Van OSB’nin 2015 Yılı Değerlendirme Ve 2016 Hedefleri Toplantısı

Güncelleme Tarihi:

Van OSB’nin 2015 Yılı Değerlendirme Ve 2016 Hedefleri Toplantısı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2016 14:40

VAN VALİSİ İBRAHİM TAŞYAPAN, BURADAKİ İNSANLARIN EN ÖNEMLİ SERMAYE OLDUĞUNU BELİRTEREK, HUZURUN İLİMİZ VE ÜLKEMİZ ADINA EN ÖNEMLİ UNSURLARDAN BİRİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ.

Van Valisi İbrahim Taşyapan, huzurun Van ve ülke adına en önemli unsurlardan biri olduğunu belirterek, “Bir ülkede huzur ortamı ve güven ortamı olmadığı sürece sanayici yatırım yapmaz. Turizmci de gelmez, turist de gelmez. Bunu bizim kendi şapkamızı kendi önümüze koyarak düşünmemiz gerekir" dedi.
Van Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) 2015 yılı 2’nci yarısı faaliyet raporu, istişare, değerlendirilmesi, 2016 yılı beklenti ve hedeflerini kapsayan toplantısı geniş katılımlı ile gerçekleştirdi. Elite World Otel’de yapılan toplantıya Van Valisi İbrahim Taşyapan, Vali Yardımcısı Mehmet Parlak, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van Büyükşehir Belediyesi temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, sanayici ve iş adamları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt, böylesi soğuk bir kış gününde, sıcak bir ortamdan kurum temsilcileri ve sanayicilerle bir araya gelmenin kendilerini gururlandırdığını belirtti. Katılımdan dolayı teşekkürlerini sunan Bozkurt, “Bizim bugün bir araya gelme amacımız özellikle üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde bilimi sanayi ile buluşturmak, bilim yuvalarında senelerce verilen emeklerin bedeli olan ve ortaya çıkacak olan ürünlerin bilimin ışığında yeni nesillere taşınabilmesi için, bilim sanayiyi biliştirmektir. Daha sonrasında biz kentimizde yaşayan bütün kurumlarımıza üretimin önemini anlatmaya, üretimin neden desteklenmesi gerektiğini konusunda faaliyet raporlarımızda yer bulunuyor. Bu anlamda değerlendirmemizi yapacak, faaliyet raporlarımızı açıklayacağız. Kurum temsilcilerimizin ve sanayicilerimizin doğru eleştirilerini almak istiyoruz. Kendimizi bu anlamda geliştirip, güçlendirmek, bilim ve sanayiyi geleceğe taşımak için çaba içerisindeyiz” dedi.
-“VAN’IMIZ TÜRKİYE’NİN EN ZENGİN ŞEHİRLERİNDEN BİRTANESİ”
MÜSİAD Başkanı Kerem Baynal da Van sanayisinin 2 dezavantajının olduğunu belirterek, “Bir tanesi pazara uzaklık bir diğeri ise ham maddeye uzaklıktır. Bu 2 dezavantajı acaba nasıl avantaja çevirebiliriz, bunun iyi hesabını yamamız gerekiyor. Bu noktada geleceği en stratejik sektörlerden bir tanesi olan hayvancılık ve tarım ürünleri noktasında Van’ımız Türkiye’nin belki de en zengin şehirlerinden bir tanesidir. Hayal ediyorum acaba Van kavurmasının kokusu acaba ne zaman İstanbul’da duyulacak, Çatak balı ne zaman Amerika’ya ihraç edilecek ve Van elması ne zaman 6 ay boyunca saklanabilecek. Bu noktada ciddi bir çalışmanın yapılması sanırım ki gelecekte sanayileşme ve kalkınma da önemli konular olacaktır. Çok enerjik ve hareketli olan organize sanayimizin yönetimi bunu değerlendirecektir” ifadelerini kullandı.
