Devletin itibarı iade edilmelidir

BERLİN'deki olay öyle kapatılacak ve unutulacak bir şey değildir.

Haberin Devamı

Tayyip Bey, devlet düzenini torpillemiştir" diyor Almanya'da, Başbakan Erdoğan'ın Berlin Büyükelçimiz M. Ali İrtemçelik'e yönelik azarlaması için. Bunu söyleyen emekli bir büyükelçi. "Çok üzgünüm" diyerek şunları anlatıyor:
"Diplomasi küçük düşürülmüştür. Devletin haysiyeti ayaklar altına alınmıştır.

Normal bir demokratik yapıda bu gibi durumlarda Başbakan'ın istifa etmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir şeyi aklından bile geçirmemektedir. Baykal doğru söyledi 'Başbakan'ın tedavi olması lazım'... İstifayı düşünmediğine göre, parlamento kendisini istifaya çağırmalıdır. Başbakan istifa etmediğine göre, Dışişleri Bakanı Gül, hiç olmazsa bu duruma tavır sergilemesi açısından istifa müessesesini bizzat kendisi için işletmelidir. Dışişleri'nin iade-i itibarı ancak bu şekilde sağlanabilir... Hatta, bu pasaport genelgesini yayınlayan İçişleri Bakanı için de aynı şey düşünülebilir. Dış ülkelerde itibarımız böylece korunabilir. Uluslararası misyonumuzun kurtarılması için bu gereklidir. Siz yarın başka ülkelerdeki büyükelçilerimizin ne gibi tavırlarla karşılaşacağını düşünebiliyor musunuz? Türkiye'ye saygı duyabilirler mi? O büyükelçi, ülkesinin itibarını sağlayabilir mi? Bu Amerikalıların, Türk askerinin başına çuval geçirilmesinin kendi içimizden gerçekleştirilmiş başka bir versiyonudur."

Olayın başından beri hiç sesini çıkartmayan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül nihayet dün konuştu; ama ne konuşma? Muhalefeti suçlayarak bundan siyasi bir olumsuzluk çıkartılmak istendiğini söylüyor.
Devletin onuru ayaklar altına alınmış, bundan kim siyasi çıkar sağlayabilir? Böyle bir mantık olabilir mi? Sayın Gül daha ilk gün tavır koymalıydı, ama yapamazlar; o makamları bırakamazlar. Devlet adamlığı sonsuz değildir; cebinde istifa mektubunun da olması lazım. Ama nerede böyle siyasetçiler?"

'Anormal bir durum' yoksa sizler devleti yönetmeye devam edin!

Haberin Devamı

İşte o üslup

SAYIN Erdoğan, Büyükelçi M. Ali İrtemçelik'i topluluk önünde sert çıkıp yuhalatınca şu günlerde komada olan Sayın Bülent Ecevit'in kamu görevlilerine davranış farkını ve kalitesini gözler önüne sermek istedim.

12 Eylül sonrasında Ecevit'e açılan yetkili kamu görevlilerine kötü davranmakla suçlandığı, aslında o yetkili kamu görevlilerin Ecevit ve CHP'lilerin güvenliğini sağlayamadığı ve sağlamadığı Nevşehir olaylarında, yani mağdur olduğu ve daha sonra beraat ettiği davada savunma yaparken bakınız ne diyor:

"... kamu görevlilerine hitap ederken, karşılık veremeyecekleri bir üslup kullanmamaya her zaman özen gösteririm. Kamu görevlilerine veya çok yakından tanımadığım ve çok samimi olmadığım kimselere de hiçbir zaman 'sen' diye hitap etmem..." (Hapishanedeki Ecevit, Cüneyt Arcayürek, Bilgi Yayınevi, 2. Baskı, Ek-1, s. 194)
Biz Türk halkı böyle bir yönetimi hak etmiyoruz.

Kıvanç USLU-İSTANBUL

Haberin Devamı

BUGÜN sigarasız bir dünya günüdür. Dünya Sağlık Örgütü, sigara içmek öldürür diyor. Sigarayı bırakabiliyor muyuz?

