Ben Atatürk’ü çok seviyorum

Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Kürsüsü’nün unutulmaz başkanı Prof. Dr. Ergun Aybars emekli oldu.

Bu mütevazi ama sınırsız inançlı hocamızın hakkını ödeyemeyiz.

BİZ, Ergun hocayı çok severiz.. "Biz" derken, İzmir ve Ege’deki yüzlerce derneği ve vakfı, ülke çapındaki kuruluşları, üniversite çevrelerini, binlerce öğrencisini, askeri öğrencileri, Harp Akademisi kurmaylarını, ordu birliklerini ve milyonlarca vatandaşımızı kastediyorum.

Çünkü hocamız, bir siyasi ve ideolojik akıma bağlı olmadan, bir çıkar çevresine hizmet etmeden, "Bilimsel Atatürkçülüğü" yaşamı boyunca her koşulda ve düzlemde, her yerde, her panelde, her konferansta, her dersinde bıkmadan ve usanmadan halkımıza anlatmış ve bizi o kolay anlaşılır bilimsel anlatımıyla aydınlatmıştır. Hem de hiçbir çıkar gözetmeden..

Onun hakkını ödeyemeyiz!..

Bu sebepten onu emekli yaşamına uğurlarken, kucak dolusu şükranlarımızı sunuyor, ailece nice mutlu yıllar diliyoruz.

ATATÜRKÇÜ HOCA

Yeni ders yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde görev alan Ergun Aybars üzerine yazılan ve yazarı Alev Gözcü olan yeni bir kitabı Zeus Kitabevi bastırdı. 215 sayfalık kitapta hocamızın tüm yaşamı sıcak bir anlatımla sunulmakta.

Vatansever bir inkilap tarihi hocasının örnek alınacak yaşamını mutlaka öğrenmeliyiz.

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalında ilk doktora yapan kışi olan Aybars, 1941 doğumlu, dürüst ve inançlı bir Kemalisttir. Kitabında, aile yaşamını ve Cumhuriyet Tarihimizin önemli dönemeçlerini anlatmakta. (Zeus Kitabevi 0.232 442 20 09)

ATATÜRK SEVGİSİ

Kitabın en önemli bölümünde Ergun Aybars, -Atatürk Sevgisini- şöyle açıklıyor:

- Ben Atatürk’ü çok seviyorum. Onun bu ülkeye kazandırdıklarından kaynaklanıyor bu sevgim. Şeref ve haysiyet kazandırdı bu ülkeye. Atatürk, Emperyalizme karşı verdiği savaşla bizlere özgür bir vatanda yaşamanın onurunu bıraktı. Türk Devrimini yaparak, Türk insanına aydınlanmayı yaşatan Atatürk’e benim bir Türk insanı olarak namus borcum var.

Türkiye 1919’da nasıl iç ve dış tehditlere karşı mücadele etti ise, bugün de aynı ruhla karşılaştığımız sorunların üstesinden gelebiliriz. Ben küçüklüğümden beri Atatürk sevgisi ile yetiştım. Benim işim de, topluma, öğrencilerime Atatürk’ü doğru anlatmak oldu. Bu açıdan çok mutluyum.

BİZ, Ergun hocayı çok severiz.. "Biz" derken, İzmir ve Ege’deki yüzlerce derneği ve vakfı, ülke çapındaki kuruluşları, üniversite çevrelerini, binlerce öğrencisini, askeri öğrencileri, Harp Akademisi kurmaylarını, ordu birliklerini ve milyonlarca vatandaşımızı kastediyorum.

Çünkü hocamız, bir siyasi ve ideolojik akıma bağlı olmadan, bir çıkar çevresine hizmet etmeden, "Bilimsel Atatürkçülüğü" yaşamı boyunca her koşulda ve düzlemde, her yerde, her panelde, her konferansta, her dersinde bıkmadan ve usanmadan halkımıza anlatmış ve bizi o kolay anlaşılır bilimsel anlatımıyla aydınlatmıştır. Hem de hiçbir çıkar gözetmeden..

Onun hakkını ödeyemeyiz!..

Bu sebepten onu emekli yaşamına uğurlarken, kucak dolusu şükranlarımızı sunuyor, ailece nice mutlu yıllar diliyoruz.

ATATÜRKÇÜ HOCA

Yeni ders yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde görev alan Ergun Aybars üzerine yazılan ve yazarı Alev Gözcü olan yeni bir kitabı Zeus Kitabevi bastırdı. 215 sayfalık kitapta hocamızın tüm yaşamı sıcak bir anlatımla sunulmakta.

Vatansever bir inkilap tarihi hocasının örnek alınacak yaşamını mutlaka öğrenmeliyiz.

