Ertuğrul Özkök: Resmiyeti aşan çok özel mektup

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yabancı devlet başkanlarına yazdığı veda mektuplarına yanıtlar gelmeye başladı. İlk yanıt mektuplarından biri Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze'den geldi.

Bu beni şaşırtmadı.

Çünkü Cumhurbaşkanı Demirel'in Gürcistan'a yaptığı yardımları çok yakından biliyorum.

Ama bu mektupta benim dikkatimi çeken bir başka özellik daha var.

Mektup her satırında ülkeler arasındaki ‘‘resmiyeti’’ aşan çok özel, samimi ifadeler taşıyor.

‘‘Dear President Demirel’’ diye başlıyor Şevardnadze mektubuna ve hemen şöyle diyor:

‘‘Bu mektubumda son onyıllarda bu ölçüde tarihi rol oynamış bir insana hitap etmekten onur duyuyorum.’’

SİZSİZ BU SONUÇLAR ALINAMAZDI

Şevardnadze, ardından şu sözlerle Demirel'in dünya politikasına yaptığı katkıları anlatıyor:

‘‘Soğuk savaş sonrası dönemde Avrupa-Atlantik coğrafyasının şekillenmesi sürecine yaptığınız katkılar vazgeçilmez bir nitelik taşımıştır. Kararlılığınız ve kuvvetiniz, yeni ve daha adil bir dünyanın evrimine önemli bir etki yapmıştır.’’

Mektuptan ilginç bir detay. Şevardnadze, Demirel'le yürüttüğü çok yönlü işbirliğini, kamu görevindeki hayatının ‘‘en zenginleştirici ilişkilerinden biri’’ olarak gördüğünü söylüyor.

Ardından Gürcistan'ın bağımsızlığına kavuştuktan sonra yaşadığı sıkıntıları hatırlatıp, ‘‘Sizin büyük liderliğinizle Türkiye, bize hayati destek sağlayan ilk Batılı ülkelerden biriydi’’ diye devam ediyor.

Yine Şevardnadze'nin şu ifadelerinde de Demirel'e dönük övgü payı bir hayli yüksek:

‘‘Güney Kafkasya ve Orta Asya devletlerinin Avrupa-Atlantik alanıyla bütünleşmeleri sürecini ateşleyen Türkiye olmuştur. Türkiye, uluslararası camiadaki yerlerini tersine çevrilemeyecek bir şekilde sağlamlaştırmalarında bu ülkelere yardımcı olmuştur. Bu, büyük ölçüde sizin bölge ülkelerini güven ve işbirliği köprüleriyle birleştiren vizyonunuz, sabrınız ve kararlılığınız sayesinde olmuştur.’’

TARİHTE ÖZEL BİR YERİNİZ OLACAK

Şevardnadze, ardından Karadeniz'den Hazar bölgesine uzanan ‘‘Yeni Büyük İpek Yolu’’nu Demirel'in bir eseri olarak gördüğünü belirterek, ‘‘İlk ürünleri de olsa, çabalarınızın sonuçlarını görmek muazzam tatmin edici olmalıdır’’ diyor. Şevardnadze, bu çerçevede Bakü-Süpsa, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Trans-Hazar boru hatlarını sıralıyor,.

Gürcistan Devlet Başkanı, geçen kasım ayında İstanbul'da yapılan AGİT zirvesi için de ‘‘Bu toplantı devlet adamlığınızın bir diğer önemli kilometre taşıydı’’ diyor.

Şevardnadze, daha sonra şöyle diyor:

‘‘Liderliğinizin mirası, sizin tarihteki özel yerinizin de teminatıdır’’

Mektup, yine şu sıcak ifadelerle son buluyor:

‘‘Cumhurbaşkanlığından ayrılırken, şahsi, siyasi ve entelektüel yeteneklerinizin Türkiye ve dünyaya fayda sağlamaya devam edeceğinden eminim. Bundan sonraki bütün çabalarınızda kuvvetli bir destekçiniz ve sadık bir dostunuz olarak hep yanınızda olacağımı bilmenizi isterim.’’

YENİ CUMHURBAŞKANINA DÜŞEN GÖREV

Liderlerin şahsi dostlukları zaman zaman ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine çok büyük etkide bulunuyor.

Yunanistan'ın eski Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis'in Fransa Devlet Başkanı Giscard D'estaing ile dostluğu Yunanistan'ı Avrupa Birliği'ne götüren en önemli etkenlerden biri olmuştu.

Türk-Yunan dostluğunun gelişmesinde İsmail Cem ile Yorgo Papandreu'nun diplomatik ilişkileri aşan dostluklarının etkisi inkár edilebilir mi?

İşte Şevardnadze'nin Cumhurbaşkanı Demirel'e gönderdiği bu mektup, bu görüşümün doğruluğunun kanıtlarından biri sayılabilir.

Bu da Türkiye'de cumhurbaşkanı ve başbakanların resmi ilişkiler dışına taşan yakınlaşmalara açık bir kişilik sergilemeleri gerektiğini gösteriyor.

ÖTEKİ BAŞKANLAR KATILMAMIŞ

DÜNKÜ yazımda Diyarbakır dışındaki kentlerin belediye başkanlarının neden Çankaya Köşkü'ndeki Avrupa Birliği gününe davet edilmediklerini sormuştum.

Dün beni Cumhurbaşkanlığı'ndan arayarak, bu konuyla ilgili ilginç bilgiler aktardılar.

Cumhurbaşkanı Demirel, AB'nin Ankara'daki temsilciliğinin hazırladığı davetli listesini görünce ‘‘Neden yalnızca Diyarbakır Belediye Başkanı çağrılıyor?’’ diye sormuş. Bunun üzerine AB Temsilciliği'nden bütün anakent belediye başkanlarına davetiye gönderilmesi istenmiş.

Ama ne yazık ki, davet edilen belediye başkanlarından yalnızca Diyarbakır Belediye Başkanı Feridun Çelik Ankara'ya gelip törene katılmış.

Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek bile törene katılmamış.

Oysa bu tören yerel yönetimler açısından da çok önem taşıyordu.

Çünkü, Avrupa Birliği'nin demokrasi idealinde yerel yönetimlere verilen yetkiler büyük ağırlık taşıyor.

Türkiye'nin AB'ye tam üye olması, yerel yönetimlere de çok büyük imkánlar sağlayacak.

Dolayısıyla, belediye başkanlarımızın AB konularına daha yakın ilgi göstermelerinde yarar var.

Yazarın Tüm Yazıları