‘Her işi yaparım’ bankacılığı tüketiciye zarar mı veriyor

SİZLERE aynı konuda, iki farklı senaryodan bahsedeyim. İşin içinden nasıl çıkılacağına da siz karar verin.

Birinci senaryo. Vatandaş ya da orta ölçekli işletme sahibi kredi almak için bankaya müracaat eder. Banka, başta hayat sigortası olmak üzere konut kredisiyse konut sigortasını, araç kredisiyse de otomobil sigortasını kredi ile birlikte tüketiciye verir. Ticari krediyse de o işletme ile ilgili gerekli ne sigorta varsa yapar. Neden? İleride yaşanacak olası bir durum karşısında hem kendi alacağını hem de tüketicinin ödeyeceğini garanti altına almak için. Banka kredi ile birlikte sigortayı zorunlu tutunca yaygara kopar. Başta krediyi kullanan olmak üzere, tüketici derneklerinden tutun da kamu yönetimine kadar birçok kesim; ‘kredinin maliyetini artırıyor’, ‘bunlar para kazanmanın kolay yolunu bulmuş’, ‘dayatma sigorta ile vatandaş mağdur ediliyor’ gibi eleştirileri ardı ardına sıralar. İkinci senaryo. Vatandaş ya da orta ölçekli işletme sahibi kredi almak için bankaya müracaat eder. Banka, kredi ile birlikte ilgili sigortaları yapar. Özellikle ticari kredi kullanan tüketici; sigortanın, maliyeti artırdığını ileri sürer. Poliçedeki bazı teminatları istemeyerek, primi düşürmeye çalışır. Ortak noktada da buluşulur.

Tartışma nereden çıkıyor

Ya da işletme sahibinin şiddetli itirazları nedeniyle, banka sigorta yapmaktan vazgeçer. Tüketici de sadece krediyi alarak bankadan ayrılır.  Ancak beklenmedik bir olay olur. İşletmede yangın çıkar, tüp patlar. İşin ilginci, yine büyük yaygara kopar. Bu sefer ki gerekçe, banka krediyi verirken sigorta yapmadı ya da eksik sigorta yaptı. Tüketici derneklerinden tutun da kamudan, sivil toplum örgütlerine kadar kimi kesimler başlar yüklenmeye. ‘Sigortacılar ve bankacılar böyledir, poliçeye küçük küçük maddeler koyarak, hasardan yırtmanın yolunu ararlar.’

Bu nasıl iştir anlamak mümkün değil. Sigortayı yaparsın, kabahat. Yapmazsın, yine kabahat. Her şart altında eleştirilerin hedefisin. Bu iki senaryoyu neden anlattığıma gelince. OSTİM’deki patlamalar sonrasında, zarar gören işletmelerden birinin, kredi kullandığı banka tarafından eksik sigorta yapıldığı ve bu yüzden işletme sahibinin mağdur duruma düştüğü ortaya çıktı.

Banka mı, tüketici mi kabahatli


Bunun üzerine de Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, bir açıklama yaparak, “Kimse kredi aldığı bankaya sigorta yaptırmak zorunda değil.

OSTİM’deki olayda olduğu gibi şirket, banka şubesinden değil de sigorta acentesinden sigorta yaptırsaydı, eksik klozları olmayacak ve herhangi bir mağduriyet yaşamayacaktı. Her işi yaparım bankacılığı tüketiciyi vuruyor” dedi.

İşte iki farklı senaryoyu bunun için anlattım. Acaba, banka mı eksik sigorta yaptı; yoksa, kredi maliyeti yükselmesin diye işletme sahibi mi bazı teminatları, ‘gerek
yok’ diye almak istemedi?

Şunu da belirteyim. Bugüne kadarki yapılan araştırmalar ve yaşananlar, tüketicilerin kredi kullanırken güle, oynaya sigortalanmadıklarını ya da ‘tüm sigortaları yaptıralım, her teminatı da alalım’ diye can atmadıklarını gösteriyor.

Araştırmalar ve yaşananlar bir şeyi daha gösteriyor. Kredi alırken sigorta yapılmadığı taktirde, bankadan çıkıldığı andan itibaren kimsenin aklına sigorta gelmiyor.
Hal böyle olunca da tüketicinin, ‘gideyim bir acenteye sigortamı yaptırayım, poliçenin bir örneğini de bankaya vereyim’ demesini beklemek ancak hayalcilik olur.
Yazarın Tüm Yazıları