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalında ilk doktora yapan kışi olan Aybars, 1941 doğumlu, dürüst ve inançlı bir Kemalisttir. Kitabında, aile yaşamını ve Cumhuriyet Tarihimizin önemli dönemeçlerini anlatmakta. (Zeus Kitabevi 0.232 442 20 09)

ATATÜRK SEVGİSİ

Kitabın en önemli bölümünde Ergun Aybars, -Atatürk Sevgisini- şöyle açıklıyor:

- Ben Atatürk’ü çok seviyorum. Onun bu ülkeye kazandırdıklarından kaynaklanıyor bu sevgim. Şeref ve haysiyet kazandırdı bu ülkeye. Atatürk, Emperyalizme karşı verdiği savaşla bizlere özgür bir vatanda yaşamanın onurunu bıraktı. Türk Devrimini yaparak, Türk insanına aydınlanmayı yaşatan Atatürk’e benim bir Türk insanı olarak namus borcum var.

Türkiye 1919’da nasıl iç ve dış tehditlere karşı mücadele etti ise, bugün de aynı ruhla karşılaştığımız sorunların üstesinden gelebiliriz. Ben küçüklüğümden beri Atatürk sevgisi ile yetiştım. Benim işim de, topluma, öğrencilerime Atatürk’ü doğru anlatmak oldu. Bu açıdan çok mutluyum.

Milyon kez Gazi’yi anlattı

Prof.Ergun Aybars, yaşamı boyunca derslerinde ve konferanslarında belki milyon kez Atatürk’ü en anlamlı biçimde anlattı. Sayısız dernek, vakıf toplantısı ve panelde gönüllü konuştu. Hakkını ödeyemeyiz.

En değerli varlığım ailem

Aybars’I, öĞrencİsİ yazdI

Prof.Ergun Aybars’ı anlatan kitabı, hocanın çalışkan öğrencisi Alev Gözcü hazırladı ve yazdı. Hocam ile Alev Gözcü’yü yanyana izliyoruz.

İzmİr, Gazİ Mustafa Kemal’İn aŞkIdIr

Atatürk, İzmir’i düşmandan kurtarmıştır, anasını İzmir’e gömmüştür, İzmir’den evlenmiştir, İktisat Kongresi ile Fuar’ı bu kentte kurmuştur. 17 kez İzmir’e gelmiş ve 152 gün yani, tam 5 ay bu kentte kalmıştır. İzmir’i çok sevdiğini defalarca söylemiştir. Atatürkçülük öğretmeni Prof.Ergun Aybars, "Atatürk’ün İzmir’inde", Atatürk’e layık bir vatansever portresini eşsiz biçimde çizdi.

Prof. Dr. Ergun Aybars, öğrencisi Alev Gözcü’nün hazırladığı "Ergun Aybars ile Tarih ve Türkiye" kitabının en ilginç bölümlerinden birinde ailesini şöyle anlatıyor:
"- Benim bir kızım var; adı Banu.. Dünyada en çok sevdiğim varlık. Onun çok başarılı lise eğitimi oldu. Diş hekimliği eğitimi aldı. Fakültede tanıştığı arkadaşı Türker’le evlendi. Kızımın iki çocuğu yani benim iki torunum var. Birisi on, diğeri beş yaşında, ikisi de kız. Büyük torunum Defne çok iyi bir yüzücü, hatta şampiyonlukları var. Derslerinde de çok başarılı. Küçük torunumun ismi ise Derin. Yaz tatillerini birlikte geçiririz küçük yazlığımızda. Eşim Meliha da, yanımdaki en büyük destekçimdir. Bir hayatı paylaşıyoruz, anlaşarak ve desteğini bularak. Bence bir insanın en değerli varlığı ailesidir."

MELİHA AYBARS

Meliha Aybars ise, eşini şöyle anlatmakta:

"- 1968’de Ankara’da evlendik. Eşim daima sevgi dolu ve çok müşfik olmuştur. Onu tanıdığım ilk yıllardan itibaren taşımış olduğu insani değerleri, hızlı ve doğru kararları ivedilikle alıp uygulayabilme yeteneği, ileri görüşlülüğü ve değişen dünya değerlerini algılayabilme yeteneği, en hayran olduğum özellikleri olmuştur. Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet’in en büyük mirasçılarından biri olarak daima mücadelesini sürdürdü. Bu insanlık birikiminin mirasçıları olarak, Atatürkçülüğü korumak ve hem de anlamını aktarmak bilinci ile Atatürkçü, çağdaş ve laik öğrenciler yetiştirdi."

KADININ YERİ

"- Her söyleminde kadının toplumdaki yeri, yaptığı tüm siyasi tartışmalarda anlattığı eş ve anne modelini, bana ve kızıma vermiş olduğu değeri daima aile ilişkilerinde gösterdi.. Daima ilgili ve sevgi dolu bir eş oldu. Kırk senelik evliliğimizin her günü mutlaka en az bir iki kere bizi aradı, ne kadar yoğun olursa olsun ilgisini hiçbir zaman eksik etmedi. Türkiye’nin dört bir yanına gitti, hiç menfaat gözetmeden Atatürk’ün ilkelerini, fikir ve söylemlerini aktarabilmek için yılmadan bir mücadele içerisinde oldu. Hatta öylesine büyük bir mücadeledir ki, hayatı pahasına devam eden, zaman zaman bizlerin endişelerini bile hiçe sayarak devam eden bir mücadeledir bu.."
Yazarın Tüm Yazıları