Ä°stanbul’a rant gözüyle bakıyorlar

Ama gündem o değil; İstanbullulara dayatılmak istenen yeni projeler... Daha ilk sözlerimiz karşısında ‘İstanbul elden gidiyor’ deyince şaşırdık.

Epeyce tavırlıydı ve ‘Gel, sana verdim, demek olur mu? Neye göre veriyor, neye göre ne yapılacak?’ diye tepki gösteriyordu.

- Tayyip Erdoğan, 25 Eylül’de Dubai’ye gitti ve aradan iki hafta geçmeden Şeyh, Türkiye’ye geldi ve  5 milyar dolarlık emlak pazarına imza atıldı. Demek ki bunlar Galataport gibi daha önce ayarlanmış...

- (Masada bir AKP’li şaşırıyor bu sözlerimize, ‘Demek ki kuluçka süresi bitmiş işler bunlar’ diyor.) Bu işlerde kuluçka süreci kısa sürüyor (gülüyor). Halbuki bizim dönemimizde hazırlanmış projeler vardı. Her yere neden otel! Yedikule’de projelendirdiğimiz ‘Müzeler Sitesi’ ve yanında bir konferans salonu vardı. Bugün İstanbul’un müzeleri dağınık. Şehir Müzesi tıkış tıkış, bir şey koyacak yer yok. Arkeoloji Müzesi de artık yetersiz kalıyor. Ayrıca modern bir müzemiz yok. Böyle projelendirilmiş bir yeri, yabancıya ‘Al sen burasını otel yap’ deniliyor. Böyle şey olmaz.

- İlk defa İstanbul’la ilgili eleştiri getiriyorsunuz.

- Söylemeye başladı artık... İstanbul’daki yönetim İstanbul’u algılayamıyor, hatta hükümet de... Rant gözüyle bakılıyor İstanbul’a...

- Zincirlikuyu’da Karayolları’nın binası diye bilinen yer; orası da otel ve işmerkezi olacakmış.

- 1000 dönüm... Hiçbir plan dikkate alınmıyor; deniz ve demiryolu alanları da öyle... Biliyorsunuz TOKİ’ye de plan yapma yetkisi verildi... Ne kadar boş alan alan varsa inşaata açılıyor; gelsin otel ve işmerkezleri! (Özellikle Kadıköy yöresinde 200 metrekarelik alanların bile gizlice imara açıldıklarını söylüyor bir başka AKP’li...) İlave ek imar hakları veriliyor sorumsuzca. Bu faciadır, hukuksuzluktur.

- İstanbul’da okul, park yerleri kalmadı, bitirildi, herkes rant peşinde... Şimdi de kalkmış trafikten yakınıyoruz.

- Doğru söylüyorsunuz. Kişi başına düşen yeşil alan, okul ve hastane gibi kamu alanları gözle görülür şekilde gittikçe azalıyor. Dolayısıyla kişi başına düşen ulaşım imkánları daha da artarak düşecek ve İstanbullular daha çok ağlayacak.

Çay içerken masadaki bir başka kişi de, Erenköy’deki Tarım İl Müdürlüğü yerinin TOKİ’ye verildiğini; bu kurumun da kár payı karşılığında, son zamanlarda parlayan Rize kökenli Taşpayı firmasına konut yapılmak üzere devrettiğini söylüyor. Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, vekili ve Büyükşehir’in perde arkasındaki güçlü isimleri İdris Güllüce ile AKP Grup Başkanı Hüseyin Evliyaoğlu’nun ‘oldu bitti’yle getirdikleri uygulamaya itirazı olmadığından Göztepe Parkı’ndaki cami projesinin kesinleştiğini öğreniyoruz. Yurtdışında iken çıkan kararı yeniden gözden geçireceğini doğan tepkiler üzerine söyleyen Topbaş’ın, nedense verdiği sözden vazgeçtiği ortaya çıktı.