-“ÇÖZÜM SÜRECİNE İVEDİLİKLE DÖNÜLMELİ”
Daha sonra kürsüye gelen Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yavuz Karaman da, bölgenin son zamanlarda ekonomik anlamda kötü bir durumda olduğunu kaydetti. İvedi olarak, çözüm sürecinde başa dönülmesi gerektiğini anlatan Karaman, “Biz il olarak çok şanslı bir bölgedeyiz. Sınır illerimiz ve sınır boylarımız her zaman ticaretini en iyi yapan illerdir. Güneyimiz Irak, Doğumuzda İran, Gürcistan, Nahçıvan olması bizler için avantajdır. Şehir olarak en güzel doğaya, güzelliklere, bitki örtüsüne sahip bir iliz. Ancak şansızlığımız Orta Doğu’ya dahil olmamızdır. Orta Doğu’daki olaylardan zarar görmemizdir. Biz yine şunu tekrar ediyor ve yineliyoruz. Van son gelecek 5 yılın en iyi şehri olacaktır. Bu anlamda hiçbir zaman ümidimizi kaybetmiyoruz. Bu hep böyle geldi böyle gidecek değil. Yeni canlılıklar bu şehir yeşerecektir. Her zaman ümit varız. Sanayicimizin, tüccarımızın ve esnafımızın zor günler var ama her zorluğun bir baharı da vardır. Bu anlamda ülkemizin lider bir ülke olması için elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
-“TÜRKİYE’DE 4’NCÜ İL KONUMUNDAYIZ”
DAKA Genel Sekreteri Mehmet Emin Demirci de “Van’ın nüfusu 1 milyon 100 bine ulaşmış durumda. Bu konuda bu tekrarları çok yaptık ama bazı şeylerinde altını çizmekte fayda var. Doğurganlık oranında Türkiye’nin en doğurgan 4’üncü iliyiz, en geç 4’üncü iliyiz. Kişi başına gelir oranında Türkiye’nin 3’te 1’ne denk geliyor. 3 bin 500 dolar civarında bir üretim gücümüz var. Yıllık olarak yaklaşık 4,5-5 milyar dolarlık toplam üretim yapan bir şehiriz. Van bu haliyle ekonomik, sosyolojik olarak baktığımız zaman ya büyümek ya da küçülmek zorundadır. 1 milyon 100 bin nüfuslu bir şehir bu hacimde kendisini devam ettirmesi mümkün değildir” açıklamalarında bulundu.
-“VAN’I SAHİPLENME RUHUMUZ YOK”
İçlerinde Vanlılık ruhunun eksik olduğunu, Van’ı sahiplenme ruhunu canlandırmanın gerekliliğinden bahsederek sözlerine başlayan YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal da, “Van’ın sahip olduğu potansiyeli biz daha öncelikle kendi içimizdeki iç potansiyelimizi harekete geçer ve ancak o zaman başaracağımıza inanıyoruz. Van ile ilgili Van’ı geleceğe taşımasına ilişkin bir konu söz konusu olduğu zaman biz küskünde olsak, dargında olsak ciddi sorunlarımızda olsa el ele vermemiz ve başarmamız lazım. Van Organize Sanayi Bölgemiz de çok ciddi bir üretimimiz var. Ancak pazarlamamızda sorun yaşıyoruz. Merkezden uzak olmanın dezavantajları var ama, aslında merkezden uzak olup yakın komşu ülkelerimizin olması da bir avantaj. Bu avantajı nasıl kullanmamız gerekiyor. Van’ın en büyük sorunlarından bir tanesi de şu; sınır ticaretini tam kavramış değiliz. Sınır ticaretini biraz daha hakikaten kendi içerimizde sorgulayıp sınır ticareti üzerinde çok daha dikkatli ve usulüne uygun bir şekilde durup bunu canlandırmamız gerektiğinin kanaatindeyim. MÜSİAD başkanımızın da ifade ettiği gibi balımız, peynirimiz, etimiz ne olacak. Biz üniversite olarak yine açılış konuşmasında OSB başkanımız ifade ettiği üniversite ilişkiler bağlamında, biz üniversite olarak bildiğiniz gibi zaman zaman değişik sektörlerle toplantı yapıyoruz. 3-4 hafta önce Van Ticaret Borsası’nda toplantı yaptık. Bal ile ilgili ne yapabiliriz, Van eti ile ilgili olarak ne yapabilirizi konuştuk ve önemli kararlar aldık. Şunu yapacağız, bir bal komisyonu oluşturduk özelikle Van merkezi marka bal nasıl oluştururuz bunun üzerinde duruyoruz. Bugün itibari ile üniversitemizin komisyonunu ben imzaladım. Van Ticaret Borsasına gönderdim orada bir toplantı yapıldı ve öyle olacak ki artık Van balının hangi çiçeklerden toplandığı da dahil olmak üzere coğrafi işaretlemeyi de yapacağız” dedi.
