Ekspres Operasyonu

Malın menşei İran... Yürütülen operasyonun adı 'Ekspres Operasyonu'.

Ankaralı Gölnet firmasının organizasyonunda yürütüldüğü belirtilen kaçakçılık olayının ipuçları Van'ın Saray ilçesinde ortaya çıktı.

Gölnet, sınır ticareti yoluyla 'asfalt malzemesi' getirme konusunda yetki belgesi sahibiydi. İran'dan Saray'ın Kapıköy sınır kapısından trenle gelen mal ne yazık ki motorin ve fuel-oil'di...

Kayseri'nin İncesu İlçesi yakınlarındaki Batur Petrol İstasyonu'nda yapılan aramada bir kaçak rafineriye rastlanıyordu.

İlk tespite göre, 6 bin ton mal sokulmuştu.

Bazı akaryakıt istasyonu ve tanker şoförlerinin ifadeleri sonucu kaçakçılığın kollarının Kayseri, Ankara ve Nizip'e (Gaziantep) kadar uzandığı anlaşılıyordu.

20'den fazla kişi gözaltına alınıyor ve bunlardan 15'i tutuklanıyordu; aranan 5 kişi hakkında da gıyabi tutuklama kararı veriliyordu.

Kapıköy sınır kapısında halen 72 vagon ve 150 yakıt tankı bekletiliyor.

Vurgunun belgelenen değeri Saray Cumhuriyet Savcısı Fikret Sungur'a göre 125 trilyon lira...

Son bir ayda Türkiye'ye 200 bin ton akaryakıt sokulmuştu.

Görüyorsunuz sınır ticaretinin nasıl kötüye kullanıldığını... Bu tür olayların gerisinde hangi siyasetçiler var acaba? Biz sadece tutuklananların arasında bulunan iki isimden söz edelim:

Kapıköy Gümrük Müdürü İsmail Şehitoğlu ile kaçak malın tahlillerini yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Tunç.

Türkiye soyulmaya devam ediyor. Dünya Gümrük Günü kutlamaları sırasında bile kaçakçılık sürüyor.



YÖK'ün 35. maddesi gereği Anadolu'daki üniversitelerden büyük şehirlerdeki üniversitelere gönderilen bir grup araştırma görevlisinden:

İhtisasımıza başlarken bağlı olduğumuz üniversitelerle yaptığımız sözleşmeye göre; doktora ihtisasından başarısız olunduğu takdirde görevimize son veriliyor ve senetteki yüklü miktar parayı YÖK'e ödemek zorunda kalıyoruz.

Bu durumda bulunan 1000'i aşkın araştırma görevlisinin çeşitli sebeplerden dolayı ihtisas kaydı silindi ya da silinmek üzere. Hiç olmazsa ihtisasımızı bitirmek için yabancı dil veya doktora yeterlik sınavından ek sınav hakkı verilmesini istiyoruz.



TARİHİ Frigyalılara kadar uzanan; Selçuklu ve Germiyanoğulları hákimiyeti ile yaşamış; Osmanlı'dan günümüze ulaşan şifali su kaynakları, dünyanın üçte ikisine sahip bor rezervi ve 6 milyon tonluk linyit yataklarına sahip bir kenttir Emet... Şimdi hükümetin kararıyla Halkbank kapatılmak isteniyor. Hisarcık ve Çavdarhisar ilçelerine de hizmet eden yöredeki tek bankamızın kapatılmasını kınıyoruz. 125 bine yakın bir nüfus işlemlerini sadece Ziraat Bankası'na bırakılırsa biliniz ki esnaf perişan olacaktır.

Bir grup esnaf-EMET



MERSİN'den bir okurumuzun notu:

‘‘Sizin sayenizde Mersin-Hasat Operasyonu başlatılmış, sanıklar DGM kanalı ile hapse girmişti. Mallarına tedbir konuldu.

Ve aradan bir yıl geçti. Sonuç kocaman bir hiç!

İçerden çıktılar, tedbirleri kalktı.

Kimse adalet karşısında yaptığı haksız kazancın karşılığını ödemedi.

Şimdi de iyi bir şeyler yapmışlar gibi, temiz olduğumuz ortaya çıktı diyerek, gururla geziyorlar...

Adalet bunun neresinde?’’

Eklenecek ne var; manzara ortada.



RECEP Tayyip Erdoğan kazara iktidar olsa kendi hayat görüşünü ülkenin hayat görüşü haline getirecektir.

Erbakan, Konya Belediye Başkanı'nın kadın-kızları ve erkekleri ayrı ayrı otobüse bindirme talebini olumlu karşılayarak şöyle demişti:

‘‘Nasıl kadınların hamamı, tuvaleti ayrı ise otobüsün de ayrı olması doğrudur.’’

Erdoğan şimdi içki yasağı konusunda ‘‘Bu konu yeniden oturulur, değerlendirilebilir’’ diyor.

Sakın inanmayın; ‘‘Ben farklıyım’’ dese de inanmayın, zihniyet hep aynı...

Erbakan da Erdoğan da Arap milliyetçiliğinin dışıra çıkmazlar.

C.A.A.-ANKARA

ERDOĞAN, alkollü içkileri 'kamusal alanda' (bu kendi ifadesi) trafik kazalarına neden olduğu için yasakladığını açıklıyor. Burada trafik polisliğine soyunan Erdoğan'ın, kendisine ait 'kamusal alanlar'da içki içen herkesi araç sürücüsü olarak gördüğü gibi bir durum çıkıyor ortaya... Alkollü içki sorununu halka götürecekmiş... Bize göre işte burada Tayyip Erdoğan, 'demokrasi'den ne anladığını itiraf etmiş oluyor. Onun demokrasisinde azınlığın hakları korunmayacak, kamuoyu oluşturularak yaratılan çoğunluğun dediği olacak...

ERDOĞAN'ın parasal kaynağı ile ilgili sorulara ‘‘İspat edilsin’’ diyerek yanıt vermesini inandırıcı bulmadım.

Reha ULUCAY



TATLISES'in ‘‘iki ciğerim’’ dediği Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya, özgürlüklerini sanatlarıyla dile getirdiler. Ama maalesef Türkiye onları da yuttu. Názım Hikmet'i yuttuğu gibi. Sonradan pişman olunuyor. Nafile geri gelmez.

Ahmet UYGUR-İSTANBUL

ANKARA Kızılay Yenikaramürsel mağazasındaki 100 milyonluk alışverişe 6 ay taksit reklamları dikkatimi çekti. Benim de Bonus kartım olduğu için alışveriş yaptım. Kasaya geldiğimde benim aldığım ürünlerde 6 ay değil 4 ay taksit uygulandığı söylendi. Reklam panolarında bu konuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştı. YKM'nin bu yaptığı tüketiciyi yanıltmak değil midir?

Yeter KAPLAN-ANKARA

TURGUTREİS'te Doğuş firması marina yapıyor; bu yüzden yapay bir kara parçası oluşturuldu. Turgut Reis'in girişindeki dağ resmen yok edildi. Kimse bir şey söylemiyor (ne belediye, ne de öteki çevreciler). Yeni kurulan belediye her şeye göz yumuyor. Turgutreis'i, Cannes'a benzetmek için ille de talan mı yapılması gerekiyor.

Zeynep MANER-BODRUM

İÇEL Emniyet Müdürlüğü'ne; 33 D 2962 plakalı aracı kontrol ediyor musunuz? Sahibinin hal ve hareketleri dikkatinizi hiç çekmiyor mu?

Y.B.-MERSİN