GeriHamilelik Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor?

Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor?

Günümüzde çocuk sahibi olma ihtimallerinin sağlık sorunları veya ilerleyen yaş nedeniyle olumsuz etkilenmesini önlemek isteyen birçok kadın, yumurta dondurma seçeneğine başvuruyor. Peki bu nasıl bir süreç? Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor? Bu soruları ve daha fazlasını uzmanlara ve yumurtalarını donduran ya da dondurmayı düşünen kadınlara sorduk...

Çeşitli sağlık sorunlarının ya da ilerleyen yaşın yumurta rezervi üzerindeki olumsuz etkilerinin önüne geçmek isteyen kadınlar, son yıllarda yumurta dondurma işlemine sık sık başvuruyor.

ABD’nin New York kentinde yaşayan 36 yaşındaki Megan B. de yumurtalarını dondurmaya karar verenlerden. Partnerinden ayrıldıktan sonra bu seçeneği değerlendirmeye aldığını belirten Megan, Washington Post’a yaptığı açıklamada yumurtalarını dondurma kararını kolay almadığını belirtti.

Tedaviye başladığında, “kaygı, korku ve utanç duygularının” baskın geldiğini belirten Megan, ayrılık sonrası çıktığı ilk buluşmada, karşısındaki erkeğin “Yumurtalarını dondurdun mu?” sorusuyla karşı karşıya kaldığında neye uğradığını şaşırdığını söyledi.

Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor

Megan B (36), Washington Post'a yumurta dondurma işlemi sürecinde yaşadıklarını anlattı. Çizim: Harun Elibol

Sadece Megan değil, 30’lu yaşlarındaki pek çok kadın bu soruyla karşı karşıya kaldıklarını ve “doğurganlıklarının devam ettiğini kanıtlamak için” bu tedaviye başvurduklarını dile getiriyor. 

Biz de Megan’ın hikayesinden yola çıkarak yumurtalarını donduran ya da dondurmayı düşünen kadınlara kararlarının altında yatan sosyolojik ve psikolojik faktörleri sorduk. Psikolog Belgin Arslantaş ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. K. Doğa Seçkin de sürece ilişkin merak edilenleri yanıtladı.

* * * * *

‘KANSER RİSKİNİ TETİKLEMESİNDEN KORKTUM’
Rüya Y. (37)

Uzun yıllardır çocuk sahibi olup olmama konusunda kararsızdım. Kariyerim iyi gidiyordu, fena da para kazanmıyordum. Ama 30’lu yaşlarımın başlarında eğlenceye ve dünyayı gezip görmeye zaman ayırmak benim için daha çekici geliyordu. Çevremdeki hiçbir arkadaşım da evlilik ve çocuk istemiyordu. 30’larımızda olsak da sanırım kendimizi küçük hissediyorduk o zamanlar. 

Derken ciddi bir ilişkim oldu. 4 yılın sonunda evlenmeyi düşünmeye başlamıştık. Ama karşı tarafın o günlerde bile çocuk konusu açıldığında, “Çok büyük sorumluluk, biz bakamayız” dediğini hatırlıyorum.

O noktada artık çocuk istediğimi fark ettim. Çünkü yaşım ilerlemeye başlamıştı ve rahat bir konumdaydım. “Çocuk sahibi olmak için tam zamanı” diye geçirmiştim içimden. Bu tartışma birkaç defa daha tekrarlandı. Nihayetinde partnerim bu kararlı tavrıma dayanamadı ve ayrılmamız gerektiğini söyledi.

Eşimle geçtiğimiz yıl tanıştık. Onun şefkatli davranışları ve çocuk konusunda olumlu yaklaşımı nedeniyle, iyi bir baba olabileceğini düşünmüştüm. Fakat 36 yaşıma gelmiştim ve çocuk sahibi olmak için geç kaldığımı düşündüğüm bir dönemdeydim. O sırada bir arkadaşım bana yumurta dondurma operasyonlarından bahsetti.

Bu işlemle ilgili hemen araştırmalar yapmaya başladım. İyi bir hastanede bir uzmanla görüştük. Annemin meme kanseri olduğunu söylediğimde kadın doğum uzmanı bu işlemin benim için tehlikeli olabileceğini söyledi. Bende BRCA geninin pozitif olması kanser riskim olduğunu gösteriyormuş.

