Başaslan, GKV'de akademik seminer verdi

Güncelleme Tarihi:

Başaslan, GKVde akademik seminer verdi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2018 09:35

Başaslan, GKV'de akademik seminer verdi

Haberin Devamı

GAZİANTEP,(DHA)- AKADEMİSYEN iletişim uzmanı ve eğitim danışmanı Zaim Başaslan, GKV ailesine etkili eğitim iletişimi ve farkındalığı anlattı.
2018-2019 eğitim-öğretim dönemi Mesleki Çalışma Programı kapsamında verilen hizmetiçi eğitim seminerlerinde Eğitim Danışmanı ve İletişim Uzmanı Gaziantep Üniversitesi öğretim görevlisi Zaim Başaslan 'Eğitim İletişimi ve Farkındalık' konusunda tüm Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları akademik kadrosuna seminer verdi. Aynı zamanda GKV Özel Liseleri mezunu olan iletişim uzmanı Zaim Başaslan eğitim zemininde doğru iletişimin önemi, öğretmen-öğrenci-idareci-personel iletişimi ve farkındalık konularında öğretmenleri aydınlattı. Başaslan dikkat çekici konulara da değindiği seminerinde, "Eğitim kavramı doğru ve etkili bir iletişimci olmayı mecbur kılar. Ancak öğrenci ile öğretmen iletişimine velinin dahil olmaması halinde salt akademik başarı sağlansa da öğrenci açısından manevi tatmin söz konusu olamaz. Bu durumda öğrenciyi üzerine çok fazla ağırlığın yüklendiği üç ayaklı bir sehpa gibi düşünebilirsiniz; içinde ailenin, velinin olmadığı bir eğitim iletişimi sürecinin öğrenci açısından verimli olma ihtimali söz konusu değildir. Kendisinden hem okulda, hem ailede hem de toplumda sadece ama sadece salt başarı beklenen çocuğun bu yükün altından başarılı ve mutlu kalkabilmesi bu üç ayağın sağlam ve tutarlı olmasına bağlıdır.  Bu nedenle ailelerin çocukla okul/öğretmen arasındaki iletişime etkin olarak müdâhil olması verimli başarı için çok önemlidir. Çocuğu sadece kaliteli ve başarı odaklı bir okulda okutmak çocuğu başarılı yapabilir ancak aile ile arasında köprü kurmaz. Salt başarı endeksli yetiştirilen ve etkin iletişim kurulmayan öğrenciler sınavlarda başarılı olsalar da mutlu olamazlar. Bu konuda öğrenci velileri kendi çocuklarının başarıları kadar gerçek mutlulukları için de çaba sarf etmeli koordineli bir şekilde çocuk-öğretmen-aile iletişimini mutlaka önemsemelidir" dedi.
İletişimin eğitim zeminindeki normlarının bir çok parametreden oluştuğunu vurgulayan Başaslan iyi bir eğitimci ile öğretmen arasındaki farkı oluşturan parametrenin etkili ve samimi iletişim olduğunun altını çizdiği konuşmasına şöyle devam etti:
“Öğretmen ile eğitmen arasında çok ince bir çizgidir. Biri bilgiyi öğretirken öteki bilgiye ulaşmayı ve onu etkili kullanma konusunda örnek oluşturur. Burada 'örnek' kelimesi büyük bir özgül ağırlığa sahiptir. Çünkü öğrenci bilgiyi öğrenir ama öğretmeni örnek alır. Örneğin argo konuşmanın ne kadar yanlış olduğunu anlatan bir öğretmeni günlük hayatta bir kez argo konuşurken gören öğrenci duyduğunu değil gördüğünü örnek alacaktır. İyi bir eğitmen olmanın altın kuralı anlatmak yerine yaşamaktır. Zaten doğru ve etkili iletişimin bir başka sırrı da budur. Öğretmenliği kutsal bir meslek yapan da budur."
