Hem şiirde hem tiyatroda elleri vardı

KAYIP ŞAİRLER dizisinden Suat Taşer’in Evrende Ellerimiz kitabı yayımlandı.

Bu dizinin şiir tarihimiz açısından önemini vurgulamalıyım.
Antolojilerden şiirimizi izlediyseniz, öne çıkan şairler dışındaki adları bilemezsiniz.
Oysa onlar, Türkiye’de gerek şiir okurunun oluşmasında, gerek toplumcu şiirin yerleşmesinde büyük emek harcadılar.
Dönemin devleti onları hapislere koydu, çıktıktan sonra bile peşlerini bırakmadı.
Bu şairleri siyasal açıdan övüp de onun izdüşümünde edebiyat tarihinde değerlendirdiğim sanılmasın. Ancak toplumcu şiirdeki yerlerini de unutmayalım. Zira şiirleri de gözardı edilecek türden değildi!
Suat Taşer hem tiyatro adamıydı hem de şair.
Ülkeyi severek, halkı severek şiir yazmanın kurbanlarından biriydi.
Dizinin editörünün, şairi tanıtan girişi, onun sanatı ve ortamı üzerine verdiği bilgiden bir bölümü beraber okuyalım: “Bu ilk bağımsız kitaplarda serbest nazımla kendi öz şiirini yaratmaya çabalar, toplumun paylaştığı makus kaderi bozmaya, yıkmaya dönüktür dizeleri. Kendinden uzaklaştırmaya, iç sıkıntılarından arındırmaya çalışır şiirini. Döneminin buhran dolu havasının tüm ilişkilere nüfuz ettiğini ve korkunun, şüphenin kol gezdiği bir dünyada insanlığa yalnız sanatın namusunun sahip çıkacağını düşünür. Büyük sorumluluktur sanat erliği...”
Ahmet Oktay, Evrende Ellerimiz kitabındaki 1950 Kuşağı’ndan bir ses başlıklı yazısında; siyasal, edebî dönüşümlerin, onun şiirini nasıl etkilediğini ortaya koyuyor:
“’Gölgemizden korkak olduk / selam vermekten, düş görmekten / kundaktaki çocuğumuzdan / saksıdaki çiçeğimizden / aynadaki hayalimizden de korkak olduk.’
Bugünden bakıldığında Taşer’in şiirindeki bu tınıda marazi denebilecek bir vurgu bulmak mümkündür; dahası Taşer, tek parti dönemine özgü saydığı baskı uygulamalarının ve bu uygulamaların tinsel sonuçlarının 1975 tarihinde bile yürürlükte olduğunu bilmekte ve ‘bu dolap bütün şiddetiyle hâlâ dönmekte, döndürülmekte değil midir?’ diye sormaktadır. Söylemek gerekir ki, bu psikolojik hava hayli dağılmış ve neredeyse şiirsel düzlemde hemen hemen terk edilmiş gibidir. Günümüzde yazılmakta olan görsel ve deneysel şiirler, bu türden eğilimlerle uğraşmayı, bireysel korku ve takıntıları dert edinmeyi bir yana bırakmıştır. Hiç kuşkusuz, Suat Taşer’in şiiri de zamanla dönüşüm geçirmiştir. Dönemin şiir anlayışı ve zevkindeki dönüşümler kadar, sosyo-politik ve sosyo kültürel koşullardaki dönüşümler de şairi etkilemiş ve birtakım paranteze almaları zorunlu kılmıştır.”
Evrende Ellerimiz’den seçtiğim şiirleri okuyalım:

KIRIK CAMIN KENARINDAN
Kırmızı lâhananın çiçekleri beyazdan
ne anlar lodostan balık olmıyan

Kırık camın kenarında bir sinek
anayasa komşu kızı Hindistanlı inek
Sar sarıl sarmaşık
ölüm ölü özgürlük karmakarışık

Kağıt kalemsiz otlar büyümesiz ve çokları
doğdular acı zamanların çocukları

Hiç bir ayna yok seni sana bulduracak
bu yalanı bu evrenden bu sensin kaldıracak

Boşalan şişelerle dolmak iyi
zümrütanka kuşunun yumurtasında bekle sevgiyi

Bekle

ÇAĞRI

Bu kuş seslerini size vereyim
güneşli odalarda oturursunuz
alın şu yağmurdan da biraz
alın çekinmeyin
yalnızlığınızın üstüne serpersiniz

Her gün aynı
her gün aynı mavi
mi
ne buyurdunuz
iyi ama kardeşim
kabahat mavide değil ki

Çoğalmak var azalmanın yanında
siz hiç
uzatın ellerinizi uzatın uzatın
kalkın ayağa
diri soluklarla güzlensin adımlarınız
bir çiçek açsın içinizde kocaman geleceğe
ışıdı evren ışıdı düşünce ışısın karanlıklarınız
kaç kere öldünüz gizli gizli yazık

Kalkın ayağa

Bir şairi daha anımsıtıyor bu kitap. Şiir ülkenizin sınılarını biraz daha genişletiyor.
(Evrende Ellerimiz, Suat Taşer, Kayıp Şairler Dizisi, Dizi Danışmanı: Ahmet Oktay, Dizi Editörü: Rüken Kızıler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Özdemir Asaf / Dokuza Kadar On / YKY
Jasper Kent / Oniki / Can Yayınları
Cevat Turan / İnsanın Üşüdüğü Yer / Delisarmaşık
Gretchen Rubin / Mutluluk Projesi / APRIL Yayıncılık
Orhan Türker / Psomatia’dan Samatya’ya / Sel Yayıncılık
Yazarın Tüm Yazıları