Ertuğrul Özkök: Kutan'ın Washington heyeti

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan bu hafta sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.

Bu ziyaret, FP'nin tarihindeki en çarpıcı politik açılımlarından birine sahne olacak.

Buraya geçmeden önce Kutan'la birlikte ABD'ye gidecek olan heyette hangi milletvekilleri var ona bakalım.

ILIMLI İSİMLER

Ertan Yülek, Abdullah Gül, Oya Akgönenç, Temel Karamollaoğlu, Ali Coşkun.

Bu listeye bakılınca şöyle bir değerlendirme yapılabilir.

Heyet, parti içindeki çeşitli gruplardan oluşmakla birlikte, daha çok ‘‘ılımlı’’ isimler alınmış.

Kadın olarak ise, Merve Kavakçı gibi türbanlı biri yerine, Oya Akgönenç gibi modern görünümlü biri tercih edilmiş.

Oysa Merve Kavakçı'yı heyete alabilirdi.

Yurtdışına çıkış yasağı kaldırıldığı için bu mümkün olabilirdi.

Üstelik Merve Kavakçı ABD medyasının dikkatini çekmek için de iyi bir fırsat olabilirdi.

Öyleyse onun heyete alınmayışı ne anlama geliyor?

Benim yorumum şu:

Kutan ve çevresindeki ılımlı ekip, Merve olayını Türkiye dışında bir platformda kullanmak istemiyor.

Bence bu da iyi niyetli bir yaklaşım.

Abdullah Gül, Amerikalıların iyi bildiği bir isim.

Refahyol döneminde Türkiye'ye gelen birçok kişi onunla görüşüyordu.

FP'nin sağduyulu kanadını temsil ediyor.

Ali Coşkun ise daha geçen ay Başbakan Ecevit'in heyeti ile Washington'a gitmişti.

Şimdi Kutan'ın heyetinde yer alıyor.

KUTAN'IN PROGRAMI

Bunların yanında, listede görünmeyen ama bu ziyaretin organizasyonunda önemli rolü olan bir başka isim var.

O da Nazlı Ilıcak'ın eşi Emin Şirin.

Emin Şirin iki gün önceden Washington'a giderek son hazırlıkları kontrol edecek.

Şimdi gelelim Washington ve New York'taki temaslara.

Programda Dışişleri Bakanlığı'ndan iki bakan yardımcısı var.

Önce Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman ile görüşecek.

Grossman daha önce ABD'nin Ankara büyükelçisiydi.

Türkiye'yi çok iyi bilen bir diplomat.

İLGİNÇ İSİM

Görüşeceği ikinci bakan yardımcısı ise geçenlerde Türkiye'ye gelen insan haklarından sorumlu yardımcısı Koh.

Ancak Washington'da görüşeceği en ilginç kişi herhalde Dışişleri'nin din ve vicdan özgürlüğü işlerinden sorumlu koordinatör Robert Seiple olacak.

ABD Dışişleri Bakanlığı son yıllara kadar din ve inanç meselelerini daha çok insan hakları çerçevesinde ele alırdı.

Ancak Clinton başkan seçildikten sonra din ve vicdan özgürlükleri konusunu ayrı bir birim haline getirdi.

Kutan'ın görüşeceği Seiple'ın bir özelliği var.

Kendisi ammbasadeur at large yani dışardan atanmış büyükelçi sıfatı taşıyor.

Bu özelliğiyle, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılışında önemli rol oynamıştı.

Kutan herhalde türban ve Merve Kavakçı olayını bu platformda dile getirecek.

Bunlar Washington tarafı.

Ziyaretin New York tarafı ise daha çok Yahudi lobisi ile ilişkilerle geçecek.

Fazilet Partisi Genel Başkanı ve heyeti burada dünyanın en güçlü iki Yahudi kuruluşuyla görüşme yapacak.

Bunların birisi, AIPEC.

AIPEC, İsrail hükümetinin ABD'deki en güçlü lobisi.

Öteki kuruluş ise Yahudi Kongresi.

Bütün bunlar Milli Selamet Partisi döneminden beri, Türk siyasetinin bu kanadına hákim olan düşüncede köklü sayılabilecek bir değişikliğin meydana geldiğini gösteriyor.

Geçmişte bütün siyasi varlığını Yahudi aleyhtarlığı üzerine kurmuş bir siyasi eğilim, şimdi bu kuruluşlarla kendi isteğiyle resmi temaslar kuruyor.

SAMİMİ Mİ

Bazıları bu değişikliğin samimi olduğuna inanmıyor.

Bir süreden beri Fazilet Partisi'nin etkili simaları ile görüşüyorum.

Aldığım izlenim, bu kanatta ciddi bir değişim arzusunun giderek yaygınlaştığı yolunda.

Zaten gerçekçilik de bunu gerektiriyor.



Yazarın Tüm Yazıları