Yıldızlar kaymasın

Güncelleme Tarihi:

Yıldızlar kaymasın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2012 00:00

Çiğdem Ayözger Ergüvenç’in “Yıldızlar Kaymasın” isimli kitabının tanıtımı otizmli çocuklar yararına düzenlenen bir gece ile yapıldı. İlgi Otizm Derneği tarafından gerçekleşen gecede, otizmin farkındalığına dikkat çekildi.

Haberin Devamı

ANKARA Palas’ta düzenlenen tanıtım gecesine İlgi Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nejla Arslankurt ve kitabın yazarı Çiğden Ayözger Ergüvenç ev sahipliği yaptı. Geceye, çok sayıda yardımsever katıldı. Açılış konuşmasını yapan Arslankurt, Türkiye’de 450 bin otizm hastası olmasına rağmen bunlardan sadece 5 bin hastanın okullarda eğitim görebildiğini belirterek otizm hakkında bilgiler verdi. Arslankurt şöyle konuştu:

İlaçla tedavisi mümkün değil

“Her 100 çocuktan birinde görülen ve nöro-gelişimsel bir bozukluk olan otizm, sosyal ve iletişim becerilerinde sınırlılık, göz temasının kurmama, konuşmanın olmaması ya da iletişim amacıyla kullanılmaması, çevrenin farkında olmayış ile tanınır. Yoğun davranış sorunlarına neden olan otizmin halen ilaçla tedavisi yoktur. Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış tek yöntem 2 yaşından önce tanılanmış ve erken yaşta başlamış, yoğun eğitimdir. Fiziksel olarak her hangi bir farklılığı bulunmayan çocukların tanılama ve eğitimleri gecikmesi, onların gelişimlerinin en hızlı sağlanabileceği erken dönemlerin kaybedilmesine neden olmaktadır.”
Geceyi müzikleri ile destekleyen Ece Berker ve Yuri Ryadchenko, misafirlere caz, Türk müziği, Latin, dünya ve Türkçe pop türlerinin klasikleşmiş eserleri ve yeni parçalarından oluşan geniş repertuar sundu.

Haberin Devamı

Uyarıcılık görevi

Kitaplarının tüm gelirini, otizmli bireylerin eğitimi için Otizm Kütüphanesi’ne ve İlgi Otizm Derneği’ne bağışlayan Çiğdem Ayözger  Ergüvenç   “Yıldızlar Kaymasın” adlı yeni kitabı hakkında; “Yazdıklarım kendi çeşitli gözlemlerimden ve ara sıra temas ettiğim ailelerle yaşamış olduğum çaresizlikler ve açmazlardan yola çıkarak oluşmuştur. Bu kitap birçok okuyanı zaman, zaman üzecektir. Suçluluk duygusuna bir an için bile olsa kapılanlar bulunabilir. Kötü örnekler caydırıcı olabilmeleri açısından bazen iyi örnekler kadar yararlı olurlar. Ortak sorunu paylaşan anne – babaların,  ailelerin, onların yakınlarının ya da o ailelerle şu veya bu şekilde temas etme durumunda olan çevrelerin davranışlarında, yaklaşımlarında zerre kadar bile olsa bir uyarıcılık görevi yapabilirsem bu emeğimi boşa gitmemiş addederim” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!