ÜRETİM MALİYETİ BÜYÜK SORUN

Güncelleme Tarihi:

ÜRETİM MALİYETİ BÜYÜK SORUN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2021 09:20

TÜRKİYE İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı mayıs ayı tarım ürünleri üretici fiyat endeksine göre, üretim maliyeti nisan ayına göre yüzde 0.43 azalırken, geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 20.20 arttı.

Haberin Devamı

Yani üretici, geçen yıl 10 liraya ürettiği ürünü bugün 12.2 liraya üretiyor.

TÜİK’in mayıs ayı tüketici fiyat endeksine baktığımızda ise ana gruplarda gıda ve alkolsüz içecekler gurubunda geçen yılın aynı ayına göre 17.04 artış oldu. En yüksek artış gören seçilmiş maddeler sıralamasında tarım ürünü olan patatesin fiyatı 1 yılda yüzde 41.57, havuç ise 36.37 artış gösterdi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine baktığımızda, 2002 - 2020 yılları arasında mazot fiyatında yüzde 454’lük artış oldu. Yine verilere göre, 2003 yılında tonu 340 TL olan ÜRE gübresi 2020 yılında 2 bin 195 TL’ye, 427 TL olan DAP gübresinin tonu ise 2 bin 647 TL’ye çıktı.

Girdilerdeki artış ise ürün satış fiyatına yansıtılamadı. Yapılan araştırmalara göre, girdi maliyetlerindeki ortalama yüzde 50’yi aşan artışlara karşılık ürün fiyatları ortalama olarak ancak yüzde 20 civarında artabilmiştir.

Haberin Devamı

Besici bir litre süt satarak, 1 kilo yem alabiliyor, oysa 1 litre çiğ süt sattığında 1.5 kilogram yem alırsa üretime devam edebilir.

Siz olsanız üretir misiniz? Bu koşullarda üreten çiftçinin bırakan elini, ayağını öpmemiz gerekiyor.

****
ÇANDIR FASULYESİ COĞRAFİ İŞARET YOLUNDA
Bu köşeden yerel yönetimlerin tarım ve gıdayla ilgili yaptığı çalışmaları aktaracağımı belirtmiştim.
Çandır fasulyesiyle ilgili coğrafi işaret çalışmasını yürüten Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen ile konuştum. Esen, bu işe inanmış, kalkınmanın yerelden olduğunu gören bir belediye başkanı. Esen, coğrafi işaret çalışmasının Muhittin Böcek’in Konyaaaltı Belediye Başkanlığı döneminde başlatıldığını, kendisinin de kararlılıkla yürüttüğünü, coğrafi işaret için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuruda son aşamada olduklarını anlattı.
Yıllık üretimi 2 tona kadar düşen Çandır Fasulyesinin rekoltesini artırmak amacıyla Belediye olarak Yarbaşçandır Mahallesi’nde 5 bin 500 metrekarelik tarlada fasulye yetiştirmeye başladıklarını söyleyen Esen, Çandır fasulyesinin üretimi 30 tona kadar çıkarıldığını kaydetti. Yetiştirilen fasulyeler için Konyaaltı Kent Meydanı’nda ‘Çandır Fasulye Şenliği’ düzenleyerek fasulyenin tanıtımına katkı sağlanıyor.
900 rakımlı Yarbaşçandır Mahallesi’nde yetiştirilen Çandır fasulyesi, küçük taneli ve kolay pişirilebilir, lezzet ve besin değeri açısından diğer fasulyelerden farklı olan, pişerken dağılmayan ve çatlamayan yerel bir çeşit. Coğrafi işaretli Antalya piyazının da ana ürünü.
Umuyorum, Çandır fasulyesi biran önce Antalya’mızın coğrafi işaretli ürünler listesinde yerini alır. ATSO’nun coğrafi işaret aldığı Antalya piyazı da Çandır fasulyesiz kalmaz.
Geçmişimize ve geleceğimize ancak kendimize ait ürünleri yaşatarak sahip çıkabiliriz, yerel ve yöresel ürünlerimizi ancak böyle kıymetlendirebiliriz.
**
BETONDAN KURTULDUĞU GÜN TOPRAĞIN DA BAYRAMI OLUR
13 Haziran’ı Toprak Bayramı olarak kutladık. 1945 yılında toprağı olmayan ya da yetersiz olan çiftçiye toprak kazandırmak amacıyla Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu çıkarıldı. O günden bu yana da 11 Haziran’ı takip eden ilk pazar günü ‘Toprak Bayramı’ olarak kutlanıyor. Bundan 76 yıl önce araziler, üretim için seferler edilirken, bugün tarım toprakları bir bir elimizden kayıp gidiyor. Toprak da bu günü maalesef bayram olarak kutlayamıyor.
Devletin resmi verilerine göre, 1995 yılında Türkiye’de 268 milyon 348 bin 280 dekar tarım alanı varken, 2000 yılında tarım toprağımız 263 milyon 790 bin 670 dekara düştü. Son 20 yılda ise 32 milyon 426 bin 709 dekarını kaybettiğimiz tarım alanımız 231 milyon 363 961 bin dekar.

