İşte tacizi tam da bu kafa patlatıyor

Konya’da bir hanım memur, amiri konumundaki üst düzey kamu görevlisinin kendisini taciz ettiği gerekçesiyle şikayette bulunuyor. İddia o ki müdür kadını odasına çağırıp çağırıp “Sevgilin var mı, rujunun tadına bakmak istiyorum” gibisinden şeyler söylüyormuş.
Kadın şikayetçi oluyor ama sen misin şikayet eden!
İftira attığı gerekçesiyle işinden alınıp temizlik görevlisi yapılıyor.

***

Kadın doğru mu söylüyor, yalan mı atıyor; işin o kısmı soruşturmadan sonra ortaya çıkacak.
Çıkacak ama şöyle bir engel var: Tacizle suçlanan kişi devlet memuru. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açabilmesi için valiliğin izin vermesi gerek.
Ama valilik izin vermiyor. Çünkü şahit yokmuş.
Tabii zaten taciz dediğin, odaya iki-üç kişi daha çağırıp onların önünde yapılır.
Neyse ki Danıştay müdahale edip vermiş soruşturma iznini.

***

Valiliğin açıklamasında en sinir bozucu kısım da şu bölüm: “... Soruşturma açılmasını gerektirecek, yeterli delil ve beyan bulunmadığı...”
Türkiye’de tacizin ne boyutta olduğunu her gün gazetelerde, televizyonlarda görüyoruz.
El alem bir titizleniyorsa, bizim iki kat hassas davranmamız lazım.
Diyelim ki hukuki nedenlerle valiliğin eli kolu bağlı, soruşturma açılamıyor.
Şehrinde yaşayan kadınları gerçekten düşünen bir valilik, “yeterli delil bulunmadığı” lafından sonra, soruşturma için “gerek yok” yerine, “imkan yok” sözünü kullanırdı.

Keşke kadın vali kotası olsa

Düşünüyorum da mesela Konya Valisi bir kadın olsa...
Kadınların aileden, okuldan, sokaktan iş hayatına kadar yaşadıkları sıkıntılara muhatap olsa eminim bambaşka bir tavır sergilenirdi.
Keşke bir kanun çıksa ve valilerin yarısı kadınlardan atansa.