İşte isteğiniz üzerine yeniden mucize sarmısak tarifi

Saklıyorsunuz da, sonra da kaybediveriyorsunuz. Sizi anlıyorum çünkü aynı şeyi ben de yapıyorum. Bir dergiden, bir gazeteden herhangi bir yerden ilgimi çeken ve saklayayım diyerek kesip ayırdığım bir küpürü sonradan nereye koyduğumu bilemiyorum.  Üstelik benim odam, yazı masam, çekmecelerim,  her yerim, yazılar, fakslar, kağıtlar, notlarla dolu...

İşte siz de aynı nedenlerle sık sık bana mektup ya da telefonla başvuruyorsunuz. İsteklerin en başında da şu benim ünlü sarmısaklı tarifim geliyor. Hani kolesterolümü düşüren tarif...

Datça ‘daki  Uzakdoğu’nun şifalı alternatif tedavi yöntemlerini uygulayan sevgili Beytullah Muni ‘den aldığım  bu müthiş tarifi ısrarlı istekleriniz üzerine bir kez daha yazıyorum.  Ama yeni bir şey daha öğrendim: Bu şifalı iksir, yalnızca damarları temizlemekle kalmıyor tüm organlarınıza gençlik, tazelik kazandırıyormuş. Kötü hücrelerin çoğalmasına da engel oluyormuş. Canlılık veriyor, antibiyotik etkisi de yapıyormuş. Gerçek bir şifa iksiri anlaşılan... Ben geçen yıl kullandığım sürece hiç grip olmadım, mesela...
Sevgili doktorum, Kardiyolog Doçent Dr. Atilla Emre de kullanmama izin verdiği için sizlere rahatlıkla önerebiliyorum.
350 gr. bıçak değmeden soyulmuş ve ayıklanmış sarmısak, 300 gr. saf alkol (eczaneden 90 derece alkol bulun) alın. Sarmısak tahta havanla dövülüp alkole katılacak.

Bir kavanoz içinde, buzdolabında etrafı siyah bir kağıt ya da naylonla kapatılıp saklanacak. Işık almayacak. 15- 20 gün sonra, süzülüp, yine aynı şekilde kavanozda saklanarak, kullanılmaya başlanacak.

Her gün, her öğünden önce 50 gr. süt içine, önce 1 damla ile başlayıp, giderek her seferinde (her öğün öncesi) 1 damla artırılarak, 25 damlaya kadar çıkılacak, bu 50 gr. sütle içilecek. 50 gr. süt yarım kahve fincanı oluyor hemen hemen. Bunu üzerine 20 dakika bekleyip, öyle yemek yenecek.

Bu 25 damla, kavanozdaki karışım bitinceye kadar sürdürülecek. Aşağı yukarı 3- 3.5 ay kadar sürüyor. Yine de benim gibi, kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Hatırlatayım, bu formül ancak 5 yılda bir tekrarlanabiliyor. Hepinize sağlıklı günler dilerim.

İŞTE BU DA AŞKIN TARİFİ

Sevgili ablacığım, size haddim olmayarak aşk konusunda düşüncelerimi yazmak istedim.
Aşk cesaret ve kocaman bir yürek ister. Aşk hayatın düzlüğüne, bütün sıradanlığına en soylu başkaldırıştır. Ondan korkup kaçmak kimseye yakışmaz. Nedir bu aşk denilen  şey... Elle tutulmaz, gözle görülmez bir şeyse, nedir bu yaşanan somut acılar veya bize getirdiği güzellikler..
Tek başına aşkı tanımlamak için her şeyden soyutlamak mümkün değildir.
Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir. Daha ne olduğunu anlamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz bile. “Aşık oldum” dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuklar bile sizi rahatlıkla anlayabilir. Çünkü aşkın dili tektir. İnsan aşkına karşılık görmese de acı çekeceğini bilse de yarın terk edileceğini bilse de taviz vermemeli aşkından.
“Seni seviyorum” diyebilmeli göğsünü gere gere.
Aşk işte o zaman aşktır. Ve bunun eğrisi doğrusu yoktur.  Kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insan da işte odur.
Aşk her an, her yerde çıkabilir karşımıza. Hayat, zaten kocaman bir yalanken geriye kalan tek güzellik aşktır.
RUMUZ: BİLGE

Doğrusu ya, yukarıda bir sağlık formülü verirken, bir de senin bize ulaştırdığın bu güzel aşk tarifini alayım dedim köşeme...  Ne güzel bir uyum oldu değil mi böylece?

Biri bedenimizi ilgilendiriyor... Diğeri ise ruhumuzu...        �

Ayrıca çok da beğendim bu aşk tarifini...  En çok beğendiğim ise “ seni seviyorum,” diyebilmenin yüceliği, mutluluğu, insanca tavrı ve yürekliliği... Ben de hep bunu demiyor muyum... Ne güzel şey sevebilmek... Tanrı bizi sevmek ve sevilmek için yaratmadı mı? Onun yarattığı her şeyi sevebilmek değil midir insan olmak... Yaşamak, yaşadığını hissetmek...