Yemek pişirme alışkanlığımız değişiyor

Annelerin yemek yaparken hem aileleri için en sağlıklı olan hem de yemeğin lezzetini koruyan metotları tercih ettiğini belirtiyor Groupe SEB Türkiye Pazarlama Direktörü Oğuzhan Ölmez. Bir yemeği hazırlarken sadece doğal sebze ve malzemeleri kullanmanın sağlık için yeterli olmadığını, yemeğin nasıl pişirildiğinin de önemli olduğunu söyleyen Oğuzhan Bey’le sağlıklı ve besleyici ürün trendlerine ilişkin konuştuk. 

Öncelikle Grup SEB’ten bahsedelim. Ne zamandır Türkiye pazarında?

Grup SEB olarak Tefal markasıyla 1994 yılından beri Türkiye pazarındayız.

1994 yılından bu yana hangi alanda geliştiniz? Firmanın pazara olan katkıları nelerdir?

Aslında Tefal markası Türkiye pazarına çok hızlı bir giriş yaptı. İlk olarak tava ve tencere ürünleri ile Türkiye’ye girdi ve müthiş bir başarı yakaladı. Türkiye’de yapışmaz kaplama tava, tencere deyince, artık akla Tefal markası geliyor. Bu markamız için bir sıçrama tahtası oldu. Bu ürünlerin sağlamlılığı, dayanıklılığı, kullanım kolaylığından kaynaklan bir şekilde, bu başarı diğer bütün ürünlere yayıldı. Sonrasında ütüler, düdüklü tencereler ve gıda hazırlama, elektrikli pişirme ürünleri sırayla pazara girmeye başladı.

Özellikle 1997’de küçük ev aletlerinin mutfakta nasıl kullanıldığının ve hayatı nasıl güzelleştirdiğinin anlattığı bir TV programı ile Türk halkının bu ürünlere olan ilgisi arttı. Bu süre içinde rondo, düdüklü tencere ve kokusuz fritözler mutfakta başarı gösterirken anti kireç teknolojisi ile üretilen ve musluk suyu ile kullanılabilen, tabanları kaygan buharlı ütüler de hanımların ilgi odağı oldu.

2000’li yıllarda da daha çok dağıtım kanalında gelişmeler oldu. Tefal Shop Türkiye’de icat edilmiş bir konsepttir ve dünyada da kullanılmaya başlamıştır. Böylelikle tüketicilere yakın olduk ve ardından 2009 yılında tekrar bir atılım yaparak ‘Besleyici ve Lezzetli’ ürün gamını geliştirdik.

Nedir bu trend? Besleyici ve lezzetli ürün gamı…

Artık, tüketiciler sağlıklı ve doğal beslenmek istiyor. Sadece kendileri için değil, aileleri ve çocukları için bunu istiyor. Ve bu konuda, kesinlikle taviz vermek istemiyor. İkinci dünya savaşı sonrasında ortaya çıkan sanayileşme toplumu, yenilik toplumu yavaş yavaş doğallığa ve özüne dönmeye başladı. O zamanlarda icat edilen margarinler, fazla işlenmiş gıdaların yavaş yavaş zararları ortaya çıkmaya başladı. Yalnız, tüketiciler sağlıklı beslenirken bir şey daha istiyor; aynı zamanda yemeğin lezzetini kaybetmemek…

Türkiye’de şöyle bir kavram var: Sağlıklıysa lezzetsizdir ya da çok seviyorsan sağlıksızdır. Aslında bu doğru değildir. Buradaki misyonumuz yapılan yeniliklerle mutfaktaki hayatınızı daha keyifli hale getirmek ve hanımların yemeklerin içeriğindeki besin maddelerini koruyarak lezzetli yemekler yapmalarını sağlamak. Her ürünün farklı bir özelliği var ve bu ürünler araştırmalarla işlevi kanıtlandıktan sonra ürün gamına girebiliyor. Actifry’dan başlamak gerekirse, başka hiçbir pişirme metoduyla yapamayacağınız bir özelliği var.

Yaptığımız bir araştırmaya göre Türk halkının en sevdiği pişirme yöntemi kızartma ama yine Türk halkının en sağlıksız bulduğu yöntem yine kızartma. Aynı araştırma yemeğin sağlıklı olması için yağın azaltılması gerektiğinin söylendiğini ortaya koyuyor. İşte bu ihtiyaca cevap veren bu ürün bir kaşık yağla kızartmalar yapabilen bir metot sunuyor. Havayı üfleyerek ve çevirerek pişiren bir teknoloji bu. Bu teknolojide sabit bir sıcaklık mevcut olduğundan kızartmaya konulan yağ çok az olmasına rağmen yanmıyor ve böylelikle trans yağ ve yanık oluşumu da ortadan kalkıyor. Üstelik bunları bir tuşa basıp yapabiliyorsunuz ve yemekler piştiği zaman ürünün tüm parçalarını çıkarıp bulaşık makinesine atabiliyorsunuz.

