İşi bileceksin, işe gitmeyeceksin!

Dedi, ağzının kenarını yaya yaya. Üstünde anlamsız bir özgüven, yüzünde yapacağı işten kaytarmış olmanın tuhaf keyfi, gözlerinde aynı işi bir başkasına ‘çakmanın’ gereksiz huzuru vardı.

Haberin Devamı

‘Nereden geliyorsun diye soracaklar, işten diyeceksin!’ diye ekledi gevrek gevrek gülerek.

 

*

 

İşini iyi yapmaktan kaçınan,  ilk fırsatta kaytaran, çalıştığı şirket tarafından ödenmiş zamanın sağlam bir bölümünü Facebook’ta, Instagram’da, Twitter’da harcayan, çok önemli bir maili yazarken gelen WhatsApp mesajına anında cevap veren kişiydi.

 

*

 

Şirketin işlerinin aciliyeti varken, sevgilisiyle telefonda didişen, sabahın köründeki toplantıya ‘bir gece önceden kalma’ gelen adamdı.

 

Müdürlerine saç baş yoldurtan, dosyalama – raporlama bilmeyen, bilgisayarının içi bit pazarı gibi düzensiz biriydi. Yine de her türlü ortamdan sıyrılmasını bilen, tekme tokat kovulmayı hakkederken, bir şekilde yolunu bulan biriydi.

 

*

 

Her zaman pek keyifliydi.

 

Haberin Devamı

‘İşi bilicen, işe gitmiycen!’ tadında bir kurnazlık içindeydi. Çalışmaya değil de, işler arası slaloma gelmiş gibiydi. ‘Uludağ’da kayaktaymış kadar’ yüzeyseldi.

 

Hiç bir konuda derine inmeden, suyun üstünde beş kez sekerdi...

 

*

 

Patron ya da müdür baktığında çalışıyor görünmek lazımdı, bunu en iyi başarandı. Bilgisayar ekranındaki her türlü gereksiz sayfayı, küçük bir parmak hareketiyle aşağıya alıp, altta duran bir Excel sayfasını yukarıya çekmekte benzersizdi.

 

*

 

Şirketten dışarıya çıktığında, iş için gidilen bölgedeki arkadaşlara uğramak, bir kafede uzunca takılmak, hatta telefonu kapatıp sinemaya gitmek adettendi.

 

Haberin Devamı

Ofisten arayanlara yalanlar her zaman hazırdı; ‘trafikte takıldım, toplantı uzadı, çıkınca bir yemek ısmarladılar, aradım açmıyorlar, gittim yoklar’ cümleleri ağzından büyük rahatlıkla çıkardı.

 

*

 

Hesap istediğinde, arkadaşıyla sohbet eden garsondu.

 

Boş kasayla ilgilenmeyen kasiyerdi.

 

Sorunu duymadan, yanından basıp geçen tezgahtardı.

 

Geç gelen tesisatçıydı.

 

‘Bu bitmiş abi’ diyen elektrikçiydi.

 

Malını geç çeken gümrükçüydü.

 

Bir damgayı nazlanarak atan, banko arkası ablaydı.

 

‘Kapıdaki yazıyı görmüyor musun?’ diyerek höyküren hastabakıcıydı.

 

Kabinde dizi izleyen güvenlikçiydi.

 

Barda dans eden, seninle ilgilenmeyen barmendi.

 

Çocukların yanında sigara içen teyzeydi.

 

Haberin Devamı

Hala üçgen buket yapan çiçekçiydi.

 

Standart olarak, ‘günde 1200 kalori almanız lazım!’ diyen diyetisyendi.

 

Bankada yanmayan sıra numarasıydı.

 

‘Müşteriden dönsün, bakarız’ diyen kreatif direktördü.

 

‘Salla başı, al maaşı’ memurdu.

 

Tependeki ışığı görmeden geçen hostesti.

 

Antibiyotiği dayayan çocuk doktoruydu.

 

*

 

Bu arkadaşı tanıdınız mı?

 

Bir kişi değildi, çok kişiydi.

 

Herkesti, herkes gibiydi...

 

*

 

Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam

 

 

Yazarın Tüm Yazıları