"Filistin'e geçtiğiniz an 3'üncü dünya ülkesi ile karşılaşıyorsunuz"

Güncelleme Tarihi:

Filistine geçtiğiniz an 3üncü dünya ülkesi ile karşılaşıyorsunuz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2018 16:12

"Filistin'e geçtiğiniz an 3'üncü dünya ülkesi ile karşılaşıyorsunuz"

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA)-DEDESİ İsrail'i kuran 40 kişiden biri olan ancak daha sonra Lübnan savaşı sırasında, İsrail ordusunda görev yaparken madalyasını kabul etmeyerek aktivist olmaya karar veren Miko Peled, Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu'nun konuğu olarak İstanbul'a geldi.

Konferans öncesi DHA'ya konuşan Peled, yeğeninin intihar bombası eylemlerinin ardından öldürülmesiyle büyük bir acı yaşadığını belirtti ve nasıl aktivist olmaya karar verdiğini şöyle anlattı: "Genellikle büyük değişimler büyük travmalardan, büyük trajedilerden sonra yaşanır. Kızkardeşimin kızı bir bombalı intihar saldırısında hayatını kaybetti. Bu da beni İsrail'de Yahudilerin yaşadığı güvenli, temiz, konforlu yerlerden çıkıp Filistinlilerin nasıl yaşadığını görmeye zorladı. Çünkü İsrail'de Filistinliler ve İsrailliler birbirine çok yakın yerlerde yaşıyor. Ancak birbirlerinden tamamiyle ayrılmış durumdalar. Dolayısıyla tamamen farklı hayatlar yaşıyoruz, yaşadığımız alanlar tamamiyle birbirinden farklı. Benim yaşadığım yer çok Avrupai bir yerdi. Filistin tarafı ise çok farklıydı. Diğer tarafa geçtiğinizde bir anda 3'üncü dünya ülkesi ile karşılaşıyorsunuz. Her yer kırık dökük çünkü hiçbir hizmet alamıyorlar. Filistinlileri tanıdıktan, onlarla konuştuktan sonra ise Filistin'de ne olduğuna dair bir fikrim oluştu. Filistinlilerin toprağını almanın adaletsizliğini, İsrail'in yaptığı adaletsizliği anladım. Beni buraya getiren süreç buydu.

"YETİŞTİRİLME TARZIM ÇOK MİLLİYETÇİ VE SİYONİSTTİ"

Filistinlilerin işgal altında olduğunu söyleyen Peled sözlerine şu şekilde devam etti: "Yetiştirilme tarzım çok milliyetçi, çok Siyonist bakış açısıydı ancak yine de bir adaletsizlik olduğunu anlıyordum. Filistinlilerin işgal altında olduğunu biliyordum. İsrail devletinin yaratılışının en başından itibaren Filistinlilerin ülkelerinden, topraklarından kovulduğunu biliyordum ve insan kötü bir şok yaşadığında bu durum insanı yeniden düşünmeye, inandığın her şeyi yeniden sorgulamaya zorluyor. Birden insan 'Neden 3 genç erkek kendisini öldürsün ki. Bu hiç mantıklı değil' diyorsun. Daha sonra baskıyı ve gücün dengesizliğini anlıyorsun. İsrail'in çok büyük bir askeri gücü var ve Filistinlilerin hiç askeri gücü, ordusu, tankı, savaş uçağı yok. Filistinlilerin yaşadığı bölgeye seyahat ettiğim zaman farkı gördüm. Bu yüzden benim için çok doğal bir sonuçtu böyle olmak. Görebildiğim tek seçenek buydu."

"LÜBNAN SAVAŞI BİRÇOĞUMUZ İÇİN BİR KIRILMA NOKTASIYDI"

1992 yılında İsrail ordusu adına Lübnan'da savaşırken rütbesini geri vererek ordudan ayrılmaya karar veren Peled, bu kararı nasıl verdiğini ise şöyle anlattı: "Lübnan savaşı benim yaşlarımdaki birçok insan için bir kırılma noktasıydı çünkü o noktaya kadar İsrail savaşa giriyorsa, bizim de savaşa katılmamız gerektiğine inandırılmıştık. Çünkü ülkemizi savunuyor, onu kurtarıyorduk ama Lübnan öyle bir yer değildi.

Lübnan'da hükümet her zaman yalan söylüyordu, askeri yetkililer yalan söylüyordu. Ülkenize inandığınızda, hükümetinize inandığınızda, ordunuza güvendiğinizde, özellikle generallerinize güvendiğinizde ve aniden tüm bu yalanları görüyorsunuz. Bu büyük bir travma ve hayal kırıklığıydı. Birden aydınlanıyorsunuz. Hükümetin ve ordunun tek düşüncesi savaşmaktı ve çok fazla insan öldü. Nihayetinde 2 yıl sonra savaş tam olarak bittiğinde ise her askere birer madalya verilmişti. Ben de o madalyayı attım. Bunun hikayesi buydu ama birçok insan için dönüş noktası olmuştu o savaş."

"AİLEM BANA KARŞI ÇIKMIYOR"

Ailesinin kendisine çok fazla karşı çıkmadığını ve aşağı yukarı aynı fikirleri paylaştığını söyleyen Peled, "Ailemle aynı şeyleri yaşadık, benzer deneyimlerimiz oldu. İsrail hükümeti söylediklerime katılmıyor ve söylediklerimden hoşlanmıyor ama bence 'İsrail terörist bir devlet' kısa bir süre önce Cumhurbaşkanınız Erdoğan da söylemişti sanırım ve bence haklıydı. Normalde insanlar Filistinlilerin terörist olduğunu düşünüyor ve İsrail'in haklı olduğunu düşünüyor. İsrail'in yaptığı ülke terörizmi ama asıl mesele bu değil. Gerçek şu ki, İsrail ordusu terörist bir yapılanmadır. Ordu olsalar, tüm askeri araç gereçleri olsa bile aslında onlar terörist ve Filistinliler direnişçi. Direniş her zaman bir baskıya cevap vermek demektir. O yüzden Cumhurbaşkanınız bence söylediklerinde haklıydı. Benim de geldiğim nokta şu ki, İsrail terörist bir eyalet."

"TAMİMİ AİLESİ TAM BİR SAVAŞÇI"

Evlerinin önünde bir İsrail askerine yumruk attığı için şu anda hapiste olan ve 'Filistin'in Cesur Kızı' adı ile anılmaya başlanan Ahed Tamimi ile ilgili de konuşan Peled, sözlerini şöyle noktaladı, "Tamimi ve ailesi gerçekten savaşçı bir aile. Babası hapse girdi, annesi hapse girdi, annesi vuruldu, erkek kardeşi vuruldu, başka bir erkek kardeşi hapse girdi. Tüm aile şiddete başvurmayan direnişçi bir aile. Birkaç yıl önce de buraya Türkiye'ye gelmişti. Ancak şimdi minicik elleri kelepçeli fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Her 10 günde bir gözaltı süresini uzatıyorlar ve henüz duruşma görülmedi. Yaptığı şey ise bir teröristi evinin önünden kovmaktı. Eğer aynı şeyi biz yaşasaydık benim kızımın da aynısını yapmasını isterdim."

(FOTOĞRAF - VİDEO)

- Miko Peled röportaj

- Konferanstan görüntüler

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!