Anal fistül ve anal apse hakkında bilmeniz gerekenler

Güncelleme Tarihi:

Anal fistül ve anal apse hakkında bilmeniz gerekenler
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2023 16:34

KALIN bağırsağın son kısmıyla makat yüzeyi arasında oluşan, anatomik olarak normal olmayan yollara ‘anal fistül’ adı verildiğini belirten Kolorektal Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Göztok, “Çoğunlukla makat bölgesinde apse oluşumu sonrasında gelişirler. Kalın bağırsağın son kısmında bir iç ağız ve makat çevresinde bir dış ağız bulunur. Anal fistülün en bilinen belirtisi, anal bölge çevresinden sürekli kötü kokulu akıntının olmasıdır. Bazen bu iç ve dış ağızlar geçici olarak kapanıp tekrarlayan apse oluşumlarına neden olur. Bu durum makat bölgesinde kızarıklık ve şiddetli ağrıyla karşımıza çıkar” dedi.

Haberin Devamı

 

STRES TETİKLİYOR

Fistülün makat bölgesindeki dış ağzından gaz çıkışları görülebildiğini söyleyen Op. Dr. Mustafa Göztok, “Bunun nedeni dış ağızla bağırsak içindeki iç ağızın birbiriyle bağlantılı olmasıdır. Son yapılan çalışmalar anal fistülü bulunan hastalarda yüzde 80 yoğun stresli dönem ve anksiyete bozukluğu tanımlanmıştır. Fistül hastalığını tek başına tedavi etmek genellikle yeterli olmaz. Hastanın bu durumda anksiyete bozukluğu giderilmeli. Anksiyete düzeltilemezse, anal fistülün yüzde 50 oranında tekrarladığını bilmekteyiz” diye konuştu.

LAZER TEDAVİSİ

Hastalığın tedavisinin cerrahi olarak yapılabildiğini söyleyen Göztok, şu bilgileri verdi: “Fistül makat kaslarının içinden geçmiyorsa, fistül hattının küçük cerrahiyle çıkarılması ve bölgenin temizlenmesi yeterli olabilmektedir. Perianal fistüllerin büyük çoğunluğu makat kaslarını içine almaktadır. Perianal fistülde iki aşamalı mikro invaziv cerrahi, seton ve lazer uygulamalar, tedavide başarı oranını yüzde 90’a çıkarmaktadır. Perianal fistül makat kaslarını tutuyorsa, o zaman amaç makat kaslarına zarar vermeden bu cerrahiyi yapmaktır. Bir çok ameliyat yöntemi denenmiş olsa da bu hastalığın tedavisinde başarı oranı yüzde 50’yi geçmemiştir. Kendi klinik deneyimlerimizde ve literatürlerde iki aşamalı mikro invazif cerrahinin ilk aşamasında fistül yoluna seton koymak ve enfeksiyon süreci kontrol altına alındıktan sonra 8-12 hafta içerisinde ikinci aşamada setonun çıkarılıp lazer uygulanması, bu hastalıkta tedavi başarı oranını yüzde 90’ın üzerine çıkarmaktadır. Bu iki aşamalı tedavi seklinin en büyük avantajı, makat kaslarına zarar vermeden tekrar tekrar uygulanabiliyor olmasıdır. Makat kaslarının zarar görmesi ya da yanlış bir cerrahi müdahale, tuvalet tutamama, yani gayta kaçırma sorunları oluşturabileceğinden, bu hastaların mutlaka deneyimli bir kolorektal cerrahi uzmanına ya da proktoloğa başvurması büyük önem taşımaktadır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!