Manisa’da Gediz Havzası Toplantısı

Güncelleme Tarihi:

Manisa’da Gediz Havzası Toplantısı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2015 17:36

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU KALİTE DAİRE BAŞKANLIĞINCA “GÜNLÜK MAKSİMUM TOPLAM YÜK YAKLAŞIMININ GEDİZ HAVZASI’NDA UYGULANMASI PROJESİ" PAYDAŞ TOPLANTISI MANİSA'DA YAPILDI.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Atıksu Kalite Daire Başkanlığınca “Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının Gediz Havzası’nda Uygulanması Projesi" paydaş toplantısı Manisa’da yapıldı.
Manisa Anemon Otel’de yapılan toplantıya Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Manisa Vali Yardımcısı Sıdkı Zehin, TÜBİTAK MAM ÇTÜE Müdür Yardımcısı ve Proje Yürütücüsü Dr. Selma Ayaz ile diğer il ve ilçelerden gelen paydaşlar ve uzmanlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK MAM ÇTÜE Müdür Yardımcısı ve Proje Yürütücüsü Dr. Selma Ayaz, Havza koruma eylem planlarını 2013 yılında tamamlayarak Osman ve Su İşleri Bakanlığına teslim ettiklerini söyledi. Ayaz, “Bugün burada paydaş toplantısını yapmış olduğumuz Gediz Havzası ile ilgili çalışmalar, daha önce yaptığımız havza koruma eylem planı ile ilgili çalışmalar bu projenin önemli bir altlığını teşkil etmektedir. Projemiz Haziran 2015’te resmi olarak başladı ve bu kapsamda çalışmalarımız devam etmekte. Projemizin amacı, Gediz havzasının özümleme kapasitesinin yani kendi kendisini temizleme kapasitesi ve mevcut su kalitesine uygun olarak noktasal ve yayılı kireçler için deşarj değerlerini belirlemek, yük sınırlamalarına getirmektir. Bu amaçla özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde uygulanan ve yaygın olarak kullanılan ve havza bazlı yönetimi temel alan günlük maksimum toplam yük yaklaşımı uygulanacaktır bu projemizde ve proje kapsamında günlük maksimum toplam yük yaklaşımının ülkemizde uygulanmasının yasal, idari ve teknik boşluk analizi de yapılarak eksiklikler belirlenecek. Bu proje ile ilgili uygulanacak yaklaşım ve tedbirler, tüm birikimler Türkiye için yaygınlaştırıcı olacaktır. Diğer havzalara da uygulanması beklenmektedir” dedi.
Vali Yardımcısı Sıdkı Zehin de projede emeği geçenlere teşekkür ederek Gediz Havzasında kirlilikle mücadele konusunda Osman ve Su İşleri Bakanlığı, Manisa Valiliği, komşu Valilikler, havzada bulunan Büyükşehir Belediyeleri, il belediyeleri ve ilçe belediyeleri, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerince yoğun şekilde faaliyetleri sürdürdüklerini söyledi. Manisa Valiliği olarak DSİ Bölge Müdürlüğü koordinesinde düzenli toplantı yaparak bu toplantılar neticesinde sonuçlarını da net bir şekilde takip etmeye çalıştıklarını ifade eden Zehin, “Valimiz Erdoğan Bektaş’ın emirleriyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ilimiz havzasında kirlilik yaratması muhtemel kamu ve özel kuruluşlar etkin bir şekilde denetlenmekte. Denetlemenin sonuçlarının gereği ve ilimize ilişkin ayrıntılı envanter çalışması yapılmaktadır. İl Müdürlüğümüz elemanlarınca geçen hafta itibarıyla 820 civarında kuruluş denetlenmiş olup sonuçları takip edilmektedir” diye konuştu.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı da “Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının Gediz Havzası’nda Uygulanması Projesi" Paydaş Toplantısına katılımları nedeniyle katılımcılara teşekkür etti. Kınacı, “ülkelerin gelişmesine paralel olarak en kıymetli doğal kaynaklarımız olan yerüstü ve yeraltı sularımız, azımsanamayacak miktarda noktasal ve yayılı kirletici yüklerinin etkisi altında kalmaktadır. Günümüzde, su kaynaklarının ve kalitesinin korunması, koruma ve kullanma dengesi içerisinde sürdürülebilirliğinin sağlanması, bunun için bütün faktörlerin bütünleşik bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve yönetilmesi gelecek nesillere bırakacağımız su mirası yönünden büyük önem taşımaktadır" dedi.