-“AVANTAJLARI DEĞERLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”
Son olarak konuşmalarını yapmak üzere kürsüye gelen Van Valisi İbrahim Taşyapan ise OSB’nin belli bir mesafe kat ettiğini belirtti. Bu ilerlemenin OSB’yi de kurumsallaşmaya doğru da götürdüğünü ifade eden Vali Taşyapan, “İnşallah ilerde çok daha sanayicinin burada yatırım yapmak için yarışacağı, kurumsal yapısını tamamlamış ve içinde üretim yapan sanayicimize gerekli hizmetleri verebilecek bir kurum haline de geleceğine inanıyorum. Bu akşam ki burada temel amacımız istişare yapmak, ana konumuz da organize sanayi bölgesidir. Organize sanayi deyince mutlaka ilimizin en önemli sanayi sorununu ve kalkınma sorununu burada konuşmak zorundayız. Pazarlara uzağız, ama hangi pazarlara uzağız, pazarları neye göre belirliyoruz. Pazar neresidir. Pazarı buradan İstanbul diye görüyorsak, o zaman uzağız. Pazarı Amerika diye görüyorsak oraya daha da uzağız. Ama Tebriz şehrine 250 kilometre uzaklıktayız. Kendi çevremizde 500 kilometrelik daire çizdiğimizde 4,5 ülkeden geçiyor bu daire çizgileri. Kentimiz bugün toprak bakımından en büyük illerimizden bir tanesidir. Dağlarımız, yaylalarımız, akarsularımız, Van Gölü’müz, demiryolumuz, havayolumuz, karayolumuz çok mükemmel bir şekildedir. Bugün ilimizde 11, 12 uçak her gün ülkemizin değişik şehirlerine gitmektedir. Bu Van için önemli bir aşamadır. Demiryolu hattımız İpekyolu demir yolunun üzerindedir. İran ile 290 kilometre sınırımız var, işleyen bir sınır kapımız var. Bunların hepsi Van için birer avantajdır. Van’da para kazanlar, Van’da belirli bir seviyeye gelenler Van’ı terk edip gidiyor. Bu kötü bir şey midir değildir, çünkü daha çok büyüyeceği bir yere gitmesi bizim için faydalıdır ve daha da faydalı bir yere gidiyordur. Ama başka sebepler ile göç ediyorsak buna mecbur kalıyorsak, bu şartları ortadan kaldırmamız gerekir. Bunun için olaylara iyi yönden bakmayı denememiz gerekir. Bugün yirmi yıl önce tarla olan alanda 100 tane fabrika açılmış. Organize sanayiler ilk kurulduklarında toprak, taş ve kimsenin uğramadığı yerler olarak görülmektedir. Dolayısıyla da bol keseden herkese oradan arazi dağıtılıyor ve tapuları veriliyor. Birkaç yıl sonra şehrin yatırım yapılabilecek en gözde yerleri haleni geliyor. Devlet bütün desteklerini oraya veriyor. Krediler veriyor, üst yapı, elektrik, su, kanalizasyon, yol gibi bütün ihtiyaçlar karşılanıyor. Bunların hepsi yapıldıktan sonra orada bir yarış başlıyor ve oralarda artık yer bulamıyorsunuz. Bunların tamamı güzel ve kentin gelişimi açısından olumlu gelişmelerdir. Bugün 100 tane fabrikanın faal durumda olması, orada insanların ekmek yiyor olabilmesi ve oranın kattığı katma değer, ilimize getirdiği teknolojik seviye bunların hepsi ilimiz adına çok önemli şeylerdir. İlimiz bugün 1 milyon 100 bin nüfus ve genç bir iş gücü potansiyeline sahibiz. Bu ilimiz için büyük bir avantajdır. 30 yılı geride bırakmış bir üniversitemiz var, oradaki bilim adamlarımız, tekniksellerimiz, laboratuarlarımız, alt yapımız ile çok iyi bir seviyedeyiz. Bunu sanayici ile bir araya getirerek, bu potansiyelden, ilimizin kalkınması, faydalanmasını sağlamamız gerekir. Maalesef ülke genelinde sadece Van’ımızın sorunu olmamakla birlikte Üniversitelerimizde, sanayicimizin, bilim üreten, işin teorik kısımları ile uğraşanlar ile pratiğini yapanların arasındaki uçurumunu aşabilmiş değiliz. Fakat bu konuda hevesli bir üniversitemiz var. Sanayicilerimizde hevesli olduğu sürece dikkatlerimizi organize sanayi bölgesine verirsek bunda büyük bir başarı elde etmiş olacağımıza inanıyorum” dedi.
