Diyette mola olur mu

Olur! Aşkta, yolculukta, sporda, banka kredilerinde nasıl oluyorsa diyet yaparken de mola her zaman mümkündür.

Hatta kısa molalar uzun süreli diyetlerde bir zorunluluktur. Diyetin başarısını artırır. Performansını yükseltir. Hastayı ve kilo yönetimi uzmanlarını rahatlatır. Biz kliniğimizde, diyet molalarından uzun süredir faydalanıyoruz. "Diyet molaları neden gerekli?" sorusunun yanıtını öğrenmek istiyorsanız bu yazıyı dikkatle okuyun!

Siz diyete başlayınca vücudunuzun bazı sistemleri bundan hoşlanırken, bazıları hoşlanmaz. Özellikle, yağlanmanızı kolaylaştıran metabolik ve hormonal sistemler sizin kilo verme çabanızı kuşku ile karşılar. Bu sistemlerin yönetildiği genetik kodlarda yazılı olan bilgi kayıtlarına göre kilo kaybı, vücudunuz için hiç de iyi bir şey değildir. Çünkü kilo kaybı besin yokluğu, enerji eksikliği, yani "kıtlık-yokluk" anlamına gelmektedir. Siz kilo vermeyi sürdürdükçe vücudunuzun yağ kaybına direnen sistemleri harekete geçecektir. Örneğin, tiroid hormonu salgılaması azalacak, stres hormonlarının (örneğin kortizonun) üretimi artacaktır. (Diyet yaparken girdiğiniz streslerin de kortizon üretiminin artışına katkıda bulunacağını hatırlatalım). Bu ve benzeri süreçlerin etkisiyle kilo kaybınız matematiksel bir artışla sürüp gitmez. Bir süre sonra durur. Hatta bazen birkaç yüz gram yağ geri alınabilir.

UYUMU KOLAYLAŞTIRIR

Diyet molaları kilo programlarına uyumu da kolaylaştırır. Özellikle, 10 kilodan fazla kilo kaybının hedeflendiği durumlarda ortalama ayda en fazla 4 kilo kaybedilebileceği göz önüne alınırsa programlar bir süre sonra sıkıcı hale gelebilir. Bu durumlarda katılımcının sıkılmaması, strese girmemesi, sosyal katılımlara yeniden başlayabilmesi için diyete birkaç kez mola vermek faydalı bile olabilir. Bizim gözlemlerimiz, diyet molalarının kiloyu koruma bakımından da faydalı olacağını gösteriyor. Tekrarlanan molalar diyete uyumu kolaylaştırdığı gibi beslenme tarzının bir yaşam biçimi haline gelmesine de yardımcı oluyor. Birçok merkezde yapılan araştırmalar uzun süreli kilo verme programlarının başarılı olabilmesinde "diyet molaları"nın çok önemli olabileceğinin altını çiziyor. "Diyet" sözcüğünün sıkıcı ve keyifsiz anlamına "mola" gibi iyilik hissi veren şeylerin eklenmesinde fayda var!

Başkan Bush’un doktoru doğru mu söylüyor

Basında ve internette görmedim, okurlarımdan gelen uyarılardan sonra fark ettim. ABD Başkanı Bush’un doktoru olduğunu iddia eden, hızını alamayıp Başkan adayı Barack Obama’nın da danışmanlığını yürüttüğünü ileri süren Amerikalı hekimin önerilerini okuyunca benim bile kafam karıştı. Bir vitamin firmasının "medikal doktoru" olduğu belirtilen ve ABD’de 1997 yılında "yılın doktoru" ödülünü aldığı ileri sürülen (ABD’de böyle bir ödül verildiğini ilk defa duyuyorum) değerli meslektaşımız öyle şeyler söylemiş ki şaşırmamak mümkün değil!

Önerilerin çoğu yanlış

Bu beyefendiye göre, yoğun stresle başa çıkabilmek ve hücrelerinizin ölmelerini engellemek istiyorsanız antioksidan kullanmalı, bel çevrenizdeki yağlanmayı azaltmak istiyorsanız ayçiçeği ve yeşil çay karışımından faydalanmalısınız (Mucit hekimimiz bu karışımın nasıl yapılacağını açıklamamış, galiba sır olmalı!). Amerikalı meslektaşımız Başkan’ın tansiyonunu dengelemek için Alfa Lipoik Asit kullanıyormuş. Ancak, Başkan Bush bunu yeteri kadar kullanmamış (Herhalde aklı başında birileri hipertansiyon tedavisinin ALA ile olmayacağı konusunda başkanı uyarmış olmalı!). Beyefendi, zihin geliştirici olarak antioksidan veriyormuş ama Obama verdiklerini leblebi gibi yutuyormuş ve çok fazla gıda takviyesi kullanıyormuş. Doktor bey fazla vitamin kullanmanın böbrekleri bozacağını belirtiyormuş ama Obama bunları kullanmakta çok ısrarcıymış (Öyle görünüyor ki sayın Obama seçilse bile vitamin zehirlenmesi nedeniyle kısa bir süre sonra başkanlığa veda edecek!).