Besleyici ve lezzetli ürün gamında, Actifry dışında hangi ürünler var?

Besleyici ve lezzetli ürün gamında, Actifry dışında Nutricook adında bir düdüklü tenceremiz var. Bu ürün hem aldığımız gıdaların besleyicilik değerlerini düşünen, hem de zamandan kazanmak isteyen hanımlara hitap eden bir ürün. Nedir özelliği? Besinlere, gıdalara göre geliştirilmiş dört farklı programı var. Bu programlar o besinin; birincisi besleyicilik özeliklerini en optimum şekilde koruyor; ikincisi o gıdanın lezzetini ortaya çıkartıyor. Bunun sonucunda çok daha lezzetli bir yemek elde ediyorsunuz. Besinin içindeki vitamin değerlerini kaybetmemiş bir yemek elde ediyorsunuz.

Düdüklü tencereden farklı bir ürün mü?

Hayır, bu bir düdüklü tencere. Ama düdüklü tencerenin çok gelişmiş bir hali. Nutricook içindeki oksijeni boşaltıyor, hiçbir düdüklü tencere bunu yapmaz. İçindeki oksijeni boşalttığı için oksitlenmeyi engelliyor. Nasıl elmayı kestiğiniz zaman, havayla temas ettiği için kararır, bu oksitlenmedir. Bunlar, besinlerin besleyicilik değerlerini azaltır ve vitaminleri öldürür. Bu düdüklü tencere içerideki havayı boşalttığı için, bunları minimuma indiriyor. Bunun içine bir brokoli koyduğunuz zaman, koyduğunuz renkten daha canlı bir renkte brokoliyi geri alıyorsunuz. Bir havuç koyduğunuz zaman, koyduğunuzdan daha canlı bir turuncu ortaya çıkıyor.

Son olarak da, Türkiye’ye özel bir ürün geliştirdik. Bu da Yoğurtçum. Yoğurtçum, müthiş bir buluş. Yoğurtçum Türk olduğu için de müthiş bir buluş. Fikir olarak da Türk, lezzet olarak da Türk. Biliyorsunuz yoğurt, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası. En çok Türkiye’de tüketilen bir gıda. Ama aynı zamanda Türklerin bulduğu bir gıda. Bizim milli yemeğimiz diyebiliriz. Millet olarak her şeyi yoğurtla yiyoruz. Yemeklere, çorbalara kullanıyoruz. Soslarımızı, mezelerimizi, tatlılarımızı yoğurtla yapıyoruz. Kızartmalarımızın üzerine döküyoruz. Ancak sanayileşmeyle birlikte yoğurdu market raflarına mahkum ettik. Yoğurtçumla yoğurt yapmaya başladıktan sonra ev yoğurdunu yeniden keşfediyorsunuz. Türk insanının da bu keyfi yeniden keşfetmesini istiyoruz. Ürünün en büyük özelliği her çeşit yoğurdu yapabilmesi. İster süzme, ister normal, ister meyveli yoğurdu tek tuşla yapabiliyorsunuz. Çeşitli yoğurt tariflerini, arzu edenler www.tefaltv.com adresinde bulabilir.

Bu ürüne şu anda sadece Türkiye pazarında mı ilgi var? Dünya pazarına girmeyecek mi?

Girecek. Aslında, Türk tipi yoğurdun tüketildiği ülkeler var. Bunlar Bulgaristan, Yunanistan ve Ortadoğu ülkeleri. Bütün bu ülkeler Türk tipi yoğurt tüketiyor. Bu yüzden ürünün Bulgaristan’da lansmanı yapıldı. Diğer ülkelerde yavaş yavaş yapılacak.

“Yoğurtçum”un doğuşu ile ilgili bir hikayeniz var mı?

Evet, var. Çok enteresan bir hikayesi var. Bundan üç yıl önce, bizim yıllık planlamaları yaptığımız bir pazarlama toplantısında çıktı. Salonda bütün dünyadan 300 kişi vardı. Kişi başına dünyanın en çok yoğurt tüketen ülkesi neresi? diye bir soru geldi. Biliyorsunuz Türkiye, genelde böyle iyi durumlarda pek üste çıkmaz. Genellikle kazalar ve sigara kullanımı gibi konularda üst sıralara çıkıyoruz. Biz de düşünüyoruz, Türkiye’de çok fazla kullanılıyor mu? Acaba Türkiye midir, gelir seviyesi yüzünden yukarılarda mıyızdır? diye. Türkiye 1 numarada çıktı. Bunun üzerine Türk tipi bir yoğurt makinesi geliştirme fikrini sunduk. Ben de bu bağlamda, annemin nasıl yoğurt yaptığını anlattım. Bizim evde, beş litrelik bir tencerede yoğurt kaynatılır, sonra soğutulur. Ardından sarılır ve bekletilirdi. Bu, Türkiye’deki birçok evde böyleydi. Ardından, o yoğurt hazır olduktan sonra, buzdolabına konulur. Ondan birkaç kaşık alınıp, ilk akşam yenilir. Sulandıktan sonra o yoğurt süzülür. En güzeli de, o süzme yoğurttur. Biz de, bütün bu prosesi nasıl otomatikleştirebiliriz, nasıl her seferinde aynı sonucu elde edecek şekle getirebiliriz, tek tuşla, nasıl bir çözüm bulabiliriz, diye uğraştık ve sonunda, bu ürünü geliştirdik. Tek tuşla hazırlıyorsunuz. İster normal, ister süzme yoğurt yapıyorsunuz ve çok pratik bir şekilde dolapta saklayabiliyorsunuz. Bunun için küçük kapları var. Onun dışında, iki litre yoğurdu, aynı anda yapabiliyorsunuz. Bütün bu özelikleriyle, muhteşem bir ürün oldu.