Su kalitesinin iyileştirilmesi maksadıyla deşarj standartlarının sağlanabilmesi bakımından kirletici kaynakların kontrolü, diğer bir deyişle, kentsel ve sanayi atık suların yeterli seviyede arıtılması gerektiğini belirten Kınacı, “2003 yılında atık su arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna mertebesi yüzde 38 iken, 2012 yılında bu seviye yüzde 72’ye çıkmış, 2014 yılında ise yüzde 77’ye ulaşmıştır. Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen belediye sayısı 2003 yılında 278 iken, 2012 yılı sonunda 554’e yükselmiştir. 2014 yılı itibariyle Atıksu Arıtma Tesisi Sayısı 563’tür. Bunun yanı sıra, en son verilere göre (TÜİK, 2012), deşarj edilen soğutma suları dikkate alınmaksızın, oluşan sanayi atıksuların yalnızca yüzde 52’si arıtmaya tabii tutulmaktadır. Su kaynaklarımızın bütünleşik bir yaklaşımla tek elden yönetiminin sağlanması ve su yönetiminde koordinasyon eksikliğinin giderilmesi maksadıyla, 645 Sayılı KHK ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde Su Yönetimi Genel Müdürlüğü 4 Temmuz 2011 tarihinde kurulmuştur. Genel Müdürlüğümüzün kuruluşundan itibaren su kirliliğinin kontrol altına alınması ve önlenmesi ile su kaynaklarımızın koruma-kullanma dengesi gözetilerek sürdürülebilir kullanımın sağlanmasını teminen ve Avrupa Birliği çevre müktesebatına uyum süreci kapsamında pek çok çalışma yürütülmüştür” şeklinde konuştu.
Su yönetiminde havza bazlı yaklaşım benimsendiğini ve 25 havza için "Havza Koruma Eylem Planları" hazırlandığını kaydeden Kınacı şöyle devam etti:
“Gediz Havzası Koruma Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya alınmıştır. Yoğun kirlilik sorunları yaşanan sıcak noktalar için "Su Kalitesi Eylem Planları" hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Su kaynaklarında içme suyu kalite standartları ve kalite durumları belirlenmiştir. Havza bazında hassas alanların ve su kalitesi hedeflerinin belirlenmesine ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Gediz Havzası’nda yeraltı sularının kirlilik durumunun belirlenmesi çalışmaları yürütülmektedir. 19 havza için Su Çerçeve Direktifi gereklilikleri ile uyumlu şekilde izleme programları hazırlanmıştır. İzleme programları DSİ Genel Müdürlüğü tarafından uygulanmaktadır. 2015 yılı sonu itibariyle 6 havza için de izleme programlarının tamamlanması planlamaktadır. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından izlemelere 2016 yılında başlanacaktır. Büyük Menderes Havzası’nda 1 yıl boyunca Su Çerçeve Direktifi gereklilikleri ile uyumlu şekilde izleme çalışmaları yürütülmüştür. Ulusal Su Bilgi Sistemi’nin kurulmasına ilişkin çalışmalar başlatılmış olup, 2017 yılında çalışır hale gelmesi planlanmaktadır. Söz konusu çalışmaların yanı sıra, hepinizin de bildiği gibi, siz değerli paydaşların da katkılarıyla, noktasal kaynaklı deşarjlar ve yayılı kaynaklı kirlilik sonucunda kıyı ve geçiş suları dâhil yerüstü su kaynaklarında bulunan tehlikeli maddelerin tespit edilmesi ve bunların insan ve çevre sağlığı için herhangi bir olumsuz etki oluşturmaması için alıcı ortamda aşılmaması gereken limit değerleri, diğer bir deyişle, çevresel