Hesaplar alt üst oldu kartlar yeniden dağıtılacak

CUMHURİYET Halk Partisi’nde değişim taleplerinin çok uzun zamandır olduğunu herkes biliyor.

Haberin Devamı

Ya Deniz Baykal bu açılımı yapmak istedi, çevresi izin vermedi.
Ya da tam tersi oldu.
Yakın çevre baskısına Baykal direndi.
Aslında hangisinin doğru olduğu değil, değişim rüzgarlarının bundan sonra nasıl eseceği çok daha önemli.
Neden mi?
Bir hatırlatma yapayım.
2002 seçimleri öncesinde İsmail Cem’in kurduğu Yeni Türkiye Partisi de başlangıçta böylesine sert bir rüzgar estirmişti.
Birçok kişi Yeni Türkiye’yi siyasette bir alternatif olarak görmüştü.
Ancak, Kemal Derviş’in ayrılıp CHP’de siyasete girmesi bütün dengeleri alt üst etmişti.
O yüzden siyasetteki satranç oyunlarını iyi oynamak gerekiyor.
Her yeni lidere tanınan bir avans ve süre vardır. Bu Kılıçdaroğlu için de geçerli olacaktır.
CHP’ye oy verenler ya da oy verebilecekler, bu değişimi somut olarak görmek isteyeceklerdir.
Kılıçdaroğlu, kemikleşmiş kadroları ve politikaları olan CHP’yi ne kadar esnetecektir bilinmez.
Ancak, iktidar alternatifi olarak gören vatandaşlar, en azından partinin vitrininde yer alacak bu yeni yüzleri arayacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken bir detay daha var.
Türkiye’de genç, birikimli, siyasete ilgi duyan, ancak farklı nedenlerle siyasete girememiş insanları bulup çıkarmalıdır.
Ve partiye davet etmelidir.
Yine partiye emeği geçmiş, ama siyasette olması gereken isimleri de çağırmalıdır.
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı diğer partilerin de hesaplarını alt üst etmiş oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi referandum sürecinin 120 gün olarak uygulanmasına ağır eleştiriler getirmişti, ancak Kılıçdaroğlu rüzgarının estiği yaz aylarında böyle bir karara belki de sevineceklerdir.
Erken bir seçim olmayacağını, bugüne kadar söyleyen Başbakan Erdoğan’ın kafasında temmuz değil, ama nisan veya mayıs için bir takvim bulunuyordu.
Gelişmeler öyle gösteriyor ki...
Bu da değişebilir.
Ya referandum sonrasında bir seçim bizleri bekleyecektir ya da hükümet sonuna kadar bu süreyi kullanmayı tercih edecektir.
Yani yazın sıcağında sandığa gitmek AKP’nin işine gelecektir.
Diyorum ya...
Siyasette bir gün bile bazen uzundur.
Düşünsenize... 10 gün önce CHP’de böylesine köklü değişimler olacağını birileri söylese inanır mıydınız?

Haberin Devamı

Cindoruk’un da yapması gerekenler var

Haberin Devamı

DEĞİŞİM talepleri sadece CHP için mi isteniyor?
Acaba bu beklentiler Demokrat Parti için de geçerli değil mi?
Anavatan ile Doğru Yol Partisi’nin birleşmesi sonucu tek bir çatı altında birleşen demokratlar, merkezin sağında olanların aynı heves içinde olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Ben yakın bir zamanda Demokrat Parti’de de bu tartışmaların yaşanacağını öngörüyorum.
Hüsamettin Cindoruk, bugün Türkiye’nin en deneyimli siyasetçilerinden biri. Gelişmeleri takip ediyor, partisine uygun stratejileri geliştiriyordur.
Demokrat Parti, Cindoruk’la seçimlere giderse ve örgüt de Cindoruk’un da arkasında durursa...
O zaman Cindoruk’un yapacağı tek bir şey var.
Kılıçdaroğlu gibi yepyeni ve geleceğin siyasetçilerini bulup Demokrat Parti’nin üst yönetimine bu isimleri taşımasıdır.
Cindoruk’tan ben bunları bekliyorum.
Bekleyip göreceğiz.

Gandhi’nin yedi ölümcül günahı

Haberin Devamı

HER sabah odama geldiğimde görebileceğim yere asılmış Mahatma Gandhi’nin “Yedi ölümcül günah” diye adlandırdığı şu sözleri okuyarak güne başlarım.
İlkesiz siyaset...
Emeksiz zenginlik...
Vicdansız haz...
Niteliksiz bilgi...
Ahlaksız ticaret...
İnsaniyetsiz bilim...
Özverisiz ibadet...
¡
Kemal Kılıçdaroğlu, Mahatma Gandhi’ye benzetilince, Hindistan bağımsız hareketinin kurucusu Türkiye’de yeniden okunmaya başladı.
Ben Kılıçdaroğlu’nun da “Yedi ölümcül günah” diye adlandırılan ve Türk siyaseti için son derece önemli bu ilkeleri dikkate alacağından eminim.

Yazarın Tüm Yazıları