Güncelleme Tarihi:
PROF. DR. AHMET URSAVAŞ: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi
ANTİVİRAL İLAÇLAR
Yeni koronavirüs ilk defa Çin’in Wuhan Eyaleti’nde Aralık 2019’un sonlarında, ateş, öksürük, nefes darlığı gelişen bir grup hasta üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, 13 Ocak 2020’de tanımlanmış olan bir virüstür. İnsan vücudunda gelişen bakteriyel enfeksiyonların tedavisi antibiyotikler ile mümkün olsa da virüsleri yok edebilen “antiviral ilaçlar” çok kısıtlıdır. Yeni koronavirüs tedavisi için etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir antiviral ilaç bulunmamaktadır. Bu alanda çok sayıda ilaç ve aşı geliştirme çalışmaları devam ederken, mevcut hastaları kurtarmak için destek tedaviler ile birlikte, daha önceki virüs salgınları sırasında kullandığımız antiviral ilaçlar verilmektedir. Buna rağmen COVID-19 özellikle yaşlı, ek hastalıkları bulunan veya bağışıklığı bozuk insanlarda ölümlere yol açmaktadır.
İMMÜN PLAZMA NEDİR?
Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direnci bağışıklık olarak tanımlanır. Hastalığı geçirip iyileşen kişilerde, diğer bakteri ve virüslerde olduğu gibi COVID-19’a karşıda bağışıklık gelişmektedir. COVID-19 geçiren ve iyileşen kişilerden elde edilen, plazma, serum veya antikor konsantrelerinin (immün plazma), halen hasta olan ve durumu kötüye giden kişilere uygulanmasının, tedavide etkili olabileceği ileri sürülmüştür. Bu uygulama “pasif bağışıklık transferi” olarak tanımlanabilir. İmmün plazmanın kullanımı ile ilgili kısıtlı sayıdaki çalışmada hastaların bu tedaviden yarar gördüğü bildirilmektedir. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) 24 Mart 2020 tarihinde “COVID-19 Konvansiyonel Plazma Araştırması - Acil Durum” bildirgesi ile bir tavsiye kararı yayınlamıştır. FDA, COVID-19'a karşı antikor içeren immün plazma kullanımının enfeksiyona karşı etkili olabileceğini vurgulamıştır. Bu bilimsel veriler doğrultusunda TC Sağlık Bakanlığı “COVID 19 İmmün Plazma Tedarik ve Kullanım Rehberi” oluşturmuştur.
KİMLER PLAZMA BAĞIŞÇISI OLABİLİR?
İmmün plazma bağışçısı olmak öncelikle gönüllülük esasına dayanır. Bağışçı olabilmek için aşağıdaki özellikler bulunmalıdır.
1) COVID-19 hastalığı geçirdiği, boğaz sürüntüsünde PCR testi “Pozitif” sonuç belgesi ile kanıtlanması gerekir.
2) COVID-19 hastalığının iyileştiği kanıtlanmalıdır.
a. Hastanede yatarak tedavi görmüş ise en az 24 saat ara ile 2 boğaz sürüntü örneğinin PCR test sonuçları “Negatif” bulunmalı ve klinik olarak iyileşmesinin üzerinden en az 14 gün geçmiş olmalıdır.
b. Tedavi ve karantina sürecini evde tamamlayan bağışçı adaylarının klinik olarak tam iyileşmesinin üzerinden en az 28 gün geçmiş ve bağış öncesinde
boğaz sürüntü örneğinin PCR test sonucu “Negatif” olmalıdır.
3) COVID-19 geçirmiş kişilerden, 65 yaş altında, başka bir hastalığı bulunmayan, daha önce kan nakli yapılmamış, erkekler veya doğum yapmamış kadınlar tercih edilir.
4) COVID-19 geçirmiş kişinin bağışçı olabilmesi için HIV, Sifiliz ve Hepatit testleri yapılarak bu hastalıkları taşımadığının gösterilmesi gerekir.
İmmün plazma nasıl uygulanır?
COVID-19 immün plazma kararı enfeksiyon hastalıkları, göğüs hastalıkları ve yoğun bakım uzmanı olmak üzere 3 uzman onayı ile verilir. ABO kan grubu uyumlu olmalıdır (AB kan grubu plazma transfüzyonunda genel vericidir). Rh kan grubu göz ardı edilebilir. Bu tedavi yönteminin yarar sağlayacağı COVID-19 hasta grubunu net olarak tanımlayacak yeterli sayıda bilimsel çalışma yoktur. COVID-19 tanısı kesinlik kazanmış ve çok yüksek olasılıklı olan hastalarda, semptomların başlangıcından itibaren 7-14. günde uygulanan diğer tedavilere rağmen kötüleşme olması durumunda, immün plazma uygulamasının yararlı olduğu bildirilmiştir.
FAZLA BAĞIŞ YAPILABİLİR Mİ?
İmmün plazma bağışı, ilk bağışın yapıldığı tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilmek kaydıyla, en az 7-10 günde bir olmak koşulu ile 1 ay içinde en fazla 3 kez yapılabilir.
