GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

Güncelleme Tarihi:

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2022 09:36

Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Antalya Olgunlaşma Enstitüsü, 100 kadın eğitmeniyle Yörük geleneğini modern dokunuşlarla sürdürüyor. 16 alanda eğitim veren Antalya Olgunlaşma Enstitüsü’nün projelerini Müdür Emine Erkal’dan dinledik.

Haberin Devamı

BUGÜNKÜ röportaj konuğum 1987 yılında kurulan Antalya Olgunlaşma Enstitüsü’nün 7 yıllık Müdürü Emine Erkal. Kaleiçi’nin mistik atmosferinde 2 katlı mütevazi enstitü binasını adımlarken çok şey öğrendim Emine Hanım’dan. 100’ün üzerinde uzman ve eğitmen Antalya, Isparta ve Burdur’da köy köy, mahalle mahalle dolaşıp çeyiz sandıklarını açtırmışlar. İçinden çıkan kültür hazineleri Yörük gelinliğinden kadın başlıklarına, oyalara ve içliklere hepsinin örneklerini alıp tek tek yeniden çalışmışlar. Bugüne kadar 40 Yörük kadın başlığı ortaya çıkarılmış. Yörük başlıklarının yanı sıra Antalya’nın kelebeklerinden esinlenerek hazırladıkları muhteşem koleksiyon görücüye çıkacağı günü bekliyor. Selçuklu erkek kıyafetleri ve Sultanahmet için işlenen puşideler de Enstitü’nün diğer çalışmaları. Kaleiçi’ne yolunuz düşerse mutlaka Olgunlaşma Ensitüsü’nü gezin, girişteki kafesinden de keçi boynuzu unuyla yapılmış enfes kurabiyeleri tadın derim

Haberin Devamı

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

Öncelikle Antalya Olgunlaşma Enstitüsü hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Antalya Olgunlaşma Enstitüsü 1987-1988 eğitim-öğretim yılında Antalya İsmet İnönü Kız Meslek Lisesi bünyesinde eğitim/ öğretim ve üretim çalışmalarına başladı. Şubat 2010'da Kaleiçi’ndeki binasına taşındı. Eğitim-öğretim ve üretim çalışmalarını yürüten Enstitü, 30 Mart 2012’de Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlandı. Amacımız geleneksel sanatlarımızı, kültürümüzü araştırıp, aslına uygun olarak belgeleyip üretmek, aynı zamanda bir sonraki neslin kullanımına, tasarımına açık hale getirebilecek şekilde yeniden tasarlayıp ortaya koymak. Şu anda Türkiye’de 24 olgunlaşma enstitüsü var, biz 5’inci açılan olgunlaşma enstitüsüyüz.

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

Kaç dalda eğitim veriyorsunuz?
Geleneksel sanatları araştırmanın yanı sıra Olgunlaşma Enstitüsü’nde dikiş nakıştan takı tasarımına, el işlemesinden yeme-içmeye 16 dalda eğitim veriliyor. Mezunlara ustalık belgesi ve iş yeri açma belgesi veriliyor 2 yılın sonunda. Kendine yeni bir ufuk açmak isteyen herkes bizi tercih ediyor.

Haberin Devamı

SANATÇILARI BESLİYORUZ
Çalışmalarımızla sanatçılara ilham veriyoruz. Sanatçıların bir şekilde beslenmesi lazım. İlham dediğimiz şey küçük bir noktadır. Bizim o kadar çok besin kaynağımız var ki. Burdur, Isparta, Antalya bize bağlı. Teke Yöresi okuluyuz. Bizim araştırmalarımızdan esinlenerek sanatçılar geleneği başka bir noktaya götürecek.

‘Geleneği yaşatmak’ dediniz, neler yaptınız bu konuda?
Alanında uzman çok gurur duyduğumuz bir araştırma kadromuz var. Tamamı kadın. Sanat tarihi, el sanatları, nakış-giyim uzmanlarından oluşan bir ekip, yıllardır, Antalya, Isparta ve Burdur’u köy köy, mahalle mahalle geziyor. Geleneksel kıyafetleri, takıları ve el işlerini araştırıyor. Araştırmalardan elde edilen çıktılar 16 tasarım atölyesinde takı, aksesuar, süs eşyası ve gündelik hayata uygun giyim eşyası haline getiriliyor. Modern ve gelenekseli birleştirerek ürünler üretiliyor. Şu anda 17 proje yürütüyoruz.

Haberin Devamı

Ortaya çıkan malzeme nasıl işleniyor?
Araştırma ekibimizin bütün bilgilerini 16 atölyemizle paylaşıyoruz. Ortaya çıkan geleneksel araştırma bir sonraki nesle nasıl taşınır, neler tasarlayabiliriz onun derdine düşüyoruz. 16 atölyemiz de kendi alanına uygun ürününü yapıyor. Örneğin seramik bölümü seramiği yapıyor, cam bölümü cam eserler ortaya çıkarıyor, kuyum bölümü takıları tasarlıyor.