Kanser riski taşıyınca uzmanlar ilk seçenek olarak bunu değerlendirmiyorlar çünkü o işlem esnasında verilen östrojenin kanser hücrelerini tetikleme ihtimali bulunuyor. Ben bunu duyduktan sonra araştırmaları yarıda bıraktım. Yumurta dondurup gelecekte çocuk yapmak yerine çocuğu şimdi yapmaya karar verdik, bu riski almamak için.

‘AİLEMİN ÇOCUK BEKLENTİSİ VARDI, GERÇEKLEŞMEME İHTİMALİNİ ORTADAN KALDIRDIM’
Melisa K. (39)

Eşimle bir süredir çocuk sahibi olmayı istiyoruz. Geç tanıştık ve bugün çok güzel bir birlikteliğimiz var. Beraber keyif aldığımız pek çok şey var diyebilirim. Uzun zamandır istediğimiz hayatı yaşadık ve bir çocuğun bizim hayatımızı etkilemeyeceğini düşündüğümüz noktaya ulaştık. Bu sefer de yaş konusu ciddi bir gerilim halini almaya başladı. Eşim bu konuda beni rahatlatmayı denese de son zamanlarda çocuk doğurup doğuramayacağımla ilgili içimde ciddi bir sıkıntı vardı.

Bundan 3 ay önce yumurta dondurma işleminin ayrıntılarını öğrenebilmek için bir uzmana başvurduk. Doktor testlerden sonra acilen yumurtalarımın dondurulması gerektiğini söyledi çünkü olması gerekenden de az sayıdaymış. O gün inanılmaz şekilde ağladığımı hatırlıyorum. Yumurta toplatma işlemine ikna olmuştum. Hemen ertesi gün randevu aldım. Birkaç muayeneden sonra hormon ilaçlarına başladım. Her geçen gün duygusal olarak daha da yıprandığımı hissediyordum.

Öyle bir noktaya geldik ki, kendimi kuluçkada gibi hissetmeye başladım. Adet döngüsünden 12 gün sonra toplama işlemi başladı. Önce bir iğne yapıldı ardından 2 gün sonra, 14 yumurta toplandı.

Operasyondan birkaç gün sonra kendimi rahatlamış hissettim. Ailemin pek konusunu açmasalar da çocuk beklentisi olduğunu biliyordum ve bunun gerçekleşmeme ihtimalini ortadan kaldırdığımı düşündüm.

'44 YAŞINDA ANNE OLMAKLA İLGİLİ SORU İŞARETLERİM VAR'
Gizem D. (39)

Benim çocuk doğurmaya niyetim yok. Erkek arkadaşlarımda gözlediğim şey şu: Hiçbiri gerçekten çocuk sahibi olmak istemiyor. Diğer taraftan, emin olamıyorsun, “Ya yarın karar değiştirirsem ve bunu gerçekleştirmek imkânsız hale gelirse” diye düşünmeye başlıyorsun. Bu nedenle ben de yumurta dondurma işlemini araştırmaya başladım.

Birkaç yerle görüştükten sonra ortaya çıkan rakamın gerçekten çok fazla olduğunu gördüm. Elbette sağlık her şeyin üzerinde ama insan ister istemez bu maliyeti karşılayamayacağını düşünüyor. Diğer taraftan da “Acaba parayı havaya mı savurmuş olacağım” dedim kendi kendime. Ayrıca, işlemin 4-5 yıl geçerliliği olduğunu öğrendim. Bu zaman içinde evlenip evlenmeyeceğimi de bilmiyorum. 44 yaşında anne olmayla ilgili de ciddi soru işaretleri var kafamda.

Fakat, seçeneksiz kalmamak da beni mutlu ediyor. Birkaç aydır çevremdekilerle konuşup işlemi yaptırıp yaptırmama konusunda tavsiyeler alıyorum.

* * * * *

 'SÜRECİN BAŞINDAN İTİBAREN ANNE ADAYLARI PSİKOLOJİK DESTEK ALMALI'

Yumurta dondurma işlemi öncesinde yaşanan stresin doğurganlığı doğrudan etkileyeceğini ve gebe kalma oranını düşürdüğünü vurgulayan uzmanlar, kilo artışının, uykusuzluğun ve depresyonun da doğurganlığı etkileyeceğini belirtiyor. Peki ama yumurta dondurma işlemi öncesi alınan hormon tedavisi kadının fizyolojisini ve psikolojisini nasıl etkiliyor? 

