Yazdığım roman okurlar kadar beni de şaşırtmalı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2009 00:00
Yazar Elif Şafak, romanlarını yazarken daha çok sezgilerle ve duygularla yazdığını söyledi.
AKP Genel Merkezinde, "Kütüphane Söyleşileri" çerçevesinde partililerle bir araya gelen Şafak, kitaplarını ve edebiyat anlayışını anlattı.
Yazıya düşkünlüğünün yaşantısının çok erken dönemlerinden itibaren gelişmeye başladığını belirten Şafak, yazma güdüsünün gelişmesinin ise daha geç dönemlerde gerçekleştiğini kaydetti.
Şafak, hayatın sürekli bir değişimi beraberinde getirdiğine dikkati çekerek, sanatçıların algı kapılarının sürekli açık olması gerektiğini söyledi.
Edebiyatın sınırsızlığını ve akışkanlığını sevdiğini ve kendisinin daha çok bilinçaltı ile yazdığını anlatan Şafak, son kitabı "Aşk"tan da bir bölüm okudu.
"Aşk" isimli kitabının ana eksenlerinden birini oluşturan tasavvuf felsefesi ile 15 yıl önce üniversitede okurken tanıştığını ifade eden Şafak, romanını yazarken edebiyat ve tasavvufun kendi gerçekliklerini göz önünde bulundurduğunu kaydetti.
Yazının okuru şaşırttığı kadar kendisini de şaşırtmasını istediğini belirten Şafak, "Romanlarımı yazarken akılla yazdığıma emin değilim, daha çok sezgilerle, duygularla yazıyorum" dedi.
Türkiye’de çok iyi bir edebiyat okuru bulunduğuna ve bunun büyük bir bölümünü kadınların oluşturduğuna dikkati çeken Şafak, Osmanlı’dan itibaren Türkiye’de çok güçlü kadın yazarların olduğunu söyledi. Bu yazarların önemli mücadeleler verdiğine işaret eden Şafak, "Bizden önceki kadın yazarlara çok şey borçluyuz" diye konuştu.
Türkiye’de eleştirmenlere çok fazla ihtiyaç olduğunu da dile getiren Şafak, ancak eleştirilerin eser odaklı olması gerektiğini de kaydetti.
Yazıya düşkünlüğünün yaşantısının çok erken dönemlerinden itibaren gelişmeye başladığını belirten Şafak, yazma güdüsünün gelişmesinin ise daha geç dönemlerde gerçekleştiğini kaydetti.
Şafak, hayatın sürekli bir değişimi beraberinde getirdiğine dikkati çekerek, sanatçıların algı kapılarının sürekli açık olması gerektiğini söyledi.
Edebiyatın sınırsızlığını ve akışkanlığını sevdiğini ve kendisinin daha çok bilinçaltı ile yazdığını anlatan Şafak, son kitabı "Aşk"tan da bir bölüm okudu.
"Aşk" isimli kitabının ana eksenlerinden birini oluşturan tasavvuf felsefesi ile 15 yıl önce üniversitede okurken tanıştığını ifade eden Şafak, romanını yazarken edebiyat ve tasavvufun kendi gerçekliklerini göz önünde bulundurduğunu kaydetti.
Yazının okuru şaşırttığı kadar kendisini de şaşırtmasını istediğini belirten Şafak, "Romanlarımı yazarken akılla yazdığıma emin değilim, daha çok sezgilerle, duygularla yazıyorum" dedi.
Türkiye’de çok iyi bir edebiyat okuru bulunduğuna ve bunun büyük bir bölümünü kadınların oluşturduğuna dikkati çeken Şafak, Osmanlı’dan itibaren Türkiye’de çok güçlü kadın yazarların olduğunu söyledi. Bu yazarların önemli mücadeleler verdiğine işaret eden Şafak, "Bizden önceki kadın yazarlara çok şey borçluyuz" diye konuştu.
Türkiye’de eleştirmenlere çok fazla ihtiyaç olduğunu da dile getiren Şafak, ancak eleştirilerin eser odaklı olması gerektiğini de kaydetti.