-“HUZUR OLMADIĞI SÜRECE SANAYİCİ YATIRIM YAPMAZ”
Huzurun ilimiz ve ülkemiz adına en önemli unsurlarından bir tanesi olduğunu da sözlerine ekleyen Vali Taşyapan, “Bir ülkede huzur ortamı ve güven ortamı olmadığı sürece sanayici yatırım yapmaz. Turizmci de gelmez, turist de gelmez. Bunu bizim kendi şapkamızı kendi önümüze koyarak düşünmemiz gerekir. Eğer ki fabrikanızı, çalışanlarınızı güvende hissetmiyorsanız, gidip bir yerlere yatırım yapmazsınız. Bizim ana konularımızdan bir tanesi de budur. Dolayısıyla ülkemizde huzur ve güven ortamını sağlamalıyız. Buna beraberce sahip çıkmalıyız. Bu birilerinin sorunu değildir. Bu devlet ve yönetim mekanizmasının yöneticilerinin sorunu değildir. Bu bütün toplumların sorunudur. Kendi ülkemizde, kendi memleketimizde yollarımızı, dağlarımızı, taşlarımızı, çarşımızı, pazarımızı güvenli hale getireceğiz ki insanlar oralara gelip yatırım yapabilecekler” ifadelerini kullandı.
-“BURADAKİ İNSANLAR BİZİM EN ÖNEMLİ SERMAYEMİZDİR”
Tekstil kentte bir fabrikada 250 kişinin çalıştığını, şartların daha zor olmasına rağmen oradaki üreticilerin yılmadığını da vurgulayan Vali Taşyapan, “İleri ki dönemlerde 20 tane fabrikamız çalışacak. Bu 20 fabrika çalıştığı zaman binlerce insanımız iş imkanı bulacak. Çalışan ve üreten insan, başka kötü fikirlere, kötü hareketlere zaman bulamaz. Daha iyiye yönelir ve kendini geliştirir. Bugün işçi olarak girdiği fabrikaya kendini geliştirerek kendi işinin patronu olabilir. Bugün sanayici olan, yatırım yapan kişilere baktığımız zaman, mutlaka küçük bir yerden başlayıp daha sora büyüme elde etmiştir. Bugün Hakkari’nin, Bitlis’in imkanlarından daha fazla imkana sahibiz. Bunlar Van için birer nimettir. Bu nimetlerin kıymetini bilirsek üretimimiz ve verimliliğimiz daha çok artacaktır. Bunun için burada yaşayan insanımız bizim en önemli sermayemizdir. İnsan dünyanın en önemli sermayesidir. İnsanlarımızı kabiliyetlerine, anlayışlarına ve doğru bir biçimde yetiştirmemiz gerekiyor. Hiçbir insanımızı zayi edemeyiz. Bunun için önce eğitim hayatımızda, sonra iş hayatımızda, sonra hayatımızın her yerinde her bir alanında onları en iyi yere getirmenin en iyi şekilde donatmanın yollarını bulmalıyız. Sanayide bunlardan bir tanesidir. Sanayicilik çok zahmetli ama güzel bir iştir. Kendi işini yapıp kendi üretiminizi sağlıyorsunuz. Kararlarınızı kendiniz alıyorsunuz, para kazanıyorsunuz, para kazanırken insanlara da istihdam alanları açıp onlara da para kazandırıyorsunuz. Bu işi yapanları bir kez daha kutluyorum. İşlerinizi daha iyi bir seviyeye getirmek için bizlerin de görev olarak daha iyiye daha güzele götürmek adına çabalarımızın olduğunu söylemek isterim. Organize sanayi bölgesinde bizim hedefimiz, benim şahsi anlayışım bir üretim olarak düşünmek zorundayız. Mevzuatlar yapılır ve biz uygularız, aksi engeller ile karşılaşıldığında bizler devreye gireriz ve gereken desteği veririz. Önemli olan orada üreticiyi orta maddeye koymaktır. Bir insan çaba, gayret sarf edip üretmeye çalışıyorsa, bizler onun yolunu kolaylaştırmak için her türlü çabayı bizde gösterip yardımcı olmaya çalışıyoruz. Mevzuatlar bazen zorlayabiliriz, bazen lehimize olarak yorumlayabiliriz. Bizler üzeremize düşen her şeyi yaparız, yeter ki işlerimiz orada daha iyi ilerlesin, işlerimiz daha hızlı yürüsün, insanlarımızın soranları çözülsün, insanlarda kendilerini üretime daha iyi geliştirmeye çaba göstersin. Bizim görevimiz onların önlerine sorun çıkarmak değil sorunları çözmektir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Yapılan konuşmaların ardından faaliyet raporların sunulması ile toplantı sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!