Aşut; "Mersin, Bilgi İle Geç Buluştu"

Güncelleme Tarihi:

Aşut; Mersin, Bilgi İle Geç Buluştu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2015 16:39

MTSO BAŞKANI ŞERAFETTİN AŞUT, BİR ÇOK ANLAMDA İLKLERİN YAŞANDIĞI VE BİR ÇOK ALANDA İLK SIRALARDA YER ALAN MERSİN'İN, ŞU ANDA HAK ETTİĞİ YERDE OLAMAYIŞININ BAŞLICA NEDENİNİN, ÜNİVERSİTEYE GEÇ KAVUŞMUŞ OLMASI OLDUĞUNU SÖYLEDİ.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, bir çok anlamda ilklerin yaşandığı ve bir çok alanda ilk sıralarda bulunan Mersin’in, şu anda hak ettiği noktada olamayışının en önemli nedeninin, üniversite ve bilime geç kavuşmuş olması olduğunu söyledi.
Aşut, Mersin’in geleceğini kurgulamak için önce geçmişe dönmek gerektiğini belirterek, binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapmış olsa da modern kent konsepti anlamında oldukça yeni bir kent olduğunu söyledi. Mersin’in 150 yıllık geçmişi olan genç bir kent olduğunu vurgulayan Aşut, "Mersin aslında Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi hamlesinin başladığı birkaç kentten birisidir. Mersin, ilklerin kentidir. İlk bayan belediye başkanı Mersin’dedir. İlk ticaret ve sanayi odalarından birine sahiptir. Birçok konuda Mersin Türkiye’de hala ilklerin kentidir. Ancak bir şey var ki, ona birçok kentten çok daha sonra kavuştuk. Bence bugün Mersin layık olduğu yerde değilse, nedeni budur. Geç kavuştuğumuz şey nedir derseniz, elbette ’üniversite’ derim, bilgi derim" diye konuştu.
"NEDEN İLK 3 İÇİNDE DEĞİLİZ"
Mersin’in şu an gerek ticaret hacmi gerekse üretim hacmi ile 81 ilde ilk 10 içinde olduğunu hatırlatan Aşut, "Peki, neden ilk üç değil? Bence bunun nedeni üniversitenin Mersin’de çok geç kurulmuş olmasıdır. Yani, bilgi ile geç buluşmamızdır. Bu gün ekonomisi ile Mersin’in üzerindeki kentlere bakın, hepsinde üniversitelerin Mersin’den 40-45 yıl önce kurulduğunu göreceksiniz. Demek ki, basit mantıkla bu iller bizden 40-45 yıl ilerde. Bilgiye ve bilime önem vermeyen bir toplum, sadece yönetilen ve kendisine verilene razı olandır. Bilmeyen talep edemez. Bilmeyen yönetemez. Bilmeyen doğru değişemez" dedi.
Organize sanayi bölgelerinin tarihinin, Avrupa ve Amerika’da 100 yılı bulduğunu, bilginin paraya dönüştüğü yer olan teknoparkların ise 50 yılı geçtiğini kaydeden Aşut, "Biz bunlara daha yeni kavuştuk. Rakiplerimizin kim olduğunu iyi bilelim. Geleceğe ait bir vizyon çizeceksek, daha
doğrusu bir gelecekten bahsedeceksek, önce rakiplere göre ne durumdayız ona bakmak gerek. Avrupa 1770’de buharlı makinayı icat ediyor, 1885’de motorlu taşıta geçiyor. Yıl 1885 tarihe dikkat edelim. Yani Atatürk doğduğunda Avrupa araba ile seyahat ediyordu. Elektrik üzerine çalışmalar Avrupa’da 16. yüzyılda başlıyor,17. yüzyılda gelişiyor. 1881’de New York kenti elektrik üretim merkezi ile evlere ve sanayiye elektrik veriyor. Yani Atatürk doğduğunda Avrupa ve Amerika sanayide elektrik kullanıyor" ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün, aradaki bu uçurumun eğitim, bilgi ve bilim eksikliğinden kaynaklandığını bilerek bir vizyon oluşturduğunu dile getiren Aşut, "Bu vizyonun uygulandığı dönemler oldu, uygulanamadığı dönemler oldu. Bu vizyona uyan kentler oldu, uymayan kentler oldu. Süreç bu günlere geldi. Bu süreçte Mersin büyük gelişmeler gösterdi ama eğitim, özellikle üniversite ayağının çok geç tamamlanması bize pahalıya mal oldu" diye konuştu.