Topbaş dün ‘veto hakkım yok’ dedi.

Masadaki AKP Edirne Milletvekili Ali Ayağ'a "Ne diyorsun bunlara" diyoruz. "Ben Edirne'ye bakıyorum; kurup yönetim kurulu başkanlığını yaptığım Edirne Girişim A.Ş.'nin Lalapaşa Çimento Fabrikası'nın ihalesine bakıyorum. Pazartesi günü inşallah teklif veren 17 firmadan ilk beş içine girersek, tesisi Edirne'ye kazandırabiliriz" diye iddialı konuşuyor.

Ali Müfit Gürtuna sohbet sırasında ‘Cami diye ayrılan bir yerin benzinlik yapıldığını’ söyledi. ‘Kamu vicdanı diye bir şey var; ama herkes gözardı ediyor.’ Gürtuna, gelecekteki endişesini şöyle anlatıyor:

‘Levent’e de gökdelenler ve işmerkezi düşünüyorlarmış. Büyükdere yolu taşıyabilir mi bu yükü? Çünkü altyapı yetersiz; kanalizasyon, su... Bu yoğunluk karşısında yeniden altyapı yatırımı gereği ortaya çıkacak. İstanbul yeniden kazılacak. Bu projelerin maliyetinin 20-25 milyar dolar olabileceği söylenebilir. İddia ediyorum, her projesiz yapının-kaçak da olabilir- bir daire İstanbul’a 300 milyar TL maliyet getiriyor. Bunu vatandaşlar ödüyor... İstanbul’un siluetini değiştirecek bu projelerin yüklerine İstanbullular hazır olmalıdır.’

HİZMET DEĞİL RANT

Gürtuna, kendi döneminde yapılmış projelerin baştan AKP yönetimince ‘algılanamadığını’, ancak daha sonra bunların şimdi kendileri için kurtuluş olduğunu savunarak, Büyükşehir’e karşı ağır suçlamada bulunuyor:

‘Dört yıl sonunda gereken rant sağlanacaktır. Emin olun onlar için hizmet önemli değil, ranttır.’

Daha başka iddialarda da bulunuyor Gürtuna. ‘Bunlar İstanbul’un daha iyi günleri... İstanbul, Avrupa’nın çöplüğü haline getiriliyor... Ama güneşin karşısında kar gibi eriyip gideceklerdir’ gibi içini daha ayrıntılı şekilde doldurmak istediği sözler...

Kamuoyu, Gürtuna’nın tepkileriyle çok şey öğrenecek sanıyoruz.

‘İstanbul nereye götürülüyor’

BAĞLAM Yayıncılık, TÜYAP Kitap Fuarı’nda okuyucularına ‘İstanbul’da Kentsel Ayrışma-Mekánsal Dönüşümde Farklı Boyutlar’ isimli önemli bir kitap sunuyor. Öğretim üyesi Hatice Kurtuluş’un yayına hazırladığı kitapta, ‘İstanbul nereye götürülüyor?’ sorusuna açıklık getirmek amacı taşıyan ve çoğu kent sosyoloji olan akademisyenlerin bilimsel çalışmaları yer alıyor. Bu süreçte okunması gerekli mimari kitaplardan en önemlisi galiba.

Biliyor musunuz

 İSTANBUL Minibüsçüler Esnaf Odası Kongresi’nde, salona girmesine engel olunmak isenen AKP’nin desteklediÄŸi Basri Ä°lkkılıç’a karşılık ÅŸimdiki baÅŸkan Ali Kemal Aktürk’ün yeniden kazanma baÅŸarısını (!) gösterdiÄŸini...ÂÄ°STANBUL Tabip Odası’nın, ‘Bakanlığın, Anayasaya aykırı olarak tüm saÄŸlık çalışanlarını dini inanç ve mezheplerine göre fiÅŸlediÄŸini’ açıkladığını...