Dr. Tunç: Cinsel istismarın yüzde 85'i gizli kalıyor

Güncelleme Tarihi:

Dr. Tunç: Cinsel istismarın yüzde 85i gizli kalıyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 05, 2017 10:14

Dr. Tunç: Cinsel istismarın yüzde 85'i gizli kalıyor

Haberin Devamı

Faruk KAHRAMAN / BURSA (DHA) - ULUDAĞ Üniversitesi’nde (UÜ) çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda doktora yapan Sağlık Bilimleri Fakültesi Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Gülseren Çıtak Tunç, kız çocuklarının 5'te 1'inin, erkek çocukların ise 12'de 1'inin çocukluk döneminde cinsel istismara uğradığını söyledi. Dr. Tunç, cinsel istismarların yüzde 85'inin gizli kaldığını savundu.
Uludağ Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) desteği ile 'Okul öncesi Çocuklar İçin Beden Güvenliği Eğitimi' konusunda doktora tez çalışması yapan Dr. Gülseren Çıtak Tunç, daha sonra bu konuyla ilgili olarak 'Kendi Bedenimin Patronuyum' adlı program kitabını yayımladı. Türkiye'de çocuk istismarındaki artışın endişe verici olduğunu kaydeden Dr. Tunç, kızların 5'te 1'inin, erkeklerin ise 12'de 1'inin çocukluk döneminde cinsel istismara uğradığını söyledi. Dr. Gülseren Çıtak Tunç, yaşanan cinsel istismarın önlenebilmesi için hazırladığı 7 günlük eğitim programından çok önemli sonuçlar aldığını belirtti.
DOĞRU EĞİTİM ŞART
Çocuklara öncelikle 'özel bölge' ve 'özel bölgede yer alan beden bölümlerinin' doğru terimler ile öğretilmesini, ardından kendi bedenlerinin patronu olduklarının kavratılmasını isteyen Dr. Gülseren Çıtak Tunç, şöyle devam etti:
"Okul öncesi 3- 6 yaş döneminde anaokuluna giden, tuvalet alışkanlığı kazanmış çocukları, bedenlerine yönelik 'uygun dokunma' ve 'uygun olmayan dokunmayı' ayırt etmeleri için eğitmeliyiz. Küçük yaşta kazanılan bu beceriler, ileriki yaşlarda da çocukları istismardan korumaya devam edecektir. Yaptığım araştırmanın başlangıcında her dört çocuktan biri, istismar özelliği taşımayan uygun dokunma taleplerine de 'hayır' demiştir. Bunun başlıca nedeni ise ebeveynlerin, koruma amacıyla çocuklardan tüm dokunmaları reddetmelerini istemesidir. Verilen eğitim sonrasında ise çocukların tümü istismar özelliği taşımayan bu 'uygun dokunmaları' doğru tanımlamıştır. Daha sonraki aşamada; Kendini korumaya yönelik olarak 'hayır' deme ve 'ortamdan uzaklaşma' becerileri çocuklara kazandırılmıştır. Burada doğru hamle böyle bir durumda çocuğun 'hayır' dedikten hemen sonra 'ortamdan uzaklaşmasıdır'. Eğer çocuk uygun olmayan dokunma talebinde bulunan kişiye vurmaya kalkar ve çığlık atmaya başlarsa, istismar girişiminde bulunan kişi çocuğun öldürülmesine kadar giden bir saldırganlık davranışı gösterebilir. Çocukların hayatta kalması için bu çok önemli."
'SIR', İSTİSMARI TEKRARLATIYOR
Cinsel istismarın kolay kanıtlanacak bir olay olmadığını ifade eden Dr. Gülseren Çıtak Tunç, 'sır' kavramının bu konuda önemli bir etken olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklar sıklıkla, 'sır' diye nitelendirilen durumları iletmezler. Çünkü sosyalleşirken itaatkar olmaları öğretilir ve kendilerine yapılması söyleneni yaparlar. Sır olayı istismarı tekrarlanır kılan bir durumdur. Araştırmada çocukların 3'te 2'si bunu 'sır' olarak saklama eğiliminde idi. Cinsel istismarcıların büyük bölümü ya yakınları veya kendisiyle ilgilenen kişilerdi. Eğitim sonrasında bu çocukların tamamı uygun olmayan dokunma talepleri ile ilgili 'sır' rın saklanmaması gerektiğini öğrendi."
Dr. Gülseren Çıtak Tunç çocuklara yönelik cinsel istismarın azalmasında devlet sorumluluğunun, anne ve babanın bilinçli olması ve eğitimcilerin yeterli donanıma sahip olmalarının çok önemli olduğunu vurguladı.
FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!