AKP'li vekil ziyarete erken gelmiÅŸ

'BİLİYOR MUSUNUZ'da (28.5.2005) Trabzon'la ilgili yer alan yazıya Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Hakan Gürhan şu bilgiyi veriyor.

"22.5.2006 Pazartesi 16.30’da yeni atanan Emniyet Müdürü Reşat Altay’a Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanlık Divanı olarak hoş geldin ziyaretinde bulunduk. Tam saatinde gittik ve içeri alındık. Ziyaretin üzerinden 15 dakika geçtikten sonra 17.00’de ziyaret için randevusu olan AKP Trabzon Milletvekili Asım Aykan ve AKP yöneticilerinin geldiğine ilişkin ilgililerden Müdür Bey'e bilgi geldi. Milletvekili ziyarete biraz erken gelince Şadan Eren, Müdür Bey'in odasında hem bizim heyetimizin ve yeni gelen heyetin oturabileceği kadar yer olmadığından hem de görüşmelerimizin sonuna geldiğimizden Emniyet Müdürümüzle de görüşerek odayı yeni gelen heyete devredebileceğimizi söyledi ve odayı yeni gelen heyete bıraktık.

Bu ziyaretimiz bir hoş geldin ziyareti idi. Konuşulacak konularımızın da sonuna gelmiş, çaylarımızı da içmiştik. Yoksa 'müdürün odasından çıkarıldığımız' şeklindeki ifadeler doğru değildir."

Haberin Devamı

Bu kafayla turizm batar

19 MAYIS tatilinden yararlanarak gittiğim Fethiye Ölüdeniz'de iki husus turizm mevsimi başında dikkat çekici. Birincisi; kumsaldaki makbuz benzeri kağıt parçası karşılığı kesilen para. Makbuzda 4 YTL yazılı iken, 2 kişi için 13.5 YTL aldılar. Alırken de 'kabadayı' havaları çabası.

İkincisi ise daha vahim; gece sahilde kumsalda arkadaşınızla baş başa kalmanız eli fenerli kişiler tarafından denetleniyor. Sorduğunuz zaman kontrol yaptıklarını söylüyorlar. Ama neyin kontrolü!

Tam iktidara göre uygulamalar başlamış.

Sacit YALÇIN

Silaha hayır

HER gün liselerde birileri can veriyor. Hep merak etmişimdir, neden "Silaha Hayır" diye kampanya başlatmıyoruz. Bu kadar zor mu?

Serdar OLÇA

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

¦ TÜRK-Alman Dostluk Federasyonu (DTF) tarafından her yıl 6 ayrı dalda verilen dostluk ödüllerinin Gazi Üniversitesi'nde dün akşam düzenlenen törenle verildiğini...

Mesaj Panosu

¦ ORTAKÖY, Dereboyu Caddesi'nin sonundaki geniş arsaya (bir vakıfa ait olduğu bilinir) semt pazarı yapılacak diye beklerken, burası Beşiktaş Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü'ne ait saha oldu. Belediye burada gittikçe yayılıyor. Semt pazarı ise çarşamba günleri mahalle arasında evlerin önünde kuruluyor; trafik tam anlamıyla felç oluyor. Beşiktaş Belediyesi'nden bir bilgi istiyorum.

Erkal TUNÇ

¦ DÜNYA başkenti İstanbul’da, 6 kilometre uzunluğundaki Bahçeköy-Kemerburgaz arasındaki orman yoluna tam 1 yıldan beri, tek bir çöp kamyonu veya çöpçü gelmedi. Orman Müdürlüğü bakmadı. Büyükşehir Belediyesi, Bahçeköy Belediyesi, Orman Bölge Müdürlüğü... Hepinize yazıklar olsun!....

B.E

¦ GEÇTİĞİMİZ perşembe günü 20.30 sıralarında Kadıköy-Esenkent hattında çalışan 93-362 numaralı 21C otobüsünün şoförü seyir halinde sigara içmeye başladı. İETT Genel Müdürü'ne soruyorum; şoförler seyir esnasında sigara içebilirler mi?