Psikolog Belgin Arslantaş, bunun başından itibaren hem fiziksel hem de psikolojik açıdan titizlikle yürütülmesi gereken hassas bir süreç olduğunu söyledi. 

Tedavi sürecinde alınan hormon ve ilaçların anne adaylarında çok sayıda psikolojik sorunu tetikleyebileceğini belirten Arslantaş, "Bu sebep ile hekim ve embriyolog deneyimi, laboratuvar kalitesi, protokol yeterliliğine ek olarak psikolojik destek de oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki, bu bir ekip işidir. Anne adayına uygulanan protokoller hormonal, fiziksel ve psikolojik değişimlere sebep verebilmektedir" dedi. 

Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor

"Bu süreçte anne adayları ekstra hassas, duygusal, gergin ve kaygılı olabilir, kendi bedenlerine son derece duyarlılık geliştirebilir" diyen Arslantaş, baba adaylarının da eşlerine duygusal destek vermeleri gerektiğini söyledi ve şunları ekledi:

"Sürecin çift üzerindeki baskısını en aza indirmek için destek vermek esas. Tüm yükü üzerinde hisseden anne adaylarında, yaşanacak olan ya da yaşanmış olan tüm olumsuzlukların kendilerine ve kendi bedenlerine ait olduğu inancı yaygın. Bu inanç da kendilerini değersiz ve kaygılı hissetmelerine neden olabilmekte. Sürecin en başından sonuna çiftler ve anne adayları psikolojik destek almalı."

"Stresle baş etme", "Değersizlik hissi ile mücadele", "Eşler arası iletişim terapisi", "Kaygı yönetimi", "Olumlu kognisyon geliştirme" ve "Kendi bedenine saygı ve inanç" gibi başlıklarda destek alınması gerektiğini belirten Arslantaş, "Süreç sonunda ise anne ve baba adayına lohusalık dönemi içerisinde de mutlaka terapi desteği sağlanmalıdır" ifadesini kullandı.

'40 YAŞ ÜSTÜNDE SAĞLIKLI GEBELİK OLUŞMA İHTİMALİ AZALIR'

Psikolojik etkilerinin yanı sıra özellikle ileri yaşta yumurta toplama operasyonlarının meydana getirebileceği fizyolojik riskler de kadınların tereddüt etmesine neden olan faktörler arasında. 

Konuya açıklık getiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. K. Doğa Seçkin, "İleri yaş gebeliklerinde sıklıkla karşılaşılan risk anomaliye sahip gebeliklerin oluşma ihtimalinin artmasıdır. İleri yaş dediğimiz durum 40 yaş üstünde oluşan gebeliklerdir. Yumurta sayısının azalmasının yanı sıra yumurta kalitesinin de azalması, oluşacak döllenme sonucunda sağlıklı gebelik oluşma ihtimalini azaltmaktadır" ifadesini kullandı. 

Bundan dolayı yaşı özellikle 40’ın üstünde olan tüp bebek tedavisi yaptıracak kadınlara oluşan embriyolarından biyopsiler yapılarak herhangi bir kromozomal problem olup olmadığını saptama yönteminin (preimplantasyon genetik tarama) önerildiğini söyleyen Prof. Dr. Seçkin, "Böylece kromozomal olarak sağlıklı olan embriyolar rahime transfer edilerek anomalili ve riskli gebeliklerin oluşma ihtimali ortadan kaldırılabilir" dedi.

'YUMURTALIKLARI KÜÇÜLMÜŞ KİŞİLERDE TOPLAMA İŞLEMİNİ YAPAMIYORUZ'

Peki yumurta toplama işlemi için bir yaş sınırı var mı? Prof. Dr. Seçkin şöyle dedi:

"45-46 yaşından sonra bir kadının yumurtaları olup hala düzenli adet görmeye devam edebilir. Bu kadında yumurtlama da hâlâ oluyor olabilir fakat bu yumurtalarla sağlıklı embriyo elde etme oranı çok düşmektedir. Eğer bir kadının muayenesinde yapılan ultrasonda uyarılabilecek yapıda (antral folikül) yumurta görülüyorsa bir tane dahi olsa bu hastalarda yumurtanın büyümesi için yapılacak uyarılar sonucunda büyüyen yumurta toplanıp döllenebilir. Uzun süre adet görmemiş, yumurtalık uyarıcı hormon seviyeleri çok yükselmiş (40 IU/ml) ve yapılan ultrasonda yumurta görülmeyen, yumurtalıkları ileri derecede küçülmüş hastalarda yumurta toplama işlemini yapamıyoruz."