Haberin Devamı

Tarım kenti Antalya da toprağını hızlıca kaybeden iller arasında yerini aldı. 1995 yılında 4 milyon 137 bin 190 dekar tarım alanına sahip olan Antalya’nın tarım alanı 2000 yılında 3 milyon 973 bin 90 dekara düştü. Son 20 yılda ise 323 bin 860 dekar tarım alanını kaybeden Antalya’nın tarım toprağı 3 milyon 649 bin 230 dekara düştü.
Torağın bayramı ne zaman olur biliyor musunuz? Toprağımızı betona terk etmezsek, üzerinde doğanın bize sunduğu bin bir çeşit ürünü üretirsek, kirletmezsek, korursak o zaman toprağın bayramı olur. Bir yandan ‘ekilmedik tek karış toprak kalmamalı’ derken, bir yandan toprağı betona gömen uygulamalar arasındaki tezatı da sizlerin takdirine bırakıyorum. Toprak yaşamdır, candır, vazgeçmeyelim.
***
YEŞİL DÖNÜŞÜMDE UMUT VEREN GİRİŞİM
Geçen haftaki yazımda yeşil dönüşümü gündeme almadığımız, bu konuda adım atmadığımız takdirde tarımsal ihracattan turizme kadar avantajlı olduğumuz birçok konuda sıkıntı yaşayabileceğimizi belitmiş, Antalya dinamiklerinin bu konuda harekete geçmesi gerektiğini vurgulamıştım.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin’in karbon ayak izi salınımı ve yeşil üretim, yeşil ticaret, yeşil turizm konusunda çalışmalar yürüttüğünü öğrendim. Davut Çetin, öncelikle ülkemizin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasını gerektiğini söylüyor. Yerel olarak her kentin kendi karbon ayak izini çıkarması gerektiğine inanan Çetin, ATSO olarak Antalya’nın yeşil dönüşümü için 5-6 aydır bir altyapı çalışması yürüttüklerini anlattı.
Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinin katılımıyla komisyonlar kurduklarını söyleyen Çetin, bu komisyonların belirli aralıklarla toplanıp sudan, toprağa, çevreden üretime yeşil dönüşümle ilgili her türlü konuyla ilgili toplanacağını, toplantıların çıktılarının da raporlaştıracağını söyledi. Hazırlanan raporlar doğrultusunda da yol haritası belirlenecekmiş. Başta Davut Çetin olmak üzere bu işe kafa yoran, katkı sunan herkesi kutlamak gerek.
Yeşil dönüşüm konusunda Antalya’nın öncü olup olamayacağını sormuştum, Antalya’nın dinamikleri beni yanıltmadı. Niyeti gördük şimdi sıra birlikte hareket edip sonuç almada.
Sağlıkla kalın, mutlu olun.

BAKMADAN GEÇME!