Yemek yapmayı seviyor musunuz, sizin için bir mutfağın, olmazsa olmazı nedir?

Yemek yapmayı çok seviyorum. Zamanım olduğu sürece ve hafta sonları, evde yardımcımız da olsa, yemek yapmak benim işim. Çünkü bu, gerçek manada bir hobi ve terapi. Ben, yemek yaparken kendimden geçiyorum. Güzel bir şey ortaya çıkartabilmek, bir sanat. Onu sunduğunuz zaman karşınızdaki insanların mutlu olması, muhteşem bir şey. O yüzden bu, paylaşılabilecek bir şey değil. Bence herkes, severek bu işi yapmalı.

Bugün tahmin edersiniz ki, mutfağımda birçok Tefal ürünü kullanıyorum. Ama bana mutfağınızı yeniden yapıyorsunuz denilirse, Actifry’dan vazgeçmem. Mutfak alışkanlıklarınızı değiştirecek bir ürün. Nasıl ocak, fırın varsa mutfaklarda, Actifry da bir pişirme teknolojisi olarak var olacak.

Hatta şöyle şeyler duymaya başlayacağız yeni evli çiftlerden bekar çiftlere kadar; ‘bende Actifry var, ocağa ihtiyacım yok.’ Diyecekler. Çünkü bununla, kızartmadan, tatlıya, tatlıdan ete her şeyi yapabiliyorsunuz. Ayrıca düdüklü tencere de bir mutfağın olmazsa olmazı. Çünkü, şehir hayatı yaşıyoruz. Hiç kimsenin zamanı yok. Çalışın çalışmayın, ev hanımı ya da isterseniz bir şirketin yöneticisi olun, mutfağa koşarak giriyorsunuz. Ne olursa olsun…Ya spor yapmak için koşmanız gerekiyor ya da işe veya çocuğunuza koşmanız gerekiyor. O yüzdeni hiç kimsenin zamanı yok. Düdüklü tencere mutlaka olmalı. Ve tabii ki, yoğurt kültürümüz nedeniyle Yoğurtçum kesinlikle olmalı. Tava ve tencereler de kesinlikle olmalı. Tüm bunlar mutfaktaki olmazsa olmaz pişirme teknolojileri…

İddialı olduğunuz bir yemeğin tarifini bize verebilir misiniz?

Actifry’da Arnavut ciğeri... Aslında, Arnavut ciğeri yapmak, çoğu insan için zahmetlidir ve dışarıda yenilir. Onu da ancak, Bolulu bir usta güzel yapabilir. Böyle bir yanılgı var. Aslında www.tefaltv.com adresine girdiğiniz zaman, 30 saniyede, Arnavut ciğerinin ne kadar kolay bir yemek olduğunu görebilirsiniz. Çok kısaca, anlatmamız gerekirse; küp küp kesilmiş ciğeri alıyorsunuz. Bir kabın içinde unu ve arzu ettiğiniz takdirde baharatlarla karıştırıyorsunuz. Sonra Aktifry’ınızı açıyorsunuz ve içerisine bir kaşık yağ koyuyorsunuz. Una buladığınız ve fazla ununu elinizle hafifçe aldığınız ciğerleri Aktifry’ın içerisine koyuyorsunuz. Zevkinize göre, 10- 15 dakika pişiriyorsunuz. Yemeğiniz hazır oluyor.

Oğlumun da çok sevdiği bir yemek var. O da balık. Onu da Nutricook ile yapıyoruz. Yine mevsim sebzelerini -patates, biber ya da kabak olabilir- küp küp doğruyorsunuz. Nutricook’un içine koyuyorsunuz. Yarım bardak kadar su ekleyip ve bir fileto balığı üzerine yerleştiriyorsunuz. Kapağını kapatıp, balık programını seçiyorsunuz. Sekiz dakikada hazır oluyor.

Tefal ürünlerini detaylı olarak incelemek ve bu ürünlerle yapılan sağlıklı ve besleyici yemeklerin tariflerini izlemek için:

www.tefaltv.com

www.tefal.com.tr

Röportaj: Funda Çamözü

Fotoğraf: Zeynep Mirza