin fevkalade enteresan dünyalarına eğilen "Trekkies" adlı bir belgesel film çekti.

Bugüne kadar seyrettiğim belgeseller, hatta tüm filmler içinde böyle eğlenceli, böyle şaşırtıcı, böyle komik ve böyle düşündürücüsüne rastlamadım.

"Trekkie", Uzay yolu fanatikleri için kullanılan bir tabir. Uydurma denilebilir ama Oxford sözlüğünde madde olarak kabul edildiğini de hemen belirteyim.

"Trekkies"de (devamı da çekildi fakat henüz seyredemedim) Uzay Yolu fanatiklerinin, konuyla alakasız insanlara "tuhaf" gelen, ancak kendi dünyalarında son derece normal olan pek çok hikaye anlatılıyor. Anlatacak çok şey var ama ben madde madde özetlemeye çalışayım:

Dünyada her hafta sonu bir yerlerde muhakkak bir Uzay Yolu Fuarı oluyor. Çoğu ABD’de olan toplantılara, dünyanın dört bir yanından binlerce insan akın ediyor. Oyuncuların da katıldıkları fuarlarda, diziyle ilgili aklınıza gelebilecek ve muhtemelen gelemeyecek her şey satılıyor.

Q rolündeki aktör John de Lancie, bir toplantıya feci derecede hasta olarak katılıyor. Konuşmasını tamamlayamıyor ve özür dileyerek ayrılıyor. Toplantıyı yöneten kişi, Q’nun yarısı su dolu bardağını göstererek "Bunu kim ister?" diyor. Açık artırmayla 60 dolara satılıyor yarım bardar su. Alan kişi, suyu oracıkta dikiyor kafaya ve sevinç içinde "Bende Q virüsü var, bende Q virüsü var" diye bağırıyor.

1973 yılındaki toplantıda Jimmy Doohan’ın yanına şırıngayla yaklaşan bir hayran, "Usta şu şırıngaya biraz kan çekebilir miyiz senden?" diyor. Haliyle kan vermiyor Doohan. 20 yıl sonra, aynı adam yeniden Doohan’ın yanına şırıngayla geliyor ve "Belki fikrini değiştirmişsindir" diyor. Yine vermiyor tabii kanını...

"Filking" diye bir müzik türü duydunuz mu? Duymanız zor, ayrıca duymadığınız için çok şanslısınız. "Bilimkurgu Folk Müziği" diyebileceğimiz bu türde, uzayda geçen kahramanlık maceraları filan folk müzik eşliğinde aktarılıyor. Evlerden ırak!..

"Klingon" diye bir tür var Uzay Yolu’nda. Herkes Atılgan mürettebatı gibi giyinip gezerken, bu elemanlar canavar gibi bir şey olarak giyiniyor. Kendi dilleri de var, Klingonca. Sıkı durun, bu dilin öğretildiği okullar var. Ayrıca Hamlet’i, İncil’i, Susam Sokağı’nın şarkılarını filan Klingonca’ya çevirmiş durumdalar.

Kaptan Kirk ve Mister Spock’un başrolde oldukları fanteziler üreten "K/S" yani "Kirk/Spock" fetiş grupları var. Detay isteyen olduğunu sanmadığımdan, konuyu burada kapatıyorum.

Whitewater Davası sırasında jüride görev yapan Barbara Adams (Ablayı görmeniz lazım ayrıca) en az dava kadar ilgi görmüş. Çünkü jüri toplantılarına Uzay Yolu kostümüyle (Tabanca, ışınlama teçhizatı filan ful aksesuvar) katılınca basın da büyük ilgi göstermiş. Bir matbaada çalışan Barbara’ya iş arkadaşları "Komutan" diyor.

***

Velhasılkelam; virüslü yarım bardak suya 60 dolar, kıla tüye (laf olsun diye değil, dizide kullanılan her türlü kıl, tüy, maske ve obje büyük paralara satılıyor) binlerce dolar veren kitle, Kaptan Kirk’ün böbrek taşına 20 bin dolar verir, yani şaşırmayın.

Hepinizi Uzay Yolu selamıyla selamlıyorum. O nasıl selam diyenlere açıklayayım. Elinizi "Bay baaaaay" der gibi kaldırın. Serçe parmakla yüzük parmağını, diğer parmaklardan ayırın. Böylece dört parmağı ortasından bölmüş oluyorsunuz. Elinizi öyle kaldırıp selam verdiğinizde de Uzay Yolu selamı vermiş oluyorsunuz.

Bu kadar yeter, ışınla beni Scotty!
Yazarın Tüm Yazıları