Arkadaş, Türkiye Ege'den ibaret değil

DÜN sabahtan itibaren, “Yeni yıla hazırlık havasına” girdim.

Haberin Devamı

Hayat programım şöyle:

-  Kendimi rölantiye alacağım. Yani fazla çalışmayacağım.

-  Ciddi meselelerden mümkün olduğunca uzak duracağım.

-  Sevdiğim arkadaşlarımla bir araya geleceğim; güzel öğle, akşam yemekleri yiyeceğim.

-  Haftanın en az 3 günü, hayata şampanya içerek başlayacağım.

-  Hayatı kendi hazırladığım playlist’e göre tanzim edeceğim. Sadece sevdiğim müzikleri dinleyeceğim, keyfimi bozmayacak şeyleri okuyacağım, seyredeceğim.

Evet 2 Ocak 2012 yılına kadar programım böyle.

Bunları yapabilecek lüksünüz varsa, daha doğrusu böyle bir lüksü kendinize hak görüyorsanız tavsiye ederim.

* * *

Dün ne demiştim?

Yapacak bir şey kalmamışsa,

Mecaliniz yoksa,

Yaşadığınız ülke 50 yıldır kahredici bir “deja vu” yaşıyor ve sizin de elinizden hiçbir şey gelmiyorsa,

Yapacak iş basittir...

Ti’ye alma, gırgır geçmek, dalga geçmek...

Tabii önce kendinizden başlayarak...

Yarını kurtaracak tek direniş biçimi işte bu postmodern nihilizmdir.

Örnek mi?

“Yangın Var” filmi.

Yanlış bir zamanlama ile çıktı.

“Dedemin İnsanları” ve “Entelköy” filmlerinin gölgesinde kaldı.

Beyaz Türklere özledikleri harikulade bir vaha gibi gelen Ege coşkusu,  Kürt-Laz-Gürcü coğrafyasında kalan bu filmi biraz perdeledi.

Ama size şunu söyleyeyim.

Türkiye Ege’den ibaret değil ve Diyarbakır-Karadeniz hattında da insana kahkahalar attıracak olağanüstü eğlenceli şiveler, diller, insanlar var.

Acayip eğlenceli Lazlar, Gürcüler, Kürtler var.

Örnek mi istiyorsunuz?

Buyurun size 100 yıllık Türkiye yangınının küllerinden doğan bir film...

Bir yanda Diyarbakır...

Türkiye’nin en ağır meselesinin merkez üssü.

Her gün kan, şehit, toplumsal maraza...

Diğer tarafta Karadeniz...

Her üst geçidin üstünde bir şehit ismi.

Her kasaba, hüzün verici isyan ettirici bir musalla taşına dönüşmüş.

Arkadaş Diyarbakır’dan Karadeniz’e giden herhangi bir yolun üzerinde güzel, eğlenceli bir şey olabilir mi?

Memleketimden İnsan manzaraları, bu güzergâha el ele insan hikâyeleri serpiştirebilir mi...

Hepimiz alışmışız, “Ege’ye sevdanın yolları, bu yollara kurşunlar...”

Olmaz, bu yollara huzur, bu insanlara tebessüm haramdır.

Ezeli haramdır.

Haberin Devamı

Komik Kürtler, Lazlar ve Gürcüler

Haberin Devamı

-  DEĞİLMİŞ be arkadaş...

Bir gün birkaç farklı insan çıkıp, bu yollara ele ele düşebilir, kapkara ziftin yerine küçücük gülücüklerden oluşan kırmızı halılar serebilirmiş.

“Yangın Var” böyle bir şey.

Hem Diyarbakır’da hem Karadeniz’de paradigma dediğimiz katı kalıpları kıran, önyargı denilen Allahın belası tarzları yerle yeksan eden hayaller kurabilirmiş.

Karadenizlinin ve Kürt’ün milliyetçi duygularına fincancı katırı gibi girmeden, zarif ti’ye almalarla okşayan, kırmadan, dökmeden, üzmeden, onur kırmadan dalga geçen bir zarafetin mümkün olduğunu gösteren bir senaryo.

Olağanüstü oyuncular.

Ahmet Kaya’yı, Laz ve Gürcü şarkılarını, olağanüstü bir yurttan sesler programında bir araya getiren olağanüstü bir film.

Şehit çocuklara, şehit yakınlarına da saygı duruşu yapan, dağa çıkan genç kızları da anlamaya çalışan, Diyarbakır Belediye Meclisi’ndeki tartışma ile,
Karadeniz’in kasaba belediyelerindeki tartışmaları küçücük bir fikri fiskeyle komikleştiren tatlı bir yol filmi.

* * *

Bir Türk “Easy Rider’ı...”

Bir farkla... 1970’lerdeki o Amerikan yolunda her şey, herkes kötüydü.

Diyarbakır-Karadeniz yolunda ise herkes iyi, herkes komik...

Diyarbakır Belediye Meclisi’ndeki fanatik Kürt de komik, Karadeniz kasabalarının fanatik insanları da iyi.

Yoldaki komutanlar da, askerler de iyi...

Onlar da komik.

Son söz...

Eğer 50 yıldır değiştiremiyorsanız...

Eğer gücünüz yetmiyorsa...

Eğer umudunuzu yitirmişseniz; eğer sesiniz kısılmış, boğazınız kurumuş ama vicdanınız hâlâ acıyorsa...

Gidip bu filmi mutlaka seyredin.

Eğer bu devletin içindeki sorumluluk sahibi insanlar, Kürtler içindeki samimi insanlar, bu sorunun çözümünü gerçekten arzu ediyorsanız,

Gidip bu filmi seyredin.

Bunca kan varken insan gülebilir mi demeyin sakın.

Güler arkadaş, güldürülür...

Acınacak, ağlanacak halimizden medet umamıyorsak;

O noktayı geçip artık gülünecek hale gelmişsek,

Gülünür.

Ti’ye alınır. Dalga da geçilir.

“Ne mutlu Türk’üm diyene” dedik, olmadı.

“Tek Yol devrim”i denedik, o da olmadı.

“Tek yol İslam” dedik, o da tutmadı.

“Tek yol Kürdistan” diyenler dağlar arasında kaybolup gittiler.

Geriye ne kaldı?

Tek yol ti’ye almak.

Hadi bir de bunu deneyelim...

* * *

Bu filmi her yerde herkese gösterin.

Okullara, şehit ve gazi derneklerine, askeri birliklere...

Türkiye’de sadece Ege neşesi yok.

Doğu’nun da, Karadeniz’in de neşesi var.

Şimdilik kendisi yoksa bile filmi var.

Emin olun kendisi de gelecek.

Yazarın Tüm Yazıları