Tiroid nodülü ve kanserle ilişkisi

Güncelleme Tarihi:

Tiroid nodülü ve kanserle ilişkisi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2022 23:24

Prof. Dr. Özgür Ömür, tiroid nodüllerinin çoğunun kötü huylu olmadığını, ancak yüzde 10-20kadarının kanser riski taşıdığını belirterek, tiroid nodülleri ve kanserle ilişkisi hakkında bilgiler verdi.

Haberin Devamı

TİROİD nodüllerinin, özellikle kadın nüfüsta tüm toplumlarda çok yaygın olduğunu kaydeden Ege Üniversitesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Ömür, çoğu tiroid nodülünün kötü huylu olmadığını ve herhangi bir yakınmaya yol açmadığını söyledi. Ancak yüzde 10-20 kadarının kanser riski taşıdığını ifade eden Ömür, “Hangi nodülün kanserli olduğu kan tahlilleri ya da bulgulara göre anlaşılamaz. Çoğu kanserli tiroid nodülü yıllar içerisinde yavaş büyüyen nodüller şeklinde ortaya çıkar ve doktorunuz bunları keşfettiğinde henüz küçük olabilir. Hatta bazıları dokunarak fark edilemeyecek küçüklükte olabilir. Kan tahlillerinizde hiçbir bulguya neden olmayabilir. Çok saldırgan özellikte olan tiroid kanserleri, büyük, sert, sabit ve hızlı büyüyen nodüllere neden olabilir. Ancak bu çok nadir bir durumdur” dedi.

Haberin Devamı

RUTİN TARAMADA ORTAYA ÇIKAR

“Doktorunuzun yaptığı rutin tıbbi muayene sırasında ya da başka bir nedenle yapılan taramada ortaya çıkarılana kadar tiroid nodülünüz olduğunu çoğu zaman bilemezsiniz” diyen Ömür, “Ancak bazı tiroid nodülleri görünecek ya da sizin boynunuza dokunduğunuzda elinize gelecek kadar büyüyebilir veya yutmayı, nefes almayı zorlaştırabilir” diye konuştu.

DOKTORA NE ZAMAN BAŞVURULMALI?

“Tiroid nodüllerinin birçoğu kanserli olmamasına ve ciddi sorunlar yaratmamasına rağmen, özellikle nefes alma veya yutma güçlüğü çekiyorsanız, mutlaka doktorunuza başvurmalısınız” diyen Prof. Dr. Özgür Ömür, bunun dışında boyunda şişlik fark edildiğinde, özellikle ağrılı olmayan, bir iki hafta içinde geçmeyen ve zaman içerisinde büyüyen türlerde muayene olunması ve sonrasında ultrasonografi ile değerlendirilmesinde fayda bulunduğunu bildirdi.

TANI VE TEDAVİ

FİZİKİ muayene, ultrasonografi, gereken durumlarda sintigrafi ve tiroid fonksiyon testleri nodüllere yaklaşımı belirlediğini kaydeden Ege Üniversitesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Ömür, şu bilgileri verdi: “Ultrasonografi, tiroid nodüllerinin boyut ve özellikleri yanı sıra kötü huylu olma olasılıkları konusunda önemli bilgi vermektedir. Ultrasonografik olarak yüksek riskli grupta değerlendirilen nodüllerde biyopsi veya cerrahi uygulanır. Tiroid kanserleri cerrahi ve sonrasında gerekli olgularda uygulanan radyoaktif iyot ile tedavi edilebilir olan kanserlerdir. Erken tanı ve müdahale, hastalık yaygınlığının önlenmesinde büyük rol oynamaktadır. Radyoaktif iyot tedavisi halk arasında ‘atom tedavisi’ olarak bilinen, normal ya da kanserli tiroid hücrelerini hedefleyen radyasyon temelli bir tedavidir. Hedefe yönelik tedavilerin en eskilerinden olup yılların tecrübe ve bilgi birikimiyle güvenle uygulanabilen, yan etkisi çok az olan, çocuklardan ileri yaşlara kadar tüm yaş gruplarındaki hastalarımız tarafından rahatlıkla tolere edilebilen bir tedavidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!