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

YÖRÜK BAŞLIKLARI ARAŞTIRILIYOR
En önemli çalışmalarımızdan biri Yörük başlıkları. 7 yıldır bu projeyi yürütüyoruz. Direkt evlerde araştırmalar yapıyoruz. Yıllardır açılmayan çeyiz sandıklarını açtırdık. İçinden muazzam bir kültür çıktı. Anadolu kıyafetleri birbirine benziyor fakat kadın başlıklarında inanılmaz bir zenginlik var. Bugüne kadar 40 Yörük kadın başlığı ortaya çıktı. Bunları birebir örnekledik, çoğalttık. Yörük kültürünün inanılmaz zenginliğini sandıklardan çıkardık. Hâlâ sahadayız, bu çalışma bitmiş değil, sandıklara açılmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

ÇOK RENKLİ BİR KÜLTÜR
Yörük kültürü çok renkli bir kültür. Yörükler tam bir doğa insanı. Doğaya karşı değil, iç içe yaşıyorlar. Belki de şu anda en ihtiyacımız olan şey. Yörük kültüründe kadın başlıkları, kadının hem statüsünü ortaya koyuyor hem de duyguyu anlatıyor. ‘Baş bağlamak’ deyimi de buradan geliyor. Örneğin ‘katar başı’ dediğimiz başlık. Yörüklerde ilk başı 14-15 yaşlarında cevval bir genç kız tutuyor. Arkadaki beyler bu genç kızı takip ediyor. Bunun sebebi dıştan gelecek tehlikeleri hissediyor olmaları. Tehlikelere karşı uyarıyor. Önemi çok büyük. Bu kızların giydiği başlık ayrı. İlk bu başlığı ortaya çıkardık. Birebir yapıp müzemize kazandırdık. Bey anası, sarı nergis kız başı, mor sümbüllü kız başı, pembe çiçekli gelin başı, Kaleiçi başı… Yörükler doğayla iç içe yaşayan insanlar. Doğadaki bitkilere göre bile başlıkları değişiyor. Bu yüzden aynı şehrin ilçelerinde bile farklı başlıklar ortaya çıkmış. Örneğin Akseki’de başlıklara kardelen işlenirken, Elmalı’da bambaşka bir çiçeğin işlendiğini görüyoruz.

Haberin Devamı

DUYGULAR BAŞLIKLARDA
Başlıklar kadının duygu durumunu yansıtıyor. Örneğin üzüldüyse başlığına kırmızı acı biber işliyor Yörük kadını. Başlıklardan sonra çok farklı tekniklerle işlenen ‘bağırlık’ geleneği var. Üç eteğin içine giyiliyor. Önü kapatan bir giyecek. Bu kıyafeti de araştırıyoruz.

GELENEKSEL BEBEKLER
Bebekler, kültürü taşımanın en kolay yollarından biri. Geleceğe belki başları taşıyamayız ama bebekleri taşıyabiliriz. Bu nedenle bebek atölyesini çok önemsiyoruz. Bebeklerimiz yerli ve yabancı turistler tarafından da büyük ilgi görüyor.

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

SIFIR ATIK FARKINDALIĞI
Kursiyerlerimizde sıfır atık bilinci oluşturmak için birçok çalışma yapıyoruz. Bu dönemde kot atıkları üzerinde çalışıyoruz. Daha önceki dönem de atık cam çalışması yaptık. ‘Cam atık değildir’ diye yola çıktık.

RANDEVULU EĞİTİM SİSTEMİ
Enstitümüzün asıl amacı geleneği yaşatmak. Bunun yanı sıra kurslar da düzenliyoruz. Belli bir eğitim saatimiz yok. Randevulu sistem var. İsteyenler bizi arayarak ‘şu saatte gelmek istiyorum’ diye kurs randevusu oluşturabilir.

RUS GELİNLER TARHANA ÖĞRENİYOR
Antalya’da biliyorsunuz çok sayıda yerleşik yabancı bulunuyor. Yabancı gelinler Türk yemeği öğrenmeye geliyor. Özellikle ‘Bana sadece tarhana öğretin’ diye gelen çok oluyor. Eşine veya çocuğuna özel gün için pasta yapmak isteyenler de oluyor. Onlar da günübirlik eğitime geliyor. Profesyonel bir ekiple istedikleri yemeği öğreniyorlar ve bunun herhangi bir ücreti yok. Sadece kullandığı malzemenin ücreti alınıyor.

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

SULTANAHMET’E PUŞİDE
Cumhurbaşkanlığı’nın Osmanlı Hanedanı’na ait türbelerdeki Maraş işi puşidelerin (sanduka örtüsü) yenilenmesine ilişkin bir proje var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde sürüyor. Biz de Sultanahmet’teki padişah puşidelerini yapıyoruz. 3’ünü teslim ettik, 3’ü de bitmek üzere. Antalya’da Sultanahmet’e puşide işlemek büyük bir onur.

GEÇMİŞLE GELECEĞİ BULUŞTURAN ENSTİTÜ

Selçuk kıyafetleri tasarladık. Aslına en yakın Selçuklu kıyafetleri alanında 4 ödül aldı. Sergimiz yurt dışında birçok defilede yer aldı.

KUMAŞLARI KENDİLERİ DOKUYOR
Olgunlaşma Enstitüsü’nü bir fabrika gibi düşünün. Çok becerikli ekipten oluşan bir fabrika. Giyimden nakışa, kuyumdan cama, buraya ham madde girer sanat olarak çıkar. Kıyafet tasarlarken kumaş bulmakta zorluk çekmeyelim diye dokuma atölyemiz var. Tüm kumaşları orada dokuyoruz.

HAYALİM ‘YÖRÜK MÜZESİ
Buraya ilk atandığımda en büyük hayalim yurt dışında defile yapmaktı, bunu başardık. Şimdi hayalim bölgemizin ruhunu çok iyi yansıtacak bir ‘Yörük Müzesi’ oluşturmak. Umarım önümüzdeki yıllarda bu hayatimi gerçekleştirebilirim.

ZARAFET KURSU
Enstitümüz bünyesinde ayrıca 10-14 yaş arasındaki kız çocukları için zarafet kursları düzenliyoruz. Kurslar özellikle yaz döneminde büyük ilgi görüyor. Kursa katılan çocuklara sofra düzeninden nasıl yürüneceğine ve topluluk içinde nasıl davranılması gerektiğine kadar bir çok alanda eğitim veriyoruz.

BAKMADAN GEÇME!