UZM. DR. TİMUR TANYER: ÇOCUK SAĞLIĞI HASTALIKLARI UZMANI
İyileşenlerde virüs taşıyıcılığı olabilir mi;
İlk semptomlardan yaklaşık 21-24 gün sonra bulaştırıcılık kalmamaktadır. Tedavi ile iyileşenlerde iki haftada bulaştırıcılık kayboluyor. Hiçbir belirti vermeden (semptomatik) hastalığı geçirip iyileşenlerde de antikor oluşmakta ve bulaştırıcılık kalmamaktadır.
Virüs, iyileşen hastalarda kalıcı zarar bırakır mı?
Sorusu sıkça sorulmaktadır. Sadece yoğun bakıma girmiş ve uzun süre kalmış hastalarda diğer organlarda yetmezlik gelişirse, bu organlarda kısmi hasar kalabilir.
Aşı;
Koronaya karşı 200’den fazla merkezde aşı çalışmaları yürütülmektedir. Ancak aşının bulunması değil geniş kitlelere uygulanması zaman alacaktır. Çünkü aşının birçok güvenlik testinden geçmesi gerekmektedir. Bunun içinde en erken 6-8 aya ihtiyaç var.
Mutasyon konusu nedir;
Her virüs mutasyona uğramaktadır. Bir süre sonra bu virüste mutasyona uğrayacaktır. Ancak bu olumlu mutasyon olup insanlara daha az zarar verir hale gelecek bunu zamanla göreceğiz. Umudumuz ve dileğimiz bu yönde.
Hastalık ne zaman azalır;
Mayıs ayının ilk haftası sayıların azalmaya döneceğini bekliyorum. Ama tabiki önlemleri gevşetmemiz koşulu ile.
Mayıs sonu hayatın yavaş yavaş normale döneceğini bekliyoruz. Ancak tamamen normale dönmesi uzun zaman alacak.
İkinci dalga olabilir mi;
Rehavete kapılır ve önlemlerden erken sürede vazgeçersek bu mümkündür. Ama önlemlere devam edersek bu olmayacaktır. Sağlıklı günler dilerim.
OP. DR. AYŞEGÜL MAVİ YILDIZ: GÖZ HASTALIKLARI UZMAN
GÖZDE YANMA, BATMA HİSSİ
COVID-19’da en sık karşılaşılan belirtiler ateş (yüzde 98), halsizlik (yüzde 70) ve kuru öksürük (yüzde 60) olmakla birlikte hastalık; baş ağrısı, yaygın eklem ağrıları, ishal ve kırmızı göz şeklinde de ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın ilk ortaya çıktığı Çin’de yapılan çalışmalar, COVID-19’a yüzde 1-4 oranında kırmızı göz tablosunun eşlik ettiğinden bahsetmekte. Bu tablo göz akında kızarıklığın yanı sıra, gözde yanma, batma hissi ve sulanma ile seyredebiliyor. Literarürde COVID-19 enfeksiyonunu, sadece kırmızı göz tablosu ve hafif burun akıntısı ile geçiren hastalar bildirilmektedir. Diğer taraftan N95 maske kullanımına rağmen virüs ile enfekte olan sağlık çalışanlarının bulunması, koronavirüsün gözyaşı ile bulaşabileceğini akla getirmektedir.
Sağlık Bakanlığı ve Türk Oftalmoloji Derneği (Türk Göz Hekimleri Derneği) COVID-19 hastalığı nedeni ile acil olmayan işlemlerin ertelenmesini önermektedir. Peki göz açısından acil olan durumlar nelerdir?
Ani görme kaybı.
Göz önünde flaş patlaması şeklinde ışıma.
Göz önünde uçuşan cisimler görme.
Cisimleri kırıklı ya da eğri görme.
Gözde şiddetli ağrı.
Künt ya da delici göz yaralanmaları.
Göze yabancı cisim kaçmış olması.
Görmede bulanıklığın eşlik ettiği gözlerde çapaklanma, sulanma.
Ani başlayan çift görme.
Ani başlayan göz kapağı düşüklüğü.
Ani başlayan renk görmede bozulma.
Ani başlayan görme alanında sabit karaltı.
Kontakt lens kullanan bireylerdeki göz enfeksiyonları.
Göz çevresinde yoğun ödem, kızarıklık ve ısı artışı.
Prematüre doğum sonrası retina muayenesi.
Sarı nokta hastalığı sebebiyle düzenli tedavi gören hastalarda, tedavinin aksaması sonucu görmede bozulma olması.
Bahsedilen bu belirtiler, tedavi edilmediğinde kalıcı kayıplara sebep olabilecek göz hastalıklarına işaret ettiğinden, vakit kaybetmeden göz hastalıkları uzmanı görüşü almak önem arz etmektedir.
TANER ÇAVUŞ: DİŞ HEKİMİ
ZOR GÜNLERİ AŞACAĞIZ
Gözümüzü açtığımız andan kapattığımız ana kadarki kısacık ömrümüzde, ne kadar çok şeyi ıskaladığımızı, planlarımızı ertelememiz gerektiğini, kısacası anı yaşamamız gerektiğini göstermedi mi? Elbette bu zor günleri de aşacağız. Önemli olan bakış açımızı değiştirip bardağın dolu tarafını görebilmek.