Bu rejimin adı nedir?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Artık teşhisi koymanın zamanı geldi. Türkiye'deki rejimi, demokrasi olarak adlandırmaya devam etmek, demokrasiye hakaret etmek oluyor.

Dürüst davranıp, önce yeni bir ad bulmamız gerekiyor.

Teşhisi koyarken, demokrasinin şekilsel gereklerinin büyük ölçüde yerine getirildiğini kabul etmemiz gerekiyor.

Ancak içerik ve özde, monarşik ve kleptomanik davranış kalıpları ağırlık taşıyor. Şekilsel gerekler, formaliteye dönüşüyor.

O takdirde bu rejimin; demokrasinin şekilsel yönlerinin, özde demokrasiyi başkalaştıran unsurlara eklemlenmesiyle ortaya çıkan hilkat garibesi, dejenere bir yapı olduğu sonucuna varabiliriz.

Katillerin ve hırsızların böyle oldukları biline biline aday gösterilebilmesi, zaten ancak böyle yapıda mümkün olabiliyor.

* * *

Demokrasi değil; çünkü önseçim mekanizması işletilmiyor.

Örneğin, önseçimde liderin adamları komik oylar alarak sonuncu gelebiliyorlar.

Demokrasilerde önseçimi kaybedenler aday olamıyorlar. Onlara düşen, zarafetle yarıştan çekilmek oluyor. Çekiliyorlar...

Kendilerine, topluma ve demokrasiye saygıları olduğu için çekiliyorlar.

Türkiye'de ise lider tarafından listenin üst sıralarına konuluyorlar.

Galipler ise cezalandırılıp, liste dışı kalabiliyorlar.

Ama adı demokrasi...

* * *

Demokrasilerde milletvekili olmak, bireyin özgür iradesini korkmadan açıklamasına engel değil.

Bizde ise özgür iradeleriyle hareket edemiyorlar. Bir bölümünün kişiliği yeterince gelişmediği için bu böyle. Diğer bölümü ise siyasi çıkarları nedeniyle iradelerini ortaya koyamıyorlar.

Çünkü şahsi çıkarları, onlar için her şeyin üstündedir. Çıkar, iradenin bastırılmasına yol açmaktadır.

Sonuçta, bu bastırılmış kişilikler, karşı oldukları halde salt liderleri istediği için erken seçime 'evet' oyu kullanıyorlar. Listeye konmayınca ise seçimi erteletmek üzere harekete geçiyorlar. Çünkü, çıkar zedelenmiştir.

Tek olumlu nokta, bastırılmış kişiliğin geç de olsa özgürleşmesidir.

Olumsuzluk ise sandığa gitmeye 35 gün kala seçimin ertelenme olasılığının belirmesidir.

Dünyanın hangi demokrasisinde seçime 35 gün kala seçim erteleniyor?

* * *

Demokrasilerde parlamentonun saygınlığı esastır.

Türkiye'de, anketlere göre, siyasi partilerin saygınlık oranı yüzde 30'dur. Ülkenin en itibarlı kurumu ise Silahlı Kuvvetler'dir (Yüzde 94).

Şu nedenle: Toplum, bu müessesede yolsuzluk yapılmadığını, yapılırsa ağır yaptırım gördüğünü bilir; askerlerin ciddi ve yurtsever insanlar olduklarından şüphesi yoktur.

Aynı toplum, bu hasletleri siyasetçilerin çoğuna atfedemez.

Dünyanın hangi demokrasisinde ordunun halk nezdindeki prestiji yüzde 94, siyasetçilerin ise yüzde 30 oranındadır?

Böyle bir demokrasi, kendi ayakları üzerinde yürüyebilir mi?

Nedir bunun adı?



Yazarın Tüm Yazıları