Hukuk devleti miyiz cemaat devleti mi?

YP Genel Başkanı Sadettin Tantan son günlerde çarpıcı konuşmalar yapıyor. Sky Türk’te Enver Aysever’in programında Baykal olayının arkasındaki oyunları anlattı. Türkiye’de her gün farklı gündem ortaya konulduğunu, bunun da halka baskı kuran ve sindiren bir yapıya ulaştığını belirterek kaygılarını şöyle anlatıyor:
* “Bu projeler halkı tutsak almak için servise konulmaktadır. Aktörler hep aynıdır. 1980 öncesinde de aynı merkez projeyi ortaya koymuş, kardeş kardeşi öldürmüştür. Ve o aynı merkez, 80’den bu yana hiçbir siyasi iktidar tarafından ortaya çıkarılmamıştır. Arşiv çalışması başarılı bir şekilde yapılmamıştır. Bu kirlilik, halkın taleplerini umursamayan iktidarlar yaratmıştır. 
* İktidarları da, muhalefeti de, etkin güç odakları kullanırken, iktidar ve muhalefet çökmüştür. Bugün bütün bunların sonucu olarak karşımıza çıkan Baykal olayı, geçmişin dışavurumudur.”
* Tantan, asıl meselenin CHP ve Baykal değil, Türkiye’de nitelikli, kimlikli insanların önünü kesmek olduğunu, halkın yıllarca ‘İrtica geliyor’ diye kandırıldığını, bu MGK’larda, irtica-bölücü tehdit hep gündeme getirilirken, ekonomi, hukuk, enerji, enformasyon ve bilgi savaşlarının nasıl bir tehdit yarattığının görmezden gelindiğini ve “Yolsuzluk ekonomisinin tahribatının halkın bilincini körelttiğini ve cahil bıraktığını” öne sürüyor. 
* “2006’da MGK’da alınan karar doğrultusunda, irtica ve bölücü tehdit, Ulusal Güvenlik Siyaset Belgesi’ne Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ve dönemin Genelkurmay Başkanı’nın imzalarıyla girmiştir. İmza atılan belgede irtica tehdit olarak tanımlanırken, 2010’da ne değişmiştir? Kimse kimseyi kandırmasın! Acaba 28 Şubat sürecinde verilmek istenen mesaj Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile birlikte devam mı ettiriliyor?” diyen Tantan bir tespit daha yapıyor:
* “28 Şubat’ta yurtdışına giden iki hoca vardı; Esad Coşan hâlâ çözülemeyen trafik kazasında yaşamını kaybetti. Fethullah Gülen de ABD’de yaşamını sürdürüyor. Bunlar yaşanıyorsa ortada çok sorun var demektir.
* Birileri, sindirilen, çökertilen, siyasetçiler tarafından beyni tutsak alınan halktan sokağa inip bir şeyler yapmalarını istiyor. Bize diyorlar, ‘İnanç kimliğinden, Türk kimliğinden, değerlerinden ödün vereceksin, bizim arzu ettiğimiz kimliği kabul edecek, nasıl bizim istediğimiz şekilde yasalarınızı yapıyorsanız, yine bize tabi olacaksınız...’
* Yapılacak şey, siyasetteki panayır çakallarını tarih sahnesinden silmek, kimlikli, nitelikli insanlarla birlikte hareket etmektir. Ülkesi için hareket eden insanları, hiçbir karşılık beklemeden siyaset sahnesinde desteklemesidir. Yapamazsa, tarihin sahnesinde gömülmek mecburiyetindedir.”