Nazif ÖZDEMİR

Haberin Devamı

Türk gençliği yok, türbanlılar var

Kimin Başbakanı

'ALMANYA'daki genç Türk akademisyenler adına' siyaset bilimci Fevzi Bekir yazıyor:

'Başbakan'ın, Almanya ziyaretinde anlaşılmıştır ki o yalnız türbanlıların 'Başbakanı'... Çünkü  baskıcı bir Alman devletin asimile politikasının altında ezilmekte olan 2. ve 3. nesil gençlerin sorunlarına hiç değinmedi. Bizim sorunlarımız hiç tartışılmadı. Almanya'da sorunumuz olmayan türban konusunu, kendi siyasi menfaati için buraya taşıdı. Almanya'da hiç bir toplantıya katılmayan, demokratik haklarını aramayan, Yabancılar Yasası'nda tepkisiz kalan haremlik-selamlık cemaat davet edilmişti o toplantıya.

Din üzerinden çıkar sağlamak için Almanya'da aynı sahneyi sergilediler. Türbanlılar 'Başbakanlarını' ayakta alkışladı. Demokrasi haykırışı hiç ama hiç inandırıcı değildi.

Henüz Almanya`da türban sorunu yok. Ancak şeriat yanlılarının sayısı arttıkça ve buradaki demokrasi için tehlikeli boyutlara ulaşınca, haçlı zihniyetin önderleri, Almanların, önlemleri çok sert olacak, bundan hiç şüpheniz olmasın. Biz türbandan dolayı değil, Türk kimliğimizden dolayı 30 yıldır Alman toplumu tarafından dışlanıyoruz. Bu konuda bilimsel yayınlar her üniversitede mevcut.

Özetle: Alman devleti sistematik ÅŸekilde asimile politikası izliyor: Ãœniversite mezunları arasında en büyük iÅŸsizlik oranı Türk gençlerde. Lise mezunları meslek eÄŸitiminden dışlanıyorlar. Kamusal ve sivil alanda Türk  olmak adeta bir suç, eÄŸitimde, adalette, her yerde Türk kökenli olmak dezavantaj. Asimile olmak, yani Türk kimliÄŸinden ve kültüründen taviz vermek, prim yapıyor. Seçimlerde oy için alet ediliyoruz, bizim aleyhimize yabancı kanunu çıkarılıyor. Türk gençlerini sınırdaşı etmek için her fırsat deÄŸerlendiriliyor, Dazlaklar 'Türk avına' çıkıyor, Türkleri yakıyor, dövüyor. Türk düşmanlığı nerden gelirse gelsin cesaretlendiriliyor. ErdoÄŸan'ın buradaki Türk gençlerin yerine, türbanlılara sahip çıkması bizce her ÅŸeyi ifade ediyor.     Â

Demokrasi adına türbanlıların hakkını savunan 'BaÅŸbakan', türban uÄŸruna tüm kurumlarla ters düşmeyi göze alan BaÅŸbakan, madem o kadar demokrasiye baÄŸlı, bizim 30 yıllık sorunlarımızı niye tartışmadı? Almanları niye uyarmadı? Gücü Büyükelçimize mi yetti? Kaldı ki Sayın Büyükelçimiz, üç yıldır haklarımız için türbanlı-türbansız, hepimiz için Alman makamları nezdinde cesurca giriÅŸimlerde bulunuyor.Â

Türkiye’deki medyaya sesleniyoruz; buradaki insan hakları ihlallerini takip edin, bize bari siz sahip çıkın.
Kimsesiz kaldık gurbette.

Erdoğan, Almanya'da 3 milyon Türk vatandaşın hakkını savunmaya gelmedi, bunları savunan Sayın Büyükelçimizi azarladı, hakkını arayan vatandaşı azarladı. Çantasında türbanı getirdi. PKK`yı, DHKP-C’yi, Kaplan'ı barındıran Almanlar, bu Başbakanı çok beğendiler. AB üyeliği vaatleriyle taviz koparan Almanlar, Erdoğan'ı çok sevdiler. Türkiye'yi, Türklüğü zayıf düşüren her şey Almanya'da hep prim yapmıştır. Hele kendi Büyükelçisini azarlayan Başbakan onlar için bulunmaz bir nimet... AKP`yi, yandaşlarını ve Başbakanlarını Hıristiyanlara verdikleri hizmetten dolayı tebrik ederiz. Yazıklar olsun!"

Yazarın Tüm Yazıları