Yerküre ısınıyor Ankara çöl olabilir

Güncelleme Tarihi:

Yerküre ısınıyor Ankara çöl olabilir
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2007 00:00

Tüm dünyayı küresel ısınma korkusu sararken Ankara Hürriyet, merak ettiklerinizi Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Diren’e sordu. Diren’e göre son dönemde yaşanan yağış eksikliği, kuraklık anlamına gelmiyor ancak uzun vadede Ankara, küresel ısınmanın bedelini çölleşerek ödeyecek.

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı’nın su sıkıntısını duyurmasıyla kuraklık Ankara gündemine girdi. Ankaralı, mevsim normallerinin üstünde seyreden sıcaklıklar nedeniyle endişe yaşarken dünyada da küresel ısınmanın tehlikeleri tartışılıyor. Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Diren’e göre son dönemde yaşanan yağış eksikliği, kuraklık anlamına gelmiyor ancak uzun vadede Ankara, küresel ısınmanın bedelini çölleşerek ödeyecek. Diren, Ankara’nın son 45 gününü yağışsız geçirdiğini ancak bunun "Ankara kuraklık yaşıyor" demek için yeterli bir veri olmadığını söyledi. Diren’e merak edilenleri sorduk:

İKLİMLERE NE OLUYOR n Son dönemde Ankara’da yaşanan yağış eksikliğini neye bağlıyorsunuz? Kuraklık tehlikesi mi yaşıyoruz?

Bu yıl, sıcak bir kış geçirdik. Sıcaklıkların mevsim normallerinin üstünde olduğunu görüyoruz, Aralık başından Ocak ayının 15’ine kadar geçen sürede ciddi anlamda bir yağış eksikliği çektik. Buna bağlı olarak son günlerde kuraklık senaryoları ortaya çıkmaya başladı; herkes kuraklıktan bahsediyor. Bunu da bir şekilde iklim değişikliğine bağlıyorlar ve "Acaba bu durum, iklim değişikliğinin bir belirtisi midir" soruları sorulmaya başlandı. Açıkçası iklim değişikliği ile bu sene oluşan ekstrem hava şartlarını karıştırmamak gerekiyor. Bu tür hava şartlarının geçmişte de benzerleri görülmüştür. Geçmişte de İç Anadolu’da 2001’de 1989’da, 1986’da ve 1925-1928 arası üç yıl süren bir kuraklık yaşanmıştı.

EL NİNO DÜNYAYI ETKİLİYOR Bunları doğrudan iklim değişikliğine bağlamak yanlış. Meteorolojinin son verilerine göre son 45 günlük süre içinde normalde düşmesi gereken yağışın sadece yüzde 7’si düşmüş Ama bu veriye bakarak kuraklık tanımlaması yapamayız. Ben kuraklık gündeminin biraz suni olduğunu düşünüyorum. Ayrıca son 45 günü değil de son beş ayı ele aldığınızda ortalama yağıştan yüzde 7 daha fazla yağış olduğunu görüyoruz.

Peki yağış eksikliği nedenkaynaklanıyor?

n
Bu yıl yine Pasifik’te El Nino yılıydı. El Nino, Pasifik Okyanusu’nda oluşan bir meteorolojik olay. Deniz yüzeyinin aşırı ısınmasından kaynaklanan ve iklimi hava şartlarını etkileyen bir oluşum. 2 ile 7 yıl arasında sürebiliyor. Bu durumda El Nino yıllarında Pasifik’in doğu kıyılarında büyük kasırgalar, fırtınalar yaşanırken Pasifik’in batı kıyılarında ciddi kuraklıklar yaşanıyor.

Başkent’i El Nino mu vurdu

n Türkiye de El Nino’dan dolaylı olarak etkileniyor. Bu konuda elde kesin bilgiler olmamakla birlikte Prof. Dr. Mithat Kadıoğlu’nun çalışmasına göre El Nino’nun gerçekleştiği yıllarda Karadeniz Bölgesi kıyı şeridinde yağış miktarı artarken İç Anadolu ve güneyde yağış miktarlarında uzun yıllar ortalamasına göre bir azalma söz konusu. İşte biz bu son 45 gündür yağışsız geçen süreci buna bağlıyoruz. Şu anda El Nino etkisini yitirdi Nisan sonu Mayıs başına kadar tamamen etkisiz olması söz konusu.

Yerküre giderek ısınıyor

çölleşme ile karşı karşıyayız


n Diren, Küresel ısınmanın Türkiye’de farklı bölgelerde farklı değişikliklere neden olacağını belirterek Ankara’nın da dahil olduğu İç Anadolu’da çölleşme görüleceğini söyledi: "Küresel ısınma iklim değişikliğini gündeme getirecek. Bu süreçte iklimlerin değişmesi kaçınılmaz bir durum. Türkiye için ise kuraklık söz konusu. Türkiye yarı kurak iklimden kurak bir iklime geçecek. Şu anda kişi başına düşen su miktarı Türkiye’de bin 700 metre küp civarında bin metreküpün altına düştüğünüz zaman kurak ülkeler arasına katılıyorsunuz. 2020 yılı itibariyle bin 100 metreküpün altına düşeceğini tahmin ediyoruz. Türkiye içinde de iklimler farklılaşacak. İklim değişikliğine ilişkin öngörülere göre özellikle Doğu Karadeniz’de ortalama yağış miktarı bir miktar daha artacak. İç Anadolu bölgesinde ise çölleşme yaşanacak. 2100 yılına geldiğimizde ise dünya, bizim için yaşanacak bir yer olmaktan çıkabilir. İnsanları aslında çok güzel şeyler beklemiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!