İletişimin gücünü akademik başarı ve mutluluğa dönüştürmenin ancak farkındalıkla mümkün olduğunun özellikle altını çizen Başaslan, “Farkındalık konusunu çok komplike bir hale getirip uygulanabilirliğini zorlaştırmanın anlamsız olduğunu söylemeliyim. İletişimin her şey olduğu gerçeği ışığında yaşadığımız hayatın aldığımız nefesin, soluduğumuz havanın, doğan-batan günün güneşi görebilmenin, sevdiğimizden gelen bir samimi gülüşün, içten sessiz bir sarılmanın bazen bir çocuğun başını okşamanın, konuştuğumuz daha doğrusu konuşabilir olduğumuz gerçeğinin, duyduğumuz bir kuş sesinin, hissettiğimiz bir akşam rüzgarının kısacası kıymeti bilinesi hayatın kıymetini bilmenin ta kendisidir farkındalık. Dolayısıyla farkında olarak yaşamak, farkında olarak dinlemek, farkında olarak görmek, farkında olarak hissetmek ve tüm bunları empati formuyla yoğurmak iletişimin başka bir dinamiğine muhtaç olmaksızın verimli ve doğru iletişim için yeterlidir. İletişim yetisi öğrenilebilecek karmaşık sarmallardan oluşmaz, aksine doğuştan hepimiz kusursuz birer iletişimci olarak doğarız. Bunun için çocukların samimiyetine bakmak yeterli olacaktır. Dolayısıyla doğru iletişim kurmak, öğrenilecek yeni bilgilerle değil öz benliğimizde var olan yetilerimizi ortaya çıkarmak ya da hatırlamakla mümkündür. İşte iyi eğitimcinin farkı burada ortaya çıkar. İyi bir eğitimci kendinden başlayarak çocuksu samimiyet ve içtenliğin kılavuz olduğu ve öğrencinin içinde saklı olan yahut henüz kendisinin hatta ailesinin bile farkında varmadığı cevheri gözlemleyerek doğru yaklaşımla ve etkili yönlendirmeyle başarılı ve mutlu bireyler yetişmesini sağlar. Çünkü iyi bir birey yetiştirmek aynı zamanda gelecek neslin kurtuluşu ve refahı için atılan bir manevi yükü ağır bir adımdır. Öğretmen mi? Yoksa iyi bir eğitimci mi? Olduğunuzu, yıllar sonra yaşlanıp emekli olduğunuzda sizi gören eski öğrencilerinizin davranışlarından anlayabilirsiniz” şeklinde konuştu.  
Eğitimin, toplum inşaatının bizzat kendisi olduğunu ifade eden Başaslan, konferansın sonunda şunları şöyledi:
“Hocalarım, ben de bir mezunu olarak burada olmanın ne demek olduğunu iyi biliyorum, yaptığınız iş ise dünyanın en kutsal mesleklerinden biri belki de en kutsalı sayılabilir. Dolayısıyla dünya üzerinde yaptığı işi en çok önemsemesi gereken sizlersiniz ve akademi dünyası olarak bizleriz. Bizler sadece çocuk yetiştirmiyoruz. Bir toplum inşa ediyoruz. Bugünkü nesil 25 yıl öncesinin inşaatı ve bizim inşaatımız da 25 yıl sonrasının yapıları olacaktır. Bu kutlu bayrak yarışında GKV ailesi olarak eğitim iletişiminin, bireysel iletişimin ve örgütsel koordinasyonun ve el birliğinin çok büyük önem arz ettiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Çünkü bu misyon gerçekten farkında olarak uygulanmazsa gelecek nesiller adına yeni dünya düzeninde kaygı verici bir manzaradan bahsetmek zorunda kalmamız maalesef ki kaçınılmaz. Daha çok ve verimli şekilde üreten, sorgulayan, farkında olan manevi değerlerine bağlı çalışkan nesiller için gerçekten yapacak çok işimiz var. Çünkü dünya geçici kiralık bir meskenden ibaret ve bizden sonra çocuklarımız kullanacak. Tuvaletlerin duvarlarına bile uyarı olarak yazdığımız şeyi bütün dünya ve insanlık için uygulamalı ve 'Dünyayı çocuğumuz nasıl bulsun istiyorsak öyle bırakmak' için uğraşmalıyız."
FOTOĞRAFLI
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!