'YUMURTALARIN BELLİ BİR BOYUTA GELMESİ BEKLENİR'

New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi uzmanları, 38 yaşından önce yumurtalarını dolduran kadınların yüzde 70’inin bebek sahibi olduğunu açıkladı. Bazı kadınlar, tek döngüde çocuk sahibi olabilirken, bazı kadınların yaşlara, yumurtalık rezervine ve vücutlarının hormonlara verdiği reaksiyonlara göre dört döngüde hamile kalabildiği belirtiliyor.  

Uzmanlar özellikle, dondurma işlemi sırasında yumurtaların iyi kalitede olup olmadığını söylemenin bir hayli zor olduğunu söylüyor. Hal böyle olunca, çoğu kadın operasyon öncesi yumurta kalitesini artıracak pratik tavsiyelerin peşine düşüyor.

Megan, bu dönemde yararlı olduğu kadar zararlı tariflerle de karşı karşıya kaldığını belirtti. Doğum öncesi vitamin takviyesi, rafine şeker içeren herhangi bir gıda yememek ve akupunktur yaptırmanın oldukça yararlı olduğunu söyleyen Megan, plastik kullanımını sonlandırmak gerektiğini, paketli gıdalardan uzak durmak gerektiğini ve alkol tüketimini sonlandırmak gerektiğini vurguladı. Ancak bu değişikliklerin ne kadar fark yaratacağının belirsiz olduğunu söyleyen Megan, bu sürecin özellikle stresli geçtiğine değindi.

Prof. Dr. Seçkin de yumurta toplama işleminden önce yapılacak hazırlıkların oldukça kritik olduğunu özellikle kişilerin işlem öncesi verilen günlük iğneleri kullanmaları gerektiğini ifade etti.

İğne dozlarının hastanın yumurta rezervi durumuna göre ayarlandığını ve bazen de ek ilaç takviyeleri verildiğini belirten Prof. Dr. Seçkin, "Ara ara yapılacak ultrason kontrolleri ile yumurtaların büyüme durumları değerlendirilerek, belli boyutlara gelmeleri beklenir" dedi ve ekledi:

"İstenen boyutlara ulaşan yumurtaların olgunlaşmasını uyarmak için çatlatma iğneleri yapılarak hastalara toplama işlemi için gün ve saat belirlenir. Bu yumurta toplama işlemi sedasyon anestezisi eşliğinde yapılacağından belirlenen toplama saatinden 6 saat önce hastamız herhangi bir şey yiyip içmemelidir."

'DÖLLENME BAŞARISI SADECE YUMURTAYA AİT FAKTÖRLERE BAĞLI DEĞİL'

Yumurta dondurma işleminde en merak edilen konuların başında ise gebeliğin kesin sonuç gösterip göstermediği geliyor. 

Prof. Dr. Seçkin, "Yumurta dondurma işleminde sağlıklı embriyo oluşma ihtimalini artırmak amacıyla ortalama 7-10 civarında yumurta dondurmak istiyoruz. 40 yaş altında olan kadınlarda bu sayıda toplanan yumurtalar ile sağlıklı embriyo oluşma oranı tabii ki yüksektir ancak bunun için bir oran vermek oluşacak embriyonun kalitesini görmeden çok mümkün değildir" diyen Dr. Seçkin, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Çünkü döllenme başarısı sadece yumurtaya ait faktörlere bağlı değildir. Sperm de burada elzem bir rol oynar. Fakat dondurulmuş olan yumurtaların ortalama yüzde 80’i sağlıklı bir şekilde geri çözülerek döllenebilir."

Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor

'SAKLAMA SÜRESİ UZATILABİLİR'

Dondurulan yumurtaların ne kadar süre saklanabileceği ve bu işlem en fazla kaç kez tekrarlanabileceği de akıllardaki sorulardan. 

