Öz güvenli çocuk yetiştirmek

Güncelleme Tarihi:

Öz güvenli çocuk yetiştirmek
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2021 21:57

Hayattanhep alacaklıolduğunainanan çocuklar yetiştirmemeninen kısa yolu,ailelerininsadece refahına değil,hayatına daortakolmalarıiçin çabagöstermek.

Haberin Devamı

F ATİH Sultan Mehmet, çocukken çok yaramaz bir öğrenciydi. Ders esnasında yaptığı şımarıklıklarla hocası Akşemseddin’i çileden çıkarmıştı. Hocası kendisine kızdığı zaman hemen “Ben Padişahın oğluyum, bana bir şey yapamazsın” deyip tehdit ederdi. Bu durumu padişaha şikayet etmeyi edepsizlik sayan Akşemseddin, durumu II. Murat’a anlatamıyordu. Ancak gün geldi artık küçük Mehmet’in yaptığı yaramazlıklar çekilmez hale geldi. Bunun üzerine destur dileyip II. Murat’ın huzuruna çıktı. “Padişahım size bir hususu arz edeceğim ancak haya ediyorum” deyince, II. Murat, “Buyur çekinmeden anlatabilirsin” dedi. Bu söz Akşemseddin’i rahatlattı ve başladı olayı anlatmaya. “Padişahım oğlunuz, ciğer pareniz Fatih çok yaramaz, onun yaramazlıkları yüzünden ders işleyemiyorum, kendisine kızdığım zamanda hemen sizinle beni tehdit ediyor” deyince, II. Murat Akşemseddin’in yanına gelerek kulağına bir şeyler fısıldadı. II. Murad’ın kulağına söylediği sözleri duyan Akşemseddin çok şaşırır. Bu planı uygulamak mümkün değildir. Plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemez ve “bu iş olacak” der.

Haberin Devamı

PLAN MUHTEŞEM İŞLER

Ertesi gün derste Sultan Mehmet yine yaramazlık yapıyordu. Akşemseddin’in uyarısına aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi. Bu olay karşısında Akşemseddin hiddetlenerek Padişah’a bağırır ve bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını ister. Padişah, mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diler ve dışarı çıkar. Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulur ne yapacağını şaşırır. Güvendiği babası hocasından azar işitmiştir. Fatih Sultan Mehmet allak bullak olur. Az sonra kapı vurulur ve Padişah mahcup bir şekilde özür dileyerek içeri girer. Plan muhteşem bir şekilde işlemişti. O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı. Sultan Mehmet’in hayatıyla ilgili eserleri inceleyen, onu Fatih olma yolunda hazırlayan eğitimi merak edenler, hocası ve sultan babasıyla yaşadığı bu olayı bilirler. İşte Akşemseddin’in kulağına fısıldanan muhteşem plan, işte çocuk eğitimi, işte koskoca Padişah’ın sırf çocuğun terbiyesi için gözünü kırpmadan azarlanmayı göze alması. Çocuk yetiştirmek; onu iyi bir okula, iyi bir öğretmene, iyi bir kursa göndermekle bitmiyor. Eğitim ilk önce ailede başlar. Anne-babalar çocuklarını yetiştirirken çoğu zaman neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veremiyor. Çocuklarını, acı, üzüntü ve hayal kırıklıklarından uzak tutarak, her şeye hakkı olduğunu zanneden bireyler olarak yetiştiriyor. Çünkü bütün aileler çocukları başarılı, öz güvenli olsun istiyor.

Haberin Devamı

SORULARI DEĞİŞTİRELİM

Günümüzde başarıdan anlaşılan, meslek ve pozisyon sahibi, para kazanan, tanınan bir insan olmak. Bu da çocuğa eğitim sırasında “en iyi sen olmalısın” mesajına dönüyor. Çocuklar için başarı tek ölçü olunca, “ne yaparsan yap insanların önüne geç” durumu ortaya çıkıyor. Yani başarısızlığı eşittir değersizlik olarak algılıyor. Başarısız olduğunda kendine değer verilmeyeceğini düşünüyor. Öz güven, başkaları beni nasıl görüyor sorusunun cevabı ve başarı endeksli. Dolayısıyla başarısız olunca öz güven yerle bir oluyor. Daha değerli olan “Başkaları değil, ben kendimi nasıl görüyorum” sorusu. Bu da öz saygısı yüksek olan bireylerin özelliği. Öz saygısı olan insanlar başarısızlık halinde ne yapması gerektiğini düşünür ve değerlerinin sadece okul başarısına bağlı olmadığını bilir. Öyleyse dünyanın en başarılı çocuğunu yetiştirmek yerine, dünya için iyi bir insan yetiştirmek gibi daha gerçekçi bir hedefin arkasından gitsek daha doğru olmaz mı? Aile bireyleri beraberken “Ödevlerini yaptın mı? Sınavdan kaç aldın?” gibi en başarılı olma idealinin peşinden koşturan sorular yerine, “Bugün ne başardın, kime yardım ettin” gibi sorular sorarak, çocuklarımızın daha iyi insan olmalarına katkı sağlamaz mıyız?

Haberin Devamı

DİPLOMALI AMA EĞİTİMSİZ

Hayattan hep alacaklı olduğuna inanan çocuklar yetiştirmemenin en kısa yolu, ailelerinin sadece refahına değil, hayatına da ortak olmaları için çaba göstermek. Ailenin hayatına katkıda bulunmanın çocuğun görevleri arasında olduğunu, bunun için ödül beklememesini ona öğretebiliriz. Bugün ailelerde çocuklardan beklenen tek şey dersine çalışması. Halbuki ülkemizde kırsal bölgede çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren ailenin hayatına katkıda bulunmayı kendileri için bir ayrıcalık kabul ediyor. Öz saygıları gelişiyor ve değerli olduklarına inanıyorlar. Bunun için köylerimizde tarlada çalışan, dağlarda çay toplayan, meyve bahçelerinde ürün toplayan çocuklara bakın. Bu çalışma, onlara aile hayatının bir parçası olduğunu hissettiren muhteşem bir etkinlik. Aynı şey şehirlerdeki aile hayatlarında da ev işleri paylaşılarak yapılabilir. Eğitimin ne olduğunu II. Murat kadar olmasa da en azından kendi çocuğunu yanlış yollara sürüklemeyecek kadar idrak etmiş anne ve babalara ihtiyaç var. Unutmayalım çocuklar şımarık doğmazlar, diplomalı ama eğitimsiz ebeveynler tarafından şımartılırlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!