kalite standartlarının (ÇKS) belirlenmesi maksadıyla Bakanlığımız tarafından 3 proje yürütülmüştür. Bu projeler; İçsularda noktasal kaynaklı kirliliğin araştırılması maksadıyla yürütülen ’Tehlikeli Madde Kirliliğinin Kontrolüne İlişkin (TMKK) Proje" (2011-2013), Kıyı ve geçiş sularında gerçekleştirilen "Ülkemiz Kıyı ve Geçiş Sularında Tehlikeli Maddelerin Tespiti ve Ekolojik Kıyı Dinamiği (KIYITEMA) Projesi’, (2012-2014) Tarımsal faaliyetlerden gelen tehlikeli maddelerin, pestisitlerin, araştırılmasına yönelik olarak yürütülen BİKOP Projesi’dir (2012-2014). Yerüstü su kaynaklarımızda bulunması muhtemel ülkemize özgü noktasal ve yayılı kaynaklı tehlikeli maddeler tespit edilmiş, Noktasal kaynaklı tehlikeli maddeler için kapsamlı bir sektörel envanter çıkarılmış, Yayılı kaynaklı bitki koruma ürünleri için ürün deseni bazında envanter oluşturulmuş, Bu maddelerin alıcı ortamlardaki seviyelerinin tespit edilmesi maksadıyla 1 yıl süre ile izleme çalışmaları yürütülmüş, Söz konusu 3 projenin tamamlanmasını müteakip, proje çıktılarının bir arada değerlendirilmesi maksadıyla Bakanlığımız tarafından çalışmalar yürütülmüş olup, bu çalışmaların sonucunda noktasal kaynaklı 117, yayılı kaynaklı 133 tehlikeli madde spesifik kirletici olarak önerilmektedir. Söz konusu maddeler belirlenirken, maddelerin ülkemizde kullanım durumu ve miktarları, risk dereceleri, tehlikelilik özellikleri ve projeler kapsamında yürütülen alıcı ortam izleme çalışmaları dikkate alınmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, ülkemize özgü spesifik kirleticiler için ulusal bazda geçerli olacak çevresel kalite standartlarının 2015 yılı sonuna kadar 30.11.2012 tarihli ve 28483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği’ne aktarılmasıdır. Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının Gediz Havzası’nda Uygulanması Projesi’nin hayata geçirilmesi ile, Günlük Maksimum Toplam Yük Yaklaşımının (GMTY) ülkemizde uygulanmasına yönelik yasal, idari ve teknik boşluk analizinin yapılarak giderilmesi yönünde öneriler sunulması, söz konusu proje ile; su kaynaklarımız üzerinde yoğun baskı oluşturan noktasal ve yayılı kaynaklı kirleticiler için alıcı ortamların mevcut kalitesinin ortaya konularak, 2015 yılı sonu itibariyle mevzuata aktarılması planlanan ÇKS’lerin aşılıp aşılmadığının kontrolünün yapılması, ÇKS’lerin aşıldığı durumlarda ise yük bazında kirlilik azaltım ihtiyaçlarının belirlenmesi, Bu yaklaşımın Gediz Havzası’nda uygulanarak bütün noktasal ve yayılı kirletici kaynaklar için kirlilik azattım senaryolarının üretilmesi, Deşarj standartlarına geçiş sırasında izlenmesi gereken yöntemin ortaya konulması ve belirlenen yöntem doğrultusunda havzada GMTY’si belirlenen parametrelere ilişkin deşarj standartlarının geliştirilmesi, Diğer havzalarda da uygulanabilecek bir metodolojinin belirlenmesi çalışmaları gerçekleştirilecektir.”
Konuşmaların ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülkü Yetiş “Su Kaynakları İçin Risk Teşkil Eden Tehlikeli Maddeler: Kavram ve Zararlı Etkileri” konulu sunum yaptı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!