Siirt Baykalcı mı oldu

“BAYKAL’ı şimdiye kadar vuramadılar, kasetle mi vuracaklar” diyor. CHP Siirt İl Başkanı Muhdi Koyuncu, partisinin Baykal’ın istifasından sonra büyük ilgi gördüğünü ve Siirtlilerin bu kadar üzüleceğini hiç tahmin etmediğini söyledi telefonda. Diyor ki: “CHP’yi sevmeyen bir zihniyet vardı. Ama Baykal’ın istifasından sonra arayan, partimizi ziyaret edenlerin duyarlılığına şaşırdım. Üç günden beri bize oy vermeyen; DP’lisi, ANAP’lısı, MHP’lisi hatta BTP’lisi bizi teselliye geldiler; kaset olayına tepki gösterdiler. Baykal’a yazık olmasın. ‘Özal gitti, ANAP bitti; Baykal siyaset sahnesinden uzaklaştırılırsa, CHP de aynı akıbete uğrar’ dediler. Baykal Amerikancı da değil, İrancı da... Millete karşı hırsızlık mı yaptı, devletin malını mı çaldı? Giderse karanlık güçlere karşı kim direnecek? Yoksa gerici bir zihniyet hâkim olur ülkemize... Siirt’te son 20 yıldan beri bağnaz bir zihniyet egemendi, bunun kırılması gerekiyor; halk da biraz anlamaya başladı bunu.”
- Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
- Van kongresinden önce Siirt il kongremiz yapıldı, 2 bin kişi katıldı. Baykal, şehre 540 araçla girdi, bu, bazılarını şaşırttı. Bu ilginin sonunda Van kongresinde bilinen saldırı oldu. Brüksel’e gitti, dönünce İstanbul’da Kutlu Doğum Haftası’nda muhteşem bir konuşma yaptı. İşte bu kırılma noktasıdır.

Türkiye’nin supabıdır

CHP İstanbul örgütünde Baykal’a yakın bir isim olan Kamber Doğan, Baykal’la telefonla görüştüğünü belirterek “Sayın Baykal’ın morali gayet yerinde. CHP’nin yükselişini hep birlikte göreceğiz diyor. Herkese de selam söylüyor” dedi. Doğan, Baykal’ın görevine döneceği beklentisi içinde... Son iki gün içinde ilginç gözlemler yapmış... Orta yaşlı bir kadın, “Annem Baykal’ı hiç sevmiyorum derdi; bu olaydan sonra ‘Oyumu artık ona vereceğim’ demesine hiç şaşırmıyor Doğan. Emirgan’da eşi Hakkı Bey’le karşılaştığı Adnan Menderes’in Kadın Kolları Başkanı Şükran Dağdeviren’in (92) de, Baykal’dan nefret ederken son gelişmelerden sonra ailesinin 13 ferdinin CHP’ye oy vereceğini kendisine anlattığını aktarıyor. Belki de bunlar Baykal Türkiye’nin supabı olduğu içindir.

BİLİYOR MUSUNUZ

ESKİ SHP milletvekili, İnönü’nün danışmanı, Tekirdağ Baro Başkanlığı ve üç dönem (20034-2009) Barolar Birliği Genel Sekreterliği görevlerinde bulunan Av. Güneş Gürseler’in, Özdemir Özok’un vefatından sonra 12-13 Haziran’da yapılacak Türkiye Barolar Birliği genel başkanlık seçimine aday olduğunu açıkladığını... ‘5. Uluslararası Katılımlı Özürlüler Vakfı Kongre ve Sosyal Etkinlikleri’nin 28-30 Mayıs tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacağını... ATIF Yılmaz’ın, Cengiz Aytmatov’un (senaryo Ali Özgentürk) aynı adlı yapıtından sinemaya uyarladığı ‘Selvi Boylum, Al Yazmalım’ının yarın yeniden vizyona gireceğini...

BAYKAL operasyonu, Ergenekon, Poyraz, Kafes, Balyoz, Erzurum Ergenekon dizisinin devamıdır. Turuncu dizi diyelim, yakışır. Bu dizinin planlaması, 2000’in eşiğinde başlar. 2001 yılında Tuncay Güney’e verdirtilen ‘Mülakât’a ve MİT tarafından yapılan şemasına bakın, orada hedef alınanlar, hep tertiplerin hedefi olmuşlardır.
Doğu PERİNÇEK