Dr. Çıkman: Bıngıldak sanılanın aksine son derece sağlam

Güncelleme Tarihi:

Dr. Çıkman: Bıngıldak sanılanın aksine son derece sağlam
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2017 11:11

MUĞLA Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Halise Çıkman, halk arasında dokunulmaması gereken hassas bir bölge olarak görülen bebeklerdeki bıngıldağın, sanılanın aksine son derece sağlam ve kafa travmalarında koruyucu kask görevi üstlendiğini söyledi.

Haberin Devamı

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Halise Çıkman, yeni bebek sahibi olan ailelerin, bebeklerin başına zarar vereceği düşüncesiyle bıngıldaklı bölgeyi tutmaktan ve yıkamaktan çekindiklerini söyledi. Dr. Çıkman, "Bıngıldak sanıldığı kadar hassas değildir, koruyucu zarı sağlamdır. Çok sert bir darbe almadıkça, hafif çarpmalardan zarar görmez" dedi. Bıngıldağın tıbbi söylemiyle 'fontanel' olarak adlandırıldığını belirten Dr. Çıkman, "Sanıldığı kadar da hassas değildir. Kafa kemiklerinin birleşme noktalarının arasındaki bağ dokudan oluşmuş bölge bıngıldak olarak adlandırılır. Beyin dokusu, kendini saran beyin zarları ve kafatası ile korunur. Kafatası birden fazla kemikten oluşur. Anne karnındaki dönemde bu kemikler arasında 'sütür' denilen birleştirici hatlar ve 'bıngıldak' adı verilen baklava dilimi şeklinde bölgeler vardır. Bıngıldağın üstü, saçlı deri ve derialtı yağ dokusu ile kaplıdır. Bıngıldak bebeğini kucağına alan her yeni annenin dikkatini çeken noktalardan biridir. Her bebeğin başında yumuşak bölgeler olmaktadır. Bebeğin kafasındaki kemikler karşı karşıya geldiğinde, arada oluşan boşluklar bıngıldaktır. Ancak sadece ön ve arka bıngıldak elle anlaşılabilir. Annelerin fark ettiği ve doktorların takip ettiği ön bıngıldaktır" diye konuştu.

Haberin Devamı

"BINGILDAK OLMAZSA KAFA KEMİKLERİ VE BEYİN BÜYÜYEMEZ"
Bıngıldak olmazsa baştaki kemiklerin ve beynin büyüyemeyeceğini ifade eden Dr. Çıkman, "Yeni doğanın beyni, koruyucu bir zar ile bu yumuşak bölgede koruma altına alınmıştır. Bebek doğarken kafatası kemikleri henüz tam gelişmemiş ve son şeklini almamıştır. Bu esnek yapı kemiklerin üst üste gelip, kafatasına esneklik kazandırarak, doğum sırasında başın doğum kanalına girebilmesini ve doğumun kolay gerçekleşmesini sağlamaktadır. Ayrıca kafa kemiklerinin ayrık ve yumuşak olması beynin büyümesine de olanak tanır. Bıngıldak olmazsa baş kemikleri ve beyin büyüyemez. Beynin büyümemesi, gelişim ve zeka geriliğine sebep olabilir. Beyin büyümesi ancak kafatasının büyümesiyle mümkün olabilir" dedi.

Haberin Devamı

"BINGILDAĞIN İKİ ÖNEMLİ GÖREVİ VAR"
Dr. Çıkman, bıngıldağın iki önemli görevi olduğuna da dikkati çekip, şunları söyledi:

"Bunlardan biri, doğum esnasında bebeğin oldukça dar olan doğum kanalından kolayca geçmesine olanak sağlamak ve bebeğin beyninin dışarıya doğru rahatça büyümesine yardımcı olmaktır. İlk iki yılda çok hızlı olan beyin büyümesine baştaki kemiklerinin büyümesi uyum sağlayamaz. Bu sebeple kemikler arası birleşme yerleri yani sütürler ve bıngıldak sayesinde baş büyüyerek, beyin dokusuna zarar gelmez. Başta gelişebilecek ani basınç ve hacim değişimlerinde kafa kemikleri esnek olmadığı için genişleyemez. Bıngıldak bu yan etkileri azaltabilir. Yeni doğan bebeklerin başında altı adet bıngıldak bulunur. Ön bıngıldak en büyük olanıdır. Alından arkaya doğru baklava şeklinde hissedilir. Genellikle 9-18 ay arasında kapanır. Bazen kapanması 24 ayı da bulabilir. Ön bıngıldak nadir olarak doğumda kapalı olabilir veya dokuz aydan erken kapanabilir. Bu durumda sütürlerin açıklığı ve baş çevresinin büyümesi dikkatle izlenmelidir. Arka bıngıldak daha küçüktür, başın arka kısmında olur. Genellikle üç ay civarında kapanır."
Bıngıldağın başın diğer bölümleri gibi sert olmaması nedeniyle genellikle annelerin o bölgeye dokunmaya korktuğunun da altını çizen Dr. Çıkman, "Oysa ki, bıngıldağı oluşturan sağlam bağ dokusu, alttaki beyin için güvenli bir koruma sağlamaktadır. Banyo yaptırırken, saçını tararken veya tutarken ebeveynlerin huzursuz olmasına gerek yoktur. Bıngıldak bebeğin güvenliği için gerekli olmakla birlikte, kafa travmalarında koruyucu kask görevi de üstlenmektedir. Normalden büyük ve kapanması geciken bıngıldak, erken doğan ya da anne karnında büyümesi geri kalan bebeklerde görülebilir. Bazı durumlarda, ön bıngıldağın 3 ay kadar erken kapanması normal olabilmektedir. Ancak bu durumda; bebeğin baş çevresinin takibinin yapılması, beynin normal gelişiminin sürdüğünün gösterilmesi çok önemlidir. Bazen kafatasını oluşturan kemikler birbirine normalden erken kaynayıp, bıngıldağı kapatmaktadır. Bu da beyin gelişimini etkileyerek, görme ve işitme sorunlarına, başın içinde basınç artışına, gelişim geriliklerine yol açmaktadır. Bu sürecin, bıngıldağın erken kapandığı normal bir bebekten ayırt edilmesi gerekmektedir. Bıngıldak muayenesini yaparken bebeğin sakin ve oturur pozisyonda olması gerekmektedir. Vücuttaki sıvı kayıplarında bıngıldak çöker ve sıvı kaybının ciddiyeti hakkında fikir verir. İshal ve kusma yaşayan bir bebeğin de bıngıldağında çökme meydana gelebilir. Bu durum sıvı kaybının ciddi düzeylerde olduğunu göstermektedir. Acilen bebeğe yeterli miktarda su verilmesi gerekir. Bazen bıngıldakta şişme meydana gelebilir. Bu ise menenjitler, tümöral oluşumlar ve hidrosefali gibi durumlarda oluşur. Bazen bıngıldakta hafif damar atımı gözlenir, bu durum süt çocuklarında normaldir ve endişe edilmesine gerek yoktur. Ağlama, öksürme ve kusma sırasında bıngıldakta hafif kabarıklık gözlenmesi de normaldir. Bıngıldağın olduğundan fazla çıkıntılı durması da, başın içinde basıncının arttığına işaret eder ve doktor kontrolünü gerektirir. Erken müdahale edilmesi gereken durumlarda çocukta hastalığa dair başka bulgularda görülebilir."

 

BAKMADAN GEÇME!