Dondurulmuş olan bu yumurtaların minimum 5 yıl süreyle saklanabildiğini belirten Prof. Dr. Seçkin, "Bu süre içerisinde kullanılmayan yumurtalar için ilgili evraklar tekrar düzenlenerek ek süre talep edilebilir ve saklama süresi uzatılabilir. Yıllık bakımları yapılan bu dondurulmuş yumurtalarla ilgili her yıl hasta ile irtibata geçilerek saklama talebinin devam edip etmediği sorgulanır. 5 yıl saklama süresi dolan ve hasta tarafından ek saklanma talebi olmayan yumurtalar kişinin onayı da alınarak imha edilir" ifadesini kullandı.

Yumurta toplama işleminin kaç kere tekrarlanabileceği konusunda kesin bir bilgiye sahip olmadıklarını söyleyen  Prof. Dr. Seçkin, bu durumun daha çok kadının yumurta rezervi ve işlem sırasında toplanan yumurtaların ne kadarının olgun olduğuyla alakalı olduğunu söyledi. 

Seçkin, "Çok düşük yumurta rezervi olmayan kadınlarda bir kez toplama işlemi yaparak çoğu kez istediğimiz yumurta sayısına ulaşabiliyoruz. Düşük yumurta rezervi (düşük Anti Müllerian Hormon) olan kadınlarda dahi genellikle yapılacak 2 ya da maksimum 3 toplama işlemi neticesinde istenen 7-10 yumurta sayısına ulaşılabilmektedir" dedi.

Yumurta dondurma işlemi günden güne yaygınlaşıyor... Kadınlar hangi gerekçelerle bu kararı alıyor, hangi noktalarda tereddüt yaşıyor

'İLİŞKİDEKİ GÜVEN SORUNU NEDENİYLE ÇOCUK SAHİBİ OLMUYORLAR'

Yumurta dondurma işlemine ilgi dünya çapında artıyor. Üreme Yardımcı Teknolojileri Derneği (SART), ABD’de 2015 yılında 7 bin 600 kişinin yumurta dondurduğunu kaydetmiş, 2019 yılında bu rakamın 16 bin olduğu açıklanmıştı. SART'ın verilerine göre 2020-2021 yıllarında operasyonlarda yüzde 31 artış görüldü.

Yale Üniversitesi'nde antropoloji profesörü olan Marcia Inhorn, sağlıklı kadınları yumurtalarını dondurmaya iten şeyleri anlamak için 14 yıl sürmesi planlanan bir araştırmaya başladı. Inhorn, çalışmaya başlarken kadınlardan kariyerleri nedeniyle doğurganlıklarını erteledikleri yanıtını almayı beklerken, şaşırtıcı sonuçlarla karşı karşıya kaldı.

"Yaptığım görüşmelerde aldığım yanıtlar ağırlıklı olarak ilişkideki güven sorunlarıyla bağlantılıydı" diyen Inhorn, “Partneri olmayan güçlü kadın imgesinin aksine üç ana kategori ortaya çıktı. Ayrılık veya boşanmadan sonra yumurtalarını donduran kadınlar, yıllardır flört etmesine rağmen hâlâ bekâr olan kadınlar ve çocuk için hazır olmayan partnerleri olan kadınlar” ifadesini kullandı.

'ERKEKLER ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA HAZIR DEĞİL!'

Uzmanlara göre, eğitimli kadınların partner tercihleri her geçen gün çeşitleniyor. “Eşsiz” partner arayan kadınların erkeklerde aradığı kriterler arttıkça, flört için zemin kurulamaz hale geliyor.

Bir diğer faktör de babalık konusundaki değişen tutumlar. Inhorn, son yayımladığı çalışması Ice on Ice’da, genellikle çocuk sahibi olmayı ertelemek isteyenlerin erkekler olduğunu vurguladı.

Amerikalı kadınların büyük bir kısmı ilişkiye başlarken "çocuk sahibi olmaya hazır bir erkek” arıyor. Inhorn, son yıllarda değişen ekonomik ve sosyal ilişkiler çerçevesinde, erkeklerin neden çocuk sahibi olmak istemediklerini veya bunu geciktirdiklerini anlamak için daha fazla araştırma yapmak gerektiğini belirtti.

Birçok kadın yumurta dondurma operasyonundan sonra “biyolojik saati” çok düşünmeden ilişkilerini istedikleri şekilde yaşayabileceğini düşünüyor. Inhorn, yumurta dondurmanın bir anlamda zaman kazandıran "umut teknolojisi" olduğunu, bir anlamda da son çare olarak başvurulan bir “umutsuzluk teknolojisi” olduğunu ifade etti.

False