Evden kaçmayı düşünüyorum ama biraz da korkuyorum

Sevgili ablacığım, yazılarını bir süreden beri okuyorum, sana çok güveniyorum. Ben 16 yaşında bir genç kızım.

Ancak çok mutsuz bir kızım. Benim ailem bana o kadar çok yasak koyuyor ki, kendimi hapiste hissediyorum. Ailem oldukça tutucudur. Biz Karadeniz’in bir sahil kasabasında oturuyoruz. Annem kapalıdır, babam ise çok otoriter biridir. Bana cehennem hayatı yaşatıyorlar.
Düşünün ki, koskoca bir yaz boyunca, bana denize girmeyi bile yasakladılar. Herkes hemen yakınımızdaki denize girerken, ben onları izlemekten başka bir şey yapamadım. Ailem yüzünden lise arkadaşlarımla bile buluşup, iki laf edemiyorum. Ne kızlarla ne de erkeklerle görüşmemi istemiyorlar.

Evin önünde biraz uzun süre kalsam, hemen eve girmemi tembihliyorlar. Babam şimdilik örtünmem konusunda baskı yapmıyor, ama eminim okulum bitince beni hemen evlendirecekler ve kapanmamı şart koşacak bir aileye verecekler.
Şimdilik biri yok akıllarında ama belki de sinsi sinsi plan yapıyorlardır, bilemem. Liseyi bitirmeme iki yıl var, ondan sonra ne olacağımı Allah bilir. Bu durumda evden kaçmayı düşünüyorum.

Bu evde kendimi korkunç bir hapishanede hissediyorum. Biliyorum ki, liseden sonra üniversiteye göndermeyecekler beni. Oysa ben evlenmek değil okumak istiyorum. Bütün bunlar yüzünden bir kenarda biriktirdiğim harçlık paramla bir otobüse atlayıp, Bursa’ya veya Ankara’ya kaçmayı planlıyorum. Koskoca şehirde beni bulamazlar ya?

Ancak yine de evden uzakta, ne yapabileceğim konusunda hiçbir fikrim yok. Çalışabilir miyim, hayırsever bir ailenin yanında çocuk bakabilir miyim mesela? Biraz da korkuyorum, aslını istersen? Ne dersin, bana akıl ver, kaçmamı uygun bulur musun? Bana yardımcı olur musun? Kaçmazsam, ne yapayım; nasıl katlanayım, söyle bana.
RUMUZ: ARTIK DAYANAMIYORUM

Sevgili kızım, seni çok iyi anlıyorum ama bunun çözümü kaçmak değil elbette. Evden kaçan kızların başına neler gelebilir, hiç düşünüyor musun? Bu dünyada artık güvenilir o kadar az insan var ki? Büyüklerimizin dediği gibi bir gözün diğerine faydası yok.
İnsanlar son derece bencil oldular. Herkesin gözünü para ve seks bürüdü. Senin gibi tazecik, tertemiz bir genç kız için bu dünya öylesine tehlikelerle, tehditlerle dolu ki? Başına gelebilecekleri düşünemezsin bile?

Ailen ne kadar baskıcı olursa olsun, ne kadar tutucu olursa olsun, elbette sıkılır, üzülürsün ama kaçtığın zaman hayatın tehlikeye girebilir. Seni kullanabilirler, insan tacirlerinin eline düşebilirsin, uyuşturucu satıcılarının eline düşebilirsin. Dediğin gibi hayırsever bir aile sandığın birileri sana sahip çıkmak isteyebilir. Ama çocuklarına bakmak için değil, seni parayla satmak için.
Bu anlattıklarımı masal gibi dinleme. Bunlar ne yazık ki yaşamın gerçekleri?

Madem ailen sana okulunu bitirmen için izin veriyor, bu evde geçirdiğin zamanı derslerini çok iyi çalışarak, hatta oradan buradan edindiğin kitaplarla üniversite sınavlarına hazırlanarak değerlendirmelisin. O biriktirdiğin paraları, üniversite sınavına girebilmek için kullan. Liseyi bitirdikten sonra, sınavlara katılıp, kazanırsan, ( ki burada okul öğretmenlerinden yardım isteyebilirsin, eminim sana destek olurlar) ailene de bu arzunu kabul ettirebilirsin gibi geliyor bana. Hiç kimse evladının kötülüğünü istemez, meslek sahibi olmak isteyen bir kıza ise kimse karşı çıkmamalı.

Işınlanıp her an senin yanında olacağım, diyordu

Sevgili Güzin Ablacığım, yazılarını yıllardır takip ediyorum ve verdiğin tavsiyeleri çok beğeniyorum. Çok yalnızım ve inan senden başka danışacak, akıl verebilecek kimsem yok.

Bundan 2 ay önce bir erkekle tanıştım ve birbirimize ilk görüşte aşık olduk veya en azından ben öyle olduğunu sanıyordum. Her şey o kadar güzel gidiyordu ki, onun farklı bir şehirde yaşıyor olmasını bile önemsemiyordum. Ancak zamanla birbirimizi daha çok özlemeye başladık ve daha sık görüşmek istedik. Bana şaka yollu, “Ben ışınlanmayı öğreneceğim, bundan sonra hep yanında olacağım” gibi sözler veriyordu. Belki inanmazsın ama ben iyi tahsil görmüş, iyi bir şirkette çalışan, son derece akıllı bir kız olmama rağmen onun sözlerine inandım ve ona 1 ay süre tanıdım. 1 ayın sonunda beni sık görmek için çaba gösterecekti. Oysa tamamen hayal kırıklığına uğradım, bana asıl acı veren ilişkimizi yeterince önemsemeyip, dalga geçmesi oldu.
Şimdi onu her düşündüğümde, her buluşmamızda yaşadığım hayal kırıklığı aklıma geliyor, üzüntüden uyuyamıyorum. Daha İlişkimizin başında verdiği sözlerde durmayan birine ileride nasıl güvenebilirim? Yoksa yeni tanıdığım birine bu kadar güvenmekle hata mı ettim? Lütfen yardımcı ol, düşünmekten işime bile konsantre olamıyorum
RUMUZ: ÇARESİZ KIZ

Güzelim, genellikle siz genç kızların, dediğin gibi, akıllı fikirli, okumuş, çalışan kızlar da olsanız, nedense ilişkilerinizde çok zayıf, çok naif, çok saf davranmanızı gerçekten anlayamıyorum.

Nasıl oluyor da bu kadar az tanıdığınız birilerine bu kadar çabuk güvenip, onlar ilişkinizi önemsemezken, siz bu kadar önemseyebiliyorsunuz.

İki aylık bir arkadaşlığı, hele ayrı ayrı şehirlerde yaşıyorken, nasıl bu kadar ciddiye aldın, aklım ermiyor. “Beni hayal kırıklığına uğrattı” derken neyi kastettin? Sana ışınlanmaktan söz ederken, elbette sevimli bir şaka yapmış. Bilmiyorum ne yapıyor ama, işini gücünü, ailesini, her şeyini senin için terk edip, yanına taşınmasını beklemiyordun herhalde.
Sevgili kızım, ilişkilerde acele etmemeli, acele kararlar vermemelisin. Sonra işte böyle hüsrana uğrarsın.
Yazarın Tüm Yazıları