"BUNDAN SONRAKİ VİZYONUMUZ NEDİR?"
Mersin’in geleceğini şekillendirecek, büyük dönüşümü sağlayacak olan şeyin eğitim, bilgiye ulaşmak ve onu kullanmak olacağını vurgulayan Aşut, şöyle devam etti; "Bir Amerikalı ile aynı cep telefonunu, aynı bilgisayarı kullanıyor olmak ekonomik olarak, bilimsel olarak onlarla aynı düzeyde olduğumuzu göstermez. Kendi bilgisayarımızı üretemediğimiz sürece yüksek teknolojiden bahsedemeyiz. Tarım ülkesiyiz diye övünüyoruz, üretebileceğimiz bir çok ürünü ithal ediyoruz. Enerji fakiriyiz ama nerdeyse tüm üretimimiz yoğun enerji kullanan bir yapılanmada. Enerjimizi üretmeden, düşük ve orta teknolojili üretimden, yüksek teknolojili üretime geçmeden, tarım ve gıda sektörlerinde ileri teknoloji ile verimliliği arttırmadan, ürünlerini markalaştırmadan, girişimcisini arttırmadan ve daha önemlisi bu dönüşümü sağlayacak nitelikli, becerikli insanları yetiştirmeden bu açığı kapatamayız."
Türkiye’nin bugün dünyanın 17., Avrupa’nın ise 6. büyük ekonomisi olduğunu, ancak eğitimde, bilimsel araştırmalarda, Ar-Ge’de, markalaşmada kaçıncı sırada olduğumuzu soran Aşut, "Kaç tane dünya markamız var? Bizler iş dünyasının temsilcileri realist insanlarız. Bardağın dolu tarafını görürüz ama boş yanını, eksiklikleri, riskleri göz ardı edemeyiz. Mersin’in geleceğini, aslında bu anlamda ülkenin geleceğini konuşuyoruz. İşte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Mersin’in tüm kurum ve kuruluşları ile iş birliği ile bu vizyonu sağlamak için çalışıyoruz. Mersin sosyal ve kültürel boyutu ile zengin bir kent. Mersin yaşanabilir kentler listesinde üst ligde bir kent. Mersin ticarette, turizmde, lojistikte, tarımda hatta sanayide bölgenin ve dünyanın odaklandığı bir kent. Mersin artık üç üniversitesi ve teknoparkı ile bir bilim ve bilgi kenti. Artık, Mersin’in zaman kaybetmeye tahammülü yoktur. Artık, Mersin’in boşa harcayacak enerjisi yoktur. Son yıllarda yakaladığımız iş birliği ruhu ve ortak aklı artarak devam etmelidir. Daha verimli olmalı ve önemsiz, sanal konularla geleceğimizi ıskalamamalıyız" dedi.
"ÜNİVERSİTELERİMİZE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR"
Bu noktada, sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düştüğünü, özellikle üniversitelere büyük görevler düştüğünü ifade eden Aşut, "Üniversitelerimiz sade teorik bilgi üreten yerler olmamalı, kente ve kentin ekonomisine entegre olan, yakın ilişkide olan ve kentin ekonomik ve sosyal yaşamını dönüştürecek bir yapılanmaya geçmeleri gerekiyor. MTSO olarak tüm üniversitelerimizle bu ruhu yeni yeni yakaladık. Bu devam ettirilmelidir. Biz üniversitelerimizin bu güce sahip olduğuna inanıyoruz. Tüm STK’larımızı zenginliğimiz olarak görüyor ve Mersin için güzel bir fikri olan, bu kente bir katkıda bulunacak her kuruma değer veriyoruz. Yeter ki, birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Yeter ki, bir masa etrafında buluşabilelim. Eksiklerimiz vardır, imkansızlıklarımız vardır, engellerimiz vardır. Ancak, bu makamlarda oturan bizlerin şikayet etme ve mazeret üretme hakkı yoktur. Çalışıyoruz, Mersin için çalışmaya devam edeceğiz. İnanmanızı isterim ki, Mersin’in yarını bugününden daha zengin, daha refah, daha mutlu olacaktır. Mersinliler buna layıktır" ifadelerini kullandı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!