En ‘müptezel’ holding

AVRUPA’daki gurbetçi paralarını toplayan holdingler içinde en ‘müptezel’i hiç kuşkusuz Endüstri Holding’dir.

Çünkü Endüstri Holding’in batış nedeni ne beceriksizliktir, ne de rasyonalitesi olmayan projelerdir.

Bu holdingin batış nedeni, düpedüz dolandırıcılıktır.

Hem de ilkesiz, pespaye ve rezil bir dolandırıcılık.

İlkesizliği şöyle özetleyelim:

Gurbetçinin parasını alırken ‘din, iman, cihat’ gibi kavramları kullandılar.

Sonra devran değişti, 28 Şubat geldi, bu sefer ‘Biz diğer holdingler gibi değiliz, biz laikiz’ dediler.

***

İşte bu müptezelliğin otuz iki kısım tekmili birden hikáyesi:

- Endüstri Holding 1997 yılında kuruldu. 11 bin 800 gurbetçiden 300 milyon mark toplandı. Para toplama işlemi camilerde gerçekleşti. Holdingin merkezi Konya idi.

- Paralar toplanırken verilen mesajların hepsi dini mesajlardı. Mesela ilk dönemlerde ortaklara yazılan mektuplardan birinde şöyle deniliyordu: ‘Değerli kardeşimiz, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Ülkemiz geçiş dönemindedir, bu dönemde tüm inançlı kardeşlerimizi göreve çağırıyoruz. Bize destek olun gündemi değiştirelim. Yolumuz yüce Allah’ın ve tek rehber peygamberimiz Hz. Muhammet’in yoludur. Selam ve dua ile. Güçlü Endüstri, güçlü millet, güçlü Türkiye.

- Yine para toplama döneminde başta Erbakan olmak üzere Milli Görüş hareketinin önemli isimleri Endüstri Holding’in törenlerine davet edildi.

- 28 Şubat sürecine girildiğinde ise Endüstri Holding’in hızla laikleştiği gözlendi. Bu kez el altından devletin hassas birimlerine ‘laiklik’ mesajları veriliyor, başka holdingler hakkında ispiyonlar yapılıyordu.

- Endüstri Holding’in eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ertekin, 2000 yılında zamanın Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’na yazdığı mektupta ‘Yüce Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyet’in ülkenin en büyük hazinesi’ olduğunu vurguluyordu.

- Aynı mektupta ayrıca Endüstri Holding’in Konya’daki diğer holdinglerden çok farklı olduğu öne sürülüyordu. Mektuptaki ifadeler aynen şöyle: ‘Konya’da kurulan Kombassan ve aynı çizgideki diğer holdingler bizimle ilgili olarak ‘Bunlar bizden değil, bunlara ortak olmayın’ diye halka beyanda bulunmaktadırlar. Konya’da hiçbir holding Fazilet Partili Belediyeleri mahkemeye verememiştir. Cumhuriyet karşıtı güçlerin merkezi konusunda olan partinin belediye başkanını biz mahkemeye verdik. (Halil Ürün kastediliyor. A.H.) Bu tavrımızla Cumhuriyet karşıtlarını yönelik tutumumuzu gösterdik. Biz bunlarla mücadele eden Konya’daki tek ticari grubuz.’

- 28 Şubat’tan önce ‘Paralarınızı bize verin, birlikte cihat edelim’ iması yapan Endüstri Holding Başkanı’nın, 28 Şubat’tan sonra Kıvrıkoğlu’na gönderdiği mektup şu ifadelerle son buluyordu: ‘Konya’da bulunan askeri ve mülki erkánla birlikte hareket etmeyi her zaman ilke edindik. Çalışmalarımızda siz Sayın Genelkurmay Başkanlığımızın yardımlarını diler, en derin saygılarımızın kabulünü arz ederim.’

-
İlkesizlik bununla sınırlı kalmadı tabii. Davalar açılmaya başlayınca holding yöneticileri avukat olarak bir CHP’liyi seçtiler. Seçilen avukat, 3 Kasım’da CHP’den Konya milletvekili olarak parlamentoya giden Atilla Kart’tı.

- Bu dönemde holdingin açılış ve törenlerine davet edilen siyasiler de değişti. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski Başbakan Mesut Yılmaz holdingin birçok törenine katıldı. Erbakan ve arkadaşları ise törenlere davet bile edilmedi. Bu değişimde holdingin yönetici kadrosuna getirilen ANAP Konya Gençlik Kolları Başkanı Ali Türktaş’ın rolü büyüktü.

- Holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ertekin’in konfor düşkünlüğü ise hep ‘camia’nın gündeminde oldu. Özellikle holding merkezinde Ertekin’in makam odasındaki ‘gizli sauna’ dedikoduların baş konusuydu.

- Ertekin’in çalışma yöntemiyle ilgili son bir not: Mustafa Ertekin holdingden ayrılan bir yöneticisini dağa kaldırıp işkence yapmak suçundan hapis cezası aldı.

***

Şimdi Ertekin ve arkadaşları bir emniyet operasyonunun hedefi.

Ancak ortadaki yalın gerçek şudur: Giden para gelmeyecektir, olan gurbetçiye olmuştur.

Ama gerçek bu diye kendimizi sorgulamaktan kaçabilir miyiz?

Bence sorgulamaya, ‘Din, iman, cihat sözcükleriyle milyonlarca mark nasıl toplanabildi? Bu müptezellik kendini geliştirecek ortamı nasıl bulabildi’ sorularına yanıt vererek başlayabiliriz.
Yazarın Tüm Yazıları