Erdoğan’ı da değerlendirmiş

Bu kerameti kendinden menkul meslektaşımız hızını alamayıp Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a da tavsiyelerde bulunmuş. Öncelikle iyi uyumasını tavsiye ediyor (galiba birileri ona başbakanımızı uyutmasını istedi!). Asabiyet için, enginar-deve dikeni öneriyor. Başbakanımızın, günde 2 tane de (Niye bir veya üç değil anlamak biraz zor!) Omega-3 ve DHA içeren balık yağı alması gerekiyormuş. Uyku düzenini oturtamıyorsa eski Başkan Clinton’ın yaptığı gibi günde 6 tane balık yağı tableti tavsiye ediyormuş (Değerli doktorumuz Omega-3 ile DHA’nın aynı şey olduğunu unutmuş gibi görünüyor!). Deve dikeninin olsa olsa develeri sakinleştireceğini unutuyor ve hergün 6 adet balık yağı kapsülüyle başbakanımızı şişmanlatmaya kararlı gibi görünüyor!).

Birkaç gün önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi işin birazcık suyu çıkmaya başladı. O, bir zamanların çok keyifli reklamında kamyon şoförü arkadaşımızın söylediği gibi "Ağzı olan konuşuyor!" Bush’un veya Obama’nın doktoru olmadığından, ama bir vitamin firmasının pazarlama işlerinden sorumlu olduğundan şüphe etmediğim bu değerli meslektaşıma "icra-i tababeti", yani mesleğini memleketinde icra etmesini tavsiye eder, değerli bilgilerini Amerikan halkıyla paylaşmasının daha uygun olacağını hatırlatırım!

İdrar yolu enfeksiyonları

Cranberry, yani kızılcık idrar yolu enfeksiyonları için bilinen en güçlü bitkisel destekler arasındadır. Cranberry şurubu veya özütleri enfeksiyon yapan bakterilerin idrar yollarına yapışmasını azaltıyor, idrarın asit gücünü artırıyor. Bu bitkisel destekler C vitaminiyle kullanıldığında fayda oranı yükseliyor. İdrar yolu enfeksiyonlarında sık su içmenin, genital bölgeyi temiz tutmanın, cinsel ilişki öncesinde ve sonrasında genital bölgeyi temizleyip yıkamak da faydalıdır.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Sebzeleri mikrodalga fırında pişirmek içindeki vitaminlere zarar verir mi, sebzenin besleyiciliği kaybolur mu?

Sebze pişirirken

Bütün pişirme yöntemleri sebzelerdeki besin öğelerini (vitamin, mineral vb.) çeşitli derecelerde azaltabilir. Vitaminlerin çoğu ısıya duyarlıdır. Aynı zamanda pişirme için kullanılan su vitaminlerin suda erimesine ve bu vitaminlerin suya geçerek atılmasına neden olmaktadır. Mikrodalgada pişirme sebzelerdeki besin öğelerinin korunması için iyi bir yöntem olabilir çünkü pişirme sırasında çok su gerektirmez ve pişirme süresi kısadır.

Mikrodalgada pişirme yaparken dikkat etmeniz gereken birkaç ipucu;

Pişirmeyi sağlayacak kadar az su kullanın.

Sebzeleri yüksek ısıdan korumak ve yapısındaki suyu tamamen kaybetmemesi için pişirme kabının üzerini kaplayın, aynı zamanda pişirme süresini de azaltmış olursunuz.

Sebzelere ön pişirme işlemi uygulamayın. Taze ve yeni doğranmış şekilde pişirmeye özen gösterin.

Sebze kabuğu ile tüketilebiliyorsa soymayın. Kabuğu ile birlikte doğramadan önce bol su ile yıkayın, daha sonra doğrama işlemini yapın. Unutmayın besin öğelerinin büyük bir kısmı kabuğun altına en